Bülent Bektaş

“hiçbir devletin askeri olmayacağım. Askeri ya da sivil hiçbir kurumda yer almayacağım.”

2005 14 Mayıs-Bülent Bektaş-İZMİR

Bülent Bektaş
Dünya bizim dışımızda, bize rağmen dönüp duruyor. Eğer insanoğlunun gücü yetseydi belki onu durdurur ya da yörüngesini değiştirirdi. Tarihin çarkı doğaya, doğal olana müdahalelerle dönüyor. Özgürlükler yok sayılıyor; savaşlarla, soykırımlarla her gün yeni kurbanlar veriliyor. Başka türlü olmazmış gibi tarih, kendi devamını sonlanan yaşamlarla sağlıyor. Bu nedenle insanlık tarihiyle övünmüyor, aksine onun yıkılması gerektiğini düşünüyorum. Peki bu acı serüveni başlatanlar kimler? Ateşi bulanlar mı, toprağı ilk sürenler mi, hayvanı ilk evcilleştirenler mi?…
Yoksa hepsi birden mi? Elbetteki, o zamanların insanları, eylemlerinin insan-doğa kardeşliğinin bozulması yönünde evrileceğini kestiremezdi. Sürecin, üstümüze yağan bombalara ve upuzun bir tutsaklık zincirine dönüşeceğini bilselerdi, belki o ilk günahı işlemezlerdi.
Şüphesiz ki, iktidarlar olmasaydı tarihin akışı farklı yönde olacak, insanoğlunun her masum eylemi bir günaha dönüşmeyecekti. Gelmiş geçmiş bütün iktidarlar, yaşamların üzerinde dolanan akbabalardır. İnsan ile doğa arasındaki birliği bozan, ayrı ayrı her ikisinin de ölümünü sağlayan kötücül mekanizmalardır. Her şeyin üzerinde olduğunu kabul eden, yasaklar, kurallar koyarak, hapsederek, öldürerek insanı zavallılaştıran küstah tanrılardır. Ama ben o tanrıya inanmıyorum. Bu yüzden, onun benim adıma verdiği hiçbir karara biat etmeyeceğim.
Yeni bir tarih ancak bütün yaşamlara ve insanın özgür iradesine saygıyla; dolayısıyla iktidarların olmaması, yok sayılmasıyla mümkündür. Bu nedenle hiçbir devletin askeri olmayacağım. Askeri ya da sivil hiçbir kurumda yer almayacağım.”

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org