Basına ve kamuoyuna;
Çözüm sürecinin bitirilmesinin ardından yükselen militarist ve milliyetçi söylemlerle toplum her geçen gün birbirine biraz daha düşmanlaştırılmaya çalışılırken, militarist baskı artık şekil değiştiriyor. Militarist dilin giderek egemen olduğu bugünlerde, toplum üzerindeki baskı da sadece söylemde kalmamaktadır. Bu kapsamda, yıllardan beri yürürlükte olan ancak bugüne kadar neredeyse hiç kullanılmayan kanun hükümleri, artık uygulanmaya başlanmıştır.
Söz konusu bu uygulamaların son örneği, yakın zamanda, yoklama kaçaklarının ve bakayaların çalıştıkları iş yerlerine gönderilen Milli Savunma Bakanlığı tebligatları olarak karşımıza çıktı. Askeri Ceza Kanunu’nun 75. maddesine dayanan bu uygulama ile yoklama kaçaklarının ve bakayaların çalıştıkları iş yerlerine gönderilen Bakanlık tebligatlarında, söz konusu kişilerin işten çıkarılmasına ilişkin bir baskı mekanizması işletilmeye başlanmıştır. İşverene yapılan Bakanlık “bildirimi” ile yoklama kaçağı ve bakaya olan kişileri çalıştırmanın bir “suç” oduğu belirtilmiş ve bu kişilerin “askerlik şubesine yönlendirilmeleri” konusunda işveren üzerinde bir baskı oluşturulmaya başlanmıştır. Tebligatta belirtilen şekilde, söz konusu kişiyi askerlik şubesine yönlendirmeyen işverenler ise olağanüstü hal koşullarında iki yıla kadar ceza ile tehdit edilmiştir.
Yakın bir zamanda derneğimize gelmeye başayan başvurularda, söz konusu bu uygulama ile birlikte birçok kişinin, yoklama kaçağı ya da bakaya olduğu gerekçesiyle işten atılma tehdidi ile karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Zorunlu askerlik hizmetini yapmayan ya da yapmayı reddeden yaklaşık 400 bin kişiyi daha hedef alan bu uygulamanın, özellikle içinde bulunduğumuz OHAL koşullarının bir yansıması da olarak, bir insan hakkı ihlali olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda var.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından gönderilen bu tebligatlar bir yandan askerlik yapmamış kişiler üzerinde yaptırım oluştururken; bir yandan da içinde bulunduğumız OHAL uygulamalarının nasıl bir sürece evrileceği konusunda da ipucu niteliğinde. İktidar 15 Temmuz sonrası darbe grişimini bahane ederek başlattığı OHAL ve savaş konullarını sürdürmeye ve daha da ilerletmeye niyetli bir şekilde, yaşamlarımıza yönelik saldırısını var gücüyle devam ettirmektedir.
Vicdani Ret Derneği olarak bir kez daha belirtiyoruz ki vicdani ret bir insan hakkıdır ve Türkiye Devleti bu hakkı tanımayarak imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeleri ihlal etmektedir. Vicdani ret hakkını tanımayan ve vicdani retçileri yok sayan iktidar, şimdilerde Milli Savunma Bakanlığı imzalı tebligatlar ile zorunlu askerlik hizmetini yapmamış kişileri baskı altına alıp sindirmeye niyetlenmiştir.
Zorunlu askerlik hizmetini reddettiği için hiç kimse çalışma hakkından yoksun bırakılamaz ve baskı altına alınamaz. Yukarıda bahsettiğimiz tebligat ile karşı karşıya kalıp işten atılan ya da atılma tehdidi altında bulunan herkesin en yakın zamanda derneğimize başvuru yapmasını bekliyor; VR-DER olarak, bu uygulama sebebiyle mağduriyet yaşayanların hukuki danışmanlığını yürüteceğimizi buradan duyuruyoruz.
Hiç kimse zorla asker yapılamaz!
Vicdani ret insan hakkıdır!
Vicdani Ret Derneği
TURKEY: Ministry of Defense puts pressure on employers and employees – EBCO
**
Yoklama Kaçağı ve Bakaya Çalıştırana 2 Yıla Kadar Hapis – Bianet
**
Vicdani Ret Derneği: Kimse zorla asker yapılamaz – VeHaber
**
Bakanlık’tan iş yerlerine tehdit mektubu: Asker kaçağı çalıştırıyorsunuz! – abc gazetesi
