Şiddetsizlik Merkezi: ‘‘Unutmamalı ki şiddetsizlik, şiddetin yokluğundan daha fazlasıdır’’

Şiddetsizlik Merkezi’nin ideallerini ve faaliyetlerini daha yakından dinlemek için derneğin başkanı Hilal Demir ile yaptığımız söyleşiyi sizlere sunuyoruz.

19.04.2018
9 Mayıs akşamı Babylon’da gerçekleşecek, Kalben, Ah! Kosmos ve kim ki o’nun sahne alacağı Değişim Müzikle Başlar konserinin gelirini şiddetle mücadele alanlarındaki çalışmaları için kullanacak olan iki önemli dernek bulunuyor: Şiddetsizlik Merkezi ve Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği.

Röportaj: Yetkin Nural
Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği olarak da anılan Şiddetsizlik Merkezi, ‘‘Her gün, her koşulda, hep birlikte şiddetsiz bir dünya’’ hayalinin peşinde hareket eden ve şiddetsizlik alanında faaliyet gösteren tek dernek. Şiddetsizlik Merkezi’nin ideallerini ve faaliyetlerini daha yakından dinlemek için derneğin başkanı Hilal Demir ile yaptığımız söyleşi ise bize şiddet içinde doğup büyüdüğümüz bu dünyada şiddetsizliğin öncelikle mümkün olduğunu hayal etmekle başlayacağını anlatıyor.

Şiddet kavramını milliyetçilik, muhafazakarlık, yabancı düşmanlığı ve korkusu gibi düşünce sistemleri üzerinden hem toplumsal hem de insani değerlerin “yer yer gerekli ve meşru” bir parçası haline getirmeye çalışan diskurlar içinde yaşıyoruz. Biraz genel kaçsa da sorumuz hayati: şiddeti normalleştiren, hatta insanlığın “doğal” bir parçası olarak öne sunan bu gerçekliğe karşı, şiddetsiz bir dünya, şiddetsiz insan vizyonu nasıl ayakta kalır?
Şiddetsizlik Merkezi olarak yayınladığımız “Kolaylaştırıcılar İçin Şiddetsiz Yöntemler El Kitabı”mızın başlangıcında kullandığımız Theodore Roszak’ın cümlesini aktarmak isterim: “İnsanlar bir haftalığına şiddetsizliği deniyorlar ve ‘işe yaramadığında’ yüzyıllardır işe yaramamış olan şiddete geri dönüyorlar.” Evet, şiddetin normalleştiği, sistemlerin şiddet üzerine kurulu olduğu toplumlarda yaşıyoruz. Ve şiddeti ne yazık ki kanıksadık. Bu şiddet her birimizin canını yakıyor, her birimizin hayatını etkiliyor. Farkında olsak da olmasak da hayatlarımızı şekillendiriyor. Sanırım çağımızın çözülemeyen en büyük sorunu şiddet ve şiddetin olmadığı bir yaşam hayal edemez hale geldik çünkü bunun içine doğduk ve içinde yaşıyoruz. Öncelikle bu koşullar altında şiddetsizliğin mümkün olduğuna inanmak biraz Don Kişot gibi hissettirebilir. Oysa ki temel bir paradigma değişimi yapabilirsek veya düşünce sistemimizi bu şiddet kültüründen bağımsızlaştırarak kritik biçimde yeniden kurgulayabilirsek şiddetsiz araçların çok eskilerden beri kullanıldığını, işe yaradığını anlamaya ve görmeye başlayabiliriz. Şiddet kadar şiddetsiz araçların kullanımı da eski ama biz bu araçlara son yüzyılda ürettiğimiz şiddetsiz kavramlarla “şiddetsiz” demeye başladık. Öncelikle sanırım şiddetsizliğin işe yaramadığına dair önyargılarımızı kırmakla başlayabiliriz. Çünkü şiddetin hakimiyetini sürdürmesini sağlayan şeylerden birisi, bizim şiddetin yok edilemeyeceğine, barış içinde yaşayamayacağımıza olan inancımızdır ve şiddeti yeniden üreten sistemlere dur demememizdir.

Şiddetle mücadele için şiddeti veya şiddet içeren yöntemleri kullanmak bu şiddeti yeniden üretmekten başka bir işe yaramaz. Örnek bulmak için hayatlarımıza bakmamız yeterli. Şiddetsiz bir dünya vizyonu gücünü bireylerden alır, değişimin mümkün olduğuna bir kişi bile inansa, bu değişimin gerçekleşmesi için bir kapı açılır. Sistemleri bireyler ayakta tutar ve bizler birey olarak şiddetin nasıl işlediğine dair farkındalık kazanır ve şiddet döngüsünü – önce kendi hayatlarımızdan başlayarak kırarsak – bu değişimin gerçekleşmesi için adım atmış oluruz. Bu noktada yaşadığımız toplumdaki şiddeti azaltmak gibi bir arzumuz varsa bunun başlangıcı farklılıklarımızla birada yaşamayı öğrenmek, önyargılarımızın farkına varıp ayrımcılık yapmamak, şiddeti yeniden üreten tavırlardan kaçınmak ve en önemlisi dayanışmayı arttırmak gerekir.

Şiddetsizlik Eğitim ve Araştırma Derneği şiddetsiz bir dünya vizyonu için ne gibi çalışmalar yapıyor, hangi alanlarda faaliyet gösteriyor?
Şiddetsizlik Merkezi Türkiye’de şiddetsizlik alanında çalışan tek dernek. Vizyonumuz her gün, her koşulda, hep birlikte şiddetsiz bir dünyadır. Bu hayalimize ulaşmak için öncelikle şiddetsizlik kültürünü yaygınlaştırma amacıyla bu alanda kaynak üretmek ve şiddetsiz literatürleri daha çok kişiye ulaştırmak; düzenlediğimiz seminerler yoluyla akademik alanda şiddetsiz kavramların tartışılması için alan açmak, araştırma projeleriyle Türkiye’de şiddetsizliğin tarihine bakmak, atölyeler yoluyla aktivistlerin ve bireylerin şiddetsiz yöntemleri deneyimlemesi ve kişisel farkındalıklarını geliştirmelerine imkan tanımak temel çalışma alanlarımızı oluşturuyor.

Bu alanda çalışan tek dernek olarak aslında şiddetsizliğe dair elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz da diyebiliriz.

Şiddetsiz bir dünya için atılması gereken, kişisel yaşantımızda başlayan bir takım temel adımlar var mıdır? Özel hayatımızdan şiddeti çıkarmak, toplumsal hayatta şiddetle mücadele etmek için ne gibi başlangıçlar yapabiliriz?
Şiddetsizliğe kişisel yaşantımızda adım atmak istiyorsak yapabileceğimiz bir çok şey var. Bu adımlardan bence en temel olanı iç barışımızı sağlamak. Kendisiyle barışık olan bir bireyin diğerleriyle ilişkisi de daha sağlıklı olur. Ama bunu söylemenin kolay olduğunun farkındayım, özellikle de dış dünyadaki şiddetin bizi etkilememesi pek de mümkün görünmüyor bu yüzden sık sık içimize dönüp duygularımızla ve ihtiyaçlarımızla bağlantı kurmayı, gerektiğinde bu ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için çatışmalarımıza geç kalmadan müdahale etmeyi bir alışkanlık haline getirebiliriz. Bireyler arası çatışmalarımızın şiddete dönüşmemesi için rahatsızlıklarımıza erkenden müdahale edebiliriz, bunun için iletişimi gönülden yapmamız yeterli. Dilimizi dönüştürmek; şiddet içeren, ayrımcı kavramları temizlemek hemen şimdi atabileceğimiz bir adım. Benim önerebileceğim bir diğer adım ise ana akım medyanın şiddet üreten dili ve içerikleriyle aramıza mümkün olduğunca mesafe koymak. Ve en son adımda şiddetsizlikle ilgili bulabildiğiniz ne varsa okumak, araştırmak.

Unutmamalı ki şiddetsizlik, şiddetin yokluğundan daha fazlasıdır. Şiddeti hayatlarımızdan çıkarmak şiddetsiz olacağımız anlamına gelmiyor, şiddeti üreten sorunların kaynağını ortadan kaldırmamız gerekli ve bunun için şiddetsizlik bir çok araç öneriyor.

Şiddetsizlikle ilgili daha fazla bilgi almak için web sitemizi inceleyebilirsiniz: siddetsizlikmerkezi.org

Kaynak: bantmag.com

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org