Anayasa Mahkemesi, ‘intihar’ eden askerin yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi

1992 doğumlu S.K., Manisa/Turgutlu İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde asker iken 24/1/2013 tarihinde ateşli silahla yaralanma sonucu yaşamını yitirmişti.

Askerde intihar yaşam hakkı ihlali sayıldı: Yetkililer görmeliydi

AYM, askerde yaşamına son veren S.K. davasında ‘yaşam hakkının ihlal edildiğine’ karar verdi. Dosyanın yetkili mahkemeye gönderilerek yeniden yargılama yapılmasına karar veren AYM, ‘Devlet, askerlik görevinde silahların kullanımı konusunda daha dikkatli olmalı’ dedi.

Nurettin Öztatar
ANKARA – Anayasa Mahkemesi (AYM), zorunlu askerlik hizmeti sırasında meydana gelen intihar olayı nedeniyle ‘Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının ihlal edildiğine’ karar verdi. Alınan kararda ‘yetkililerin yaşam hakkının korunması için gerekli tedbirleri almadığı’ belirtildi.

AYM’nin kararında ‘Devlet’in, askerlik görevini zorunlu kıldığı için özellikle silahların kullanımı konusunda büyük bir titizlik göstermesi’ gerektiği de vurgulandı.

1992 doğumlu S.K., Manisa/Turgutlu İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde asker iken 24/1/2013 tarihinde ateşli silahla yaralanma sonucu yaşamını yitirmişti.

“K.nın yaşamının korunması için gerekli olan makul tedbirlerin alındığının söylenemeyeceği sonucuna varılmıştır.” ifadelerinin yer aldığı kararda “Devlet, askerlik görevini zorunlu kıldığı için özellikle silahların kullanımı konusunda büyük bir titizlik göstermeli; psikolojik sorunları olan askerlerin tedavi edilmesini ve onlara yönelik uygun tedbirlerin alınmasını sağlamalıdır. Oluşturulan yasal ve idari düzenlemelerde, askerlik yaşamının doğasında var olan tehlikelerle karşı karşıya bulunan askerlerin etkin bir şekilde korunmasını sağlayan uygulamaya ilişkin tedbirlerin ve emir komuta zinciri içinde yer alan sorumlular tarafından işlenebilecek kusur ve hataların tespit edilmesini sağlayacak usullerin öngörülmesi gerekmektedir” değerlendirmesi yapıldı.

‘DEVLETİN YAŞAM HAKKINI KORUMA YÜKÜMLÜĞÜ VAR’

Kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma hakkı birbiriyle sıkı bağlantıları olan devredilmez ve vazgeçilmez haklardan olup devletin bu konuda pozitif ve negatif yükümlülükleri bulunduğunun hatırlatıldığı Anayasa Mahkemesi kararında “Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme, bunun yanı sıra pozitif bir yükümlülük olarak yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır” dendi.

Bazı özel koşullarda devletin kişinin kendi eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı yaşamı korumak amacıyla gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü bulunduğunun vurgulandığı kararda, “Zorunlu askerlik hizmeti için de geçerli olan bu yükümlülüğün ortaya çıkması için askeri mercilerin kendi kontrolleri altındaki bir kişinin kendini öldürmesi konusunda gerçek bir risk olduğunu bilip bilmediklerini ya da bilmeleri gerekip gerekmediğini tespit etmek, böyle bir durum söz konusu ise bu riski ortadan kaldırmak için makul ölçüler çerçevesinde ve sahip oldukları yetkiler kapsamında kendilerinden beklenen her şeyi yapıp yapmadıklarını incelemek gerekir. Ancak özellikle insan davranışının öngörülemezliği, öncelikler ve kaynaklar değerlendirilerek yapılacak işlemin veya yürütülecek faaliyetin tercihi dikkate alınarak pozitif yükümlülük; yetkililer üzerine aşırı yük oluşturacak şekilde yorumlanmamalıdır” denildi.

Kararda yer alan bazı değerlendirmeler şöyle:

“S.K.nın askeri yetkililerinin dikkatini çekebilecek derecede kendisine zarar verme eğilimi gösterdiği değerlendirilmektedir. Nitekim askeri yetkililer kendisine zarar verebileceği düşüncesiyle 23/10/2012 tarihli muayeneden sonra da S.K.ya belli bir dönem silah vermemişlerdir. Dolayısıyla somut olayda S.K.nın kendisine zarar verme riskinin bulunduğunun askeri yetkililerce bilindiğinin, en azından bilinmesi gerektiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.”

“…daha önceden kendisine zarar verici eylemlerde bulunan ve psikolojik rahatsızlığının bulunduğu sağlık kurumlarınca da tespit edilen bir kişiye silah verilmesinin bazı durumlarda oldukça sakıncalı sonuçlara yol açabileceği belirtilmelidir.”

Kaynak: Gazete Duvar

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org