Şi Cinping: Çin, 2050’ye kadar dünyanın en güçlü ordusuna sahip olacak

Sputnik, Çin ordusundaki gelişmelerin neler getireceğini ve bununla birlikte küresel güç dengesinin ne şekilde değişeceğini araştırdı.

Yeni küresel dağılım: Çin niçin dünyanın en güçlü ordusunu kuruyor?

19.10.2017
Çin Devlet Başkanı ve Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Komitesi Genel Sekreteri Şi Cinping, ÇKP’nin 19. Ulusal Kongresi’nin açılış konuşmasında 2035’e kadar Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun yeni silahlarla donatılacağını, 2050’ye kadarsa Çin’in dünyanın en güçlü ordusuna sahip olacağını söyledi.

Sputnik, Çin ordusundaki gelişmelerin neler getireceğini ve bununla birlikte küresel güç dengesinin ne şekilde değişeceğini araştırdı.

YENİ DOKTRİN

Çin’in savunma bütçesi sadece bu yıl yüze 7’lik artış kaydetti ve yaklaşık 156 milyar dolara ulaştı. Bütçenin ‘gizli’ maddelerini de dikkate alan analistlere göreyse Çin’in askeri bütçesi, resmi olmayan rakamlarla 200 milyar doları aştı ve böylelikle Çin, emin adımlarla ABD’den sonra askeri harcamaları bakımından dünya ikincisi oldu. İki milyonun üzerinde askerin görev yaptığı Çin ordusu ise dünya birincisi.

Çin’de yılbaşında kurulan ve Şi Cinpin’in bizzat yönettiği Entegre Askeri-Sivil Gelişimi Merkez Kurulu, yeni savunma teknolojileri, orduya yeni taktik ve stratejik konseptlerin getirilmesi, dış askeri deneyimlerin analizi ve muhtemelen sanayi casusluk alanında araştırma ve geliştirme alanında faaliyet gösteriyor.

Sputnik’e konuşan Rus askeri uzman Vasiliy Kaşin, “ABD, ‘Üçüncü Telafi Stratejisi’ adlı buna benzer bir askeri sanayi doktrini hayata geçiriyor. Doktrin, kaynakların nano ve biyo teknolojiler, yapay zeka, robot yapımı, hipersonik silahlar, siber güvenlik gibi çığır açan alanlara yoğunlaştırılmasını kapsıyor. Programın nihai hedefiyse, ‘geleceğin ordusu’ için yeni imkânlara sahip silahların geliştirilmesi.

Rus uzman, ABD’nin stratejisinin Çin’in caydırılmasına yönelik olduğunu da vurguladı.

‘HURDALARDAN’ KURTULMAK

Pekin’in Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun modernizasyonu çerçevesinde en hırslı hedeflerinden biri, Kara Kuvvetleri’nin makine parkının yenilenmesi. Şu anda Çin’in elinde yaklaşık 8 bin tank bulunuyor ve bunların üçte biri, Sovyetler dönemindeki tankların bazında projelendirilen ve hem fiziki, hem de manevi olarak yaşlanan Type-59’lerdan oluşuyor. Program çerçevesinde eski tanklar kademeli olarak Type-96 ve Type-99 tanklarıyla değiştirilecek.

Çin ordusunda kullanılan zırhlı araçlarda, topçu birliklerinde, hava savunma sistemlerinde de benzer bir durum söz konusu. Bu araçlar ve sistemler de kademeli olarak kaldırılıp yerlerine Çin’in kendi ürettiği modern araçlarla ve sistemlerle değiştiriliyor.

Çin 2013’te Sovyet yapımı MİG-21’in kopyası olan J-7 avcı uçaklarının üretimini durdurdu. Bu uçaktan daha yeni ve daha modern J-10 ve J-11 modelleri kullanılmaya devam ederken, beşinci nesil avcı uçağı olan J-20’nin ise 2019’a kadar orduya teslim edilmesi planlanıyor.

TAKVİYE AĞIRLIKLI DONANMA

Çin’in donanmasında gerçekleştirdiği modernizasyonun hızı, uzmanları şaşırtmaya devam ediyor. Son 10 yol içinde yönetim, kruvazör ve uçak gemileri dâhil her türden ve sınıftan gemi ve denizaltı yapım programına ciddi bir hız kazandırdı.

Özellikle çok sayıda silahlı ve donanımlı askerleri uzun mesafelere taşıyabilecek gemilerin yapımına dikkat ediliyor. Çin’in ürettiği ve mobil üs olarak kullanılabilen ‘Mobile landing platform’ tipindeki gemilerden dünyada sadece ABD’nin elinde bulunuyor.

Ayrıca bu yıl Çin’in ikinci uçak gemisi de suya indirilerek kullanıma girdi ve ileriye dönük olarak bir uçak gemisi daha inşa edilecek.
Vasiliy Kaşin, “Üçüncü uçak gemisinde Çinliler birçok ileri teknolojiyi uygulayacak ve ardından prensipte yeni bir geminin yapımına başlayacak. Proje hakkında çok şey bilinmiyor, fakat şimdiden yeni geminin nükleer olacağı şu anki Liaoning’den ve Şandong’dan çok daha büyük olacağı görülüyor. Söz konusu gemi, çok daha fazla sayıda uçak taşıyabilecek ve daha uzun mesafeler kat edebilecek” diye konuştu.

UZAY VE Hİ-TECH

Her türlü yüksek teknolojiye gelince Çin bu alanda da ABD’ye yetişmek için yol kat ediyor. Geçen yıl Pentagon, ABD istihbaratının 2014-2016 döneminde Çin’in ürettiği DF-ZF hipersonik uçağının 7 kez test edildiğini saptadığını açıkladı.

Çin ayrıca aktif bir şekilde yeni nesil insansız hava araçları (İHA) da geliştirmeye devam ediyor. Özellikle güneş enerjisi kullanabilen ve bu özelliğiyle diğer İHA’lara göre havada daha uzun süre kalabilecek olan İHA’ların geliştirilmesine önem veriliyor.

ABD’den sonra en çok askeri uyduya sahip olan ülke yine Çin. Ordu uydu yoluyla yer belirleme sistemi Beidou’yu da başarılı bir şekilde geliştirmeye devam ediyor. 2015’in sonlarında ise Pekin, füze saldırısı önleme sistemlerinin uzay ayağını oluşturarak, balistik füze fırlatmalarının kaydedilmesini sağlayan ilk test uydusunu uzaya çıkardı.

Ordusunu bu şekilde geliştiren Çin’in aynı zamanda Rusya ile askeri ilişkilerini geliştirmesi doğal olarak ABD’de endişelere yol açıyor. Geçtiğimiz haziranda Rusya ile Çin’in 2017-2020 döneminde savunma alanında ikili ilişkilerin geliştirilmesi ile ilgili yol haritası imzaladığını hatırlayalım.

Teorik olarak askeri planda Avrasya’nın en güçlü iki ülkesi güçlerini birleştirerek NATO’ya dahi meydan okuyabilir. Tabii ki bu uzak bir ihtimal, fakat uzmanlar, iki ülkenin askeri işbirliğinin yeni dünya tarihinde gerçekten de benzersiz olduğunu belirtiyor.

Kaynak: Sputnik

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org