”Bir üst-anlatı olarak barış” ve ”bedelli anti-militaristler(?)” – Ulaş S. Çelik

Jean -François Lyotard, yaşadığımız dönemi ”postmodern” olarak değerlendirir. Postmodernizm ona göre, ”üst-anlatıların(meta-narrative) reddidir. Modern, Lyotard için, kendisini, bir üst-anlatıya gönderme yaparak meşrulaştıran bilgi türleri için kullanılır. Örneğin ”Özgürleşme söylemi”.

Jean -François Lyotard, yaşadığımız dönemi ”postmodern” olarak değerlendirir. Postmodernizm ona göre, ”üst-anlatıların(meta-narrative) reddidir. Modern, Lyotard için, kendisini, bir üst-anlatıya gönderme yaparak meşrulaştıran bilgi türleri için kullanılır. Örneğin ”Özgürleşme söylemi”. Üst-anlatılar bir bilgi otoritesine işaret eder. Buna göre bir bilginin ”doğruluğu”, doğru olduğu kabul edilen ”üst-anlatıya” uygunluğu ile ölçülür. İdeolojiler bu üst-anlatılara bir örnektir(örneğin günümüzde iki taraflı”barış” söylemi). Dolayısıyla üst-anlatılar bir ”meşruluk” kaynağıdır.
Yaşadığımız dönemi ve kullandığımız kavramları tam olarak irdelemediğimiz için üst söylemlerin altında gerçekleşen büyük bir tarajediye tanık oluyoruz.
Çoğu insan tarih sayfalarına kara bir leke olarak düşen Roboski katliamından sonra, devlete tavır almış durumda. Bunun için bedel de ödüyor. Anlam veremediğim nokta; militarizme karşı öfkesini sokakta cömertçe dışa vuran bu insanlar, banka kuyruklarında aynı cömertliği göstererek, iki dakikalık bir işlemle, belki bir Roboski katliamına daha sebep olacak kadar, militarzmin kasasına para aktarıyorlar.
Militarizm’i finanse ettikleri gerçeği ile yüzleşmemelerinin en temel nedeni, ideolojinin ”üst-anlatılar” olarak kabul ettirdiği tavırdır. İdeolojinin üst söylemi altında öfkelerini nasıl kontrol edeceklerini bilmedikleri için soluğu tekrar sokakta alıyorlar. Yani kendi elleriyle düşmanına zırhı giydirdikten sonra, zırhlı militarizmin karşısına dikilip bu sebeple hapishaneye bile giriyorlar.
Her biri öfkesini kendi iradesiyle kontrol etmeye çalışsa durum biraz daha farklı olabilir. En azından katliamlara karşı bu denli duyarlı olanlar veya barışçıl siyaset yapanlar…
Bunun yanında ”anti-militarizm” de bir üst söylem olarak yerleşmiş. Mesela ne şekilde olursa olsun askerlikten sıyrılmak, bir anti-militarist duruş oluyor bu insanlara göre…
-Okulu uzatmak
-Yüksek lisans yapmak
-Ve en önemlisi askerliği bedelli olarak yapmayı bir anti-militarist duruş olarak görebiliyorlar.
Silahtan kurtulmak için devlete bomba alacak imkan veriyorlar. Belki bu yüzdendir hayata tutunmaya çalışan insanların onuruna bomba yağıyor.
Ya da gezi örneğinde olduğu gibi genceceik insanlar hayatını kaybediyor. Mesela gezi eylemlerinde bulunup askerliği bedelli olarak yapanları hesap edersek acaba toplanan bedelle kaç Toma alınır?
Devlet aklı bu durumun farkında ve kaynakları tükenince bütün bunları bir avantaja dönüştürmenin hesabını yapıyor.
Sun Tzu ”savaş Sanat”ı adlı çalışmasında şöyle der:
”Kaynaklar tükenince vergiler artar. Güç ve kaynaklar tükenince memleket kurur-insanlar paralarının yüzde yetmişini yitirirken, hükümet de parasının yüzde altmışını teçhizata yatırır.”
İdeolojilerin üst söylemleri (mesela özgürleşmek) kitlenin akılcı bir yol izlemesine engel olur. Birey ”ben askerliği satın alırsam özgürleşirim gerisi teferruat” der. Devlet de bu durumu avantaja çevirir ve bütün teçhizatını bu üstten söylemlerin etkisiyle anlamını yitirmiş insalara mal eder.
Günümüzde barış söylemi bütün kitleyi bir noktada ortak karara inandırıyor. Bu doğrultuda alınan kararların içeriğini sorgulamak kimsenin aklına gelmiyor. Ya da kimsenin işine gelmiyor..
Başka bir örnekte olduğu gibi;
Eski bir askeri talimat kitabında şöyle der: ”sözcükler duyulmadığı için ziller ve davullar, herkes görebilsin diye bayraklar ve sancaklar yapılır.” Ziller, davullar, bayraklar ve sancaklar insanların kulaklarını ve gözlerini bir noktaya toplamak ve birleştirmek için kullanılır. İnsanlar bir kez birleştiler mi, cesurlar tek başlarına ilerleyemez, korkak olanlar ise tek başlarına geri çekilemezler-bu, grup çalıştırmak için kuraldır.(Sun Tzu, Savaş Sanatı)
Herkes barışa kenetlenmiş durumda, bunun yanında devlet kendi militarist gücünden hiç ödün vermiyor.
”Bedelli anti-militaristler” ise kendilerine bir şekilde teselli buluyorlar;
-Bizim ödediğimiz para eğitime gidiyor.
-Artık savaş bitti, barış var.
-Şartlar ve koşullar bunu gerektiriyor.
-Devlet zaten bu parayı bir şekilde bizden alıyor.

Kaynaklar:
 (Sun Tzu, Savaş Sanatı , (Çev: Sibel Özbudun, Zeynep Ataman), Anahtar Kitaplar Yayınevi, 4. Baskı, Aralık 2007)
(Jean-François Lyotard, Postmodern Durum, (Bilgesu Yayıncılık / Felsefe dizisi)

Ulaş Sabahattİn Çelik

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org