Cesaret bulaşıcıdır… – Halil Savda

Korku bulaşıcıdır lakin cesaret de öyle..! Gülmen’in yaptığı örnek bir sivil itaatsizlik eylemi. Sivil itaatsizliğin en temel kavramları meşruiyet, demokrasi, şiddetsizlik ve cesaret…

Akademisyen. İsmi Nuriye Gülmen. Selçuk Üniversitesi öğretim üyesiyken Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) açığa alındı. Açığa alınan sadece Gülmen değildi; 100 binden fazla kadın ve erkek bir sabah vakti kararnamelerle işlerinden oldular.

Mahkemeye itiraz hakları bile yok.

Eskiden devlet sırtını yaslaman gereken en güvenilir yerdi..!

Ne de olsa öyle canı istediğinde kimse seni işinden atamıyordu. Atsa bile mahkemeye itiraz hakkın oluyordu ve başvuracağın bir dizi makam vardı.

Memur olanlar ekonomik olarak hayatlarını garantiye alıyor ve bir dizi hak kazanmış oluyorlardı.

Memurluk en güvenilir ve itibarlı meslekti. Ancak ne zamanki Yeni Türkiye sahipleri fırsatı buldu OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler ile ülkeyi idare etmeye başladılar; işte o zaman devlette ne liyakat kurumu kaldı ne de sırtını yaslayacağın güvenilir bir devlet; herkes her an işini kaybetmekten korkar oldu, nitekim her gün birileri devletten kovuluyor. İşe dönmek için yargıya gitme hakları da yok… Sendikalar sokağa çıkamıyor çünkü KHK’lar ile yasak; yasağa rağmen çıkanlar da polisin gazı ve jopuyla dağıtılıyor.

İşlerinden olanlar ya AKP iktidarının sona ereceği günü bekliyorlar ya da yeni bir KHK ile işlerine dönmeyi… Bu iki beklentiden başka büyük çoğunluk olan bitene seyirci ve evinde kös kös oturuyor. Biliyoruz ki beklemekle ekmek gelmez; hak da kazanılmaz.

Nuriye Gülmen 10 binlerce kişinin yaptığını yapmadı; evinde oturmadı ve eline “açığa alındım, işimi istiyorum” yazılı dövizi alarak Ankara Kızılay’daki Yüksel Caddesi’nde oturdu. Her oturduğunda polisler tarafından gözaltına alındı. Pes etmedi ve diğer gün yine oturdu. Oturma eyleminin 14. gününde öğretmen Semih Özakça da ona katıldı.

Semih Özakça kendisi gibi öğretmen olan eşiyle birlikte 9 Eylül kararnamesiyle açığa alındı. Birgün Gazetesi’nden Burcu Cansu’ya verdiği röportajda şöyle diyor: “Bu süreci, sürecin fazla uzamayacağı yanılgısına düşerek Mazıdağı’nda geçirme kararı aldık. Bekledik, bekledik, bekledik…”

Bu bekleme sonunda ne oldu?

29 Ekim’de yayımlanan yeni bir kararnameyle binlercesi gibi işinden atıldı. O artık bekleme zamanını tüketmişti ve kendi ifadesiyle hikayesini yazmaya karar verdi ve Ankara’ya gelerek Nuriye Gülmen’e katıldı.

Neden mi?

Kendisi anlatıyor: “Direnmeyi seçtim çünkü işimi, öğrencilerimi çok seviyorum. Direnmeyi seçtim çünkü alın terimle kazandığım ekmeğimi elimden aldılar…”

KHK ile açığa alınan binlerce kişi işe geri alınacağı umuduyla bekliyor. Kimi zaman Galip Ensarioğlu üzerinden kimi zaman bir hükümet yetkilisi veya milletvekili üzerinden bu insanlara işe geri alınacağı umudu veriliyor, ancak yeni çıkan KHK ile açığa alınan binlerce kişinin işine son verildi. İşine son verilen onca insan var ve bu maalesef sokakta görünür değil.

Bu görünür kılınsa hükümet bu kadar rahat insanların ekmeğini kesemezdi. Beklemek yerine Gülmen ve Özakça gibi kendi mahallesinde, sokağında bir kazağın üzerine, evlerine asacakları bir pankarta veya ellerine alacakları bir dövizle “açığa alındım, işimi istiyorum” yazabilirler. Kapısına kilit vurulan binlerce dernek, gazete, tv, dergi, avukatlık kurumu, şirket ve yayın evi var. Bu kurumların üyeleri, yöneticileri veya çalışanları benzer bir itaatsizlik yapabilirler.

Nuriye Gülmen’in her günü mücadele ile geçiyor. Gülmen, gözaltılara rağmen her gün oraya gitmesini şöyle anlatıyor:

“Bütün bunlara rağmen devam ediyor olmamın sebebi kendi meşruiyetime inanıyor olmak. (…)

Eyleme başlamadan önce çok yaygın olan ‘herkes çok korkuyor’ fikri dağıldı.”

Burcu Cansu, zor şartlarda iyi bir gazetecilik yaparak Gülmen ile Özakça’yı bizimle buluşturdu.

Korku bulaşıcıdır lakin cesaret de öyle..!

Gülmen’in yaptığı örnek bir sivil itaatsizlik eylemi.

Sivil itaatsizliğin en temel kavramları meşruiyet, demokrasi, şiddetsizlik ve cesaret…

Sivil itaatsizlik de toplu olmaya gerek yok, sokakta slogan atmaya da gerek yok; bir dövize, bir rozete, bir pankarta veya bir kapıya; “işimden atıldım, işimi istiyorum” yazmak yeterli!

Bakın o zaman yürüdüğünüz sokakta, oturduğunuz apartmanda, yaşadığınız şehir de ne çok dostunuz var..!

Görünür olma cabası her zaman yeni dostlar ve yeni arkadaşlar demektir.

İtaatsizlik başlarsa keyfiyet biter ve sessizlik iklimi değişir..!

Evet, cesaret bulaşıcıdır.

Kaynak: Aryen Haber

**

20. günde gözaltına alınmadılar: “İrade savaşını biz kazandık” – T24

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org