“Düşman”, güçlü bir barış savunusuna sahip (Kitap) – Ferid Demirel

Kitabı Davide Cali yazmış, Serge Bloch çizmiş. Bu kitapta da birbirleriyle savaşan, savaştırılmak zorunda bırakılan iki askerin yaşadığı ruh hali tasvir ediliyor.

Barış İçin Bir Kitap “Düşman”

Ginko Bilim Yayınevi çocuk kitapları yazarı Davide Cali ve çizer Serge Bloch’in ortak eseri olan “Düşman – Barış İçin Bir Kitap” adlı eserini yayınladı.

Ferid Demirel İstanbul – BİA Haber Merkezi 05 Aralık 2018, Çarşamba 16:22
Ermeni yazar Stefan Zoryan’ın (1889 – 1967) “Kuyunun Yanı Başında” adlı öyküsü, Rus ve Avusturya ordusunda savaşan ve susuzluktan dolayı savaşa bir süreliğine ara veren askerleri anlatır. Susuz kaldıkları ve su alabilecekleri kuyu savaşan iki gücün ortasına düştüğü için, bir süreliğine savaşa ara veren askerlerin yaşadıklarıdır Zoryan’ın öyküsünde bahsettiği. Bir süre öncesine kadar birbirlerini öldürmek için silah sıkan, iki düşman, hayati bir ihtiyaçtan dolayı silahlarını indirir ve kuyunun başında susuzluklarını giderirler.

Ginko Bilim Yayınevi’nin, Uluslararası Af Örgütü’nün desteği ile yayınladığı “Düşman – Barış İçin Bir Kitap” adlı eserine göz gezdirirken aklıma Zoryan’ın bu öyküsü geldi.

Kitabı Davide Cali yazmış, Serge Bloch çizmiş. Bu kitapta da birbirleriyle savaşan, savaştırılmak zorunda bırakılan iki askerin yaşadığı ruh hali tasvir ediliyor.

“İşte savaş. Orada bir şey var. Galiba bir çöl… Çölde iki çukur. Çukurlarda iki asker. Onlar düşman…” diye başlıyor kitap.

Karşı çukurdaki asker için “O, vahşi bir yaratık. Merhamet nedir bilmez. Kadınları ve çocukları öldürüyor. Sebepsiz yere öldürüyor. Eğer ortada bir savaş varsa bu tamamen onun suçu. Tüm bunları biliyorum çünkü aptal değilim. Bunu el kitabında okudum” diyor asker, karşı çukurdaki askerin de kendisi gibi biri olduğunun farkında olmadan.

Tanıtım metninde kitap ile ilgili şöyle yazıyor:

“Her savaş bir düşmanı zorunlu kılıyor: İki haki renkli asker, beyaz sayfalarda açılmış kurşun delikleri gibi görünen çukurlarda tetikte bekliyor. Sayfaları ayıran dikiş izi onları düşman kamplara bölüyor. Bir askerin iç sesinden diğerinin ne menem bir canavar olduğunu öğreniyoruz. Oysa düşmanın da bir el kitabı var. Üstelik bu el kitabı askerin el kitabına tıpatıp benziyor. Bir farkla: Orada düşman olarak resmedilen, askerin ta kendisi!”

Zoryan’ın Türkiye’de henüz yayınlanmayan öyküsünde de buna benzer bir durumla karşılaşır okur: Rus askerler, savaştıkları Avusturyalı askerlerin de aslında kendileri gibi olduklarını gördüklerinde saşırırlar. Birbirlerinin dilini bilmemesine rağmen, susuzluk onları bir araya getirir ancak bir süre sonra, üstlerinin uyarısı ile cephelerine geri dönerler. Yalnız iki birliğin yaşadığı o kısa “temas”ın, askerlerin kendi durumlarını sorgulamasına yol açtığını okuruz.

“Düşman – Barış İçin Bir Kitap” bir çok dile çevrilip başta Uluslararası Af Örgütü olmak üzere bir çok sivil toplum kuruluşu tarafından sahiplenildi. Bu da “kitabın güçlü bir barış savunusu”na sahip olduğu görüşünden ileri geliyor. (FD/HK)

Kaynak: Bianet

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org