“Türkiye’de Askerlik Hizmetine Karşı Vicdani Ret” Raporu Yayında

Etkiniz AB Programı desteğiyle hazırlanan raporda, vicdani retçilerin yaşadığı “sivil ölüm”le ilgili dava süreçleri ve temel insan hakları ihlalleri ele alınırken; çözüm yolları için tavsiyeler de sunuluyor.

Türkiye’de Askerlik Hizmetine Karşı Vicdani Ret Raporu, 18 vicdani retçiyle ve alanda çalışan avukatlarla görüşülerek hazırlanmıştır. Bugün, Avrupa Konseyi üye ülkeleri arasında sadece Türkiye’de vicdani ret bir hak olarak tanınmamaktadır.

Raporda, 85 vicdani retçinin dosyası incelenmiştir; bugüne kadar vicdani retçilerin Anayasa Mahkemesi’ne 45 ayrı başvuru yaptığı belirtilmiştir. Raporda incelenen dosyalar kapsamında vicdani retçilere toplam 575.517 TL para cezası verildiği gözlemlenmiştir. Raporda, antimilitarist, Yehova Şahidi ve İslami inanca sahip vicdani retçilerin bilgileri ve öyküleri yer almaktadır.

Bunların yanında, raporda belirtildiği üzere, Türkiye’deki uygulamasıyla vicdani ret, “sivil ölüm”e yol açmaktadır. Bu durum temel hak ve özgürlükler altında yer alan seçme ve seçilme hakkı, seyahat özgürlüğü, eğitim hakkı, çalışma özgürlüğü ile kamu haklarından yasaklanma ve ağırlaştırılmış infazı da içermektedir.

Türkiye’nin temel uluslararası ve bölgesel insan hakları sözleşmeleri kapsamındaki insan hakları taahhütleri ışığında, askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkını koruma yükümlülüğü altında bulunması; hem Anayasa’nın 24. maddesi kapsamında din ve vicdan özgürlüğüne sağlanan koruma, hem de Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca uluslararası insan hakları sözleşmeleri hükümlerine tanınan üstünlük, vicdani ret hakkına ilişkin yükümlülükler yaratması ile Türkiye’nin uluslararası ve ulusal açıdan bu esaslı yükümlülüklerine rağmen, henüz vicdani ret hakkını tanımamıştır. Askerlik hizmeti 20-41 yaşları arasındaki erkekler için zorunlu olmayı sürdürmektedir.

Vicdani retçilerin düşünce, vicdan ve din özgürlüklerine yönelik müdahalenin yanı sıra başka insan hakları da kısıtlanmaktadır. Örneğin bir vicdani retçi yoklama yaptırmadığında, bakaya kaldığında veya ordudan firar ettiğinde, resmi makamlar kendisini yoklama kaçağı, bakaya veya firari olarak tanımlar. Bu statü kimlik numaralarına bağlı bilgilerin bir parçası haline gelir. Ayrıca insan haklarından bazılarının kullanımı açısından da sonuçlar doğurur. Ülke/Türkiye davasında AİHM “başvurucunun gizlenerek yaşamak, hatta ‘sivil ölüm’ olarak tabir edilebilecek bir yaşantı sürmek zorunda bırakılması, demokratik bir toplumdaki ceza rejimiyle bağdaşmaz” ifadelerini kullanmıştır. Bu durum GBT kontrolleri, para cezaları, ceza kovuşturmaları ve birçok insan hakkının kısıtlanmasına neden olan sonu gelmez bir döngünün sonucu olarak vicdani retçiler açısından bir gerçeklik olmayı sürdürmektedir.

Raporda, vicdani retçi bireylerin yaşadığı “sivil ölüm” süreçleri ile dava süreçlerini kapsayan ve temel insan hakları ihlalleri ele alınırken çözüm yolları için alan uzmanlarınca hazırlanan Türkiye’deki temel yasal mevzuat ile uluslararası insan hakları uygunluk denetim mekanizmalarına yönelik tavsiyeler yer almaktadır.

Tavsiyeler

Bu çerçevede,

– vicdani ret hakkındaki mevzuatın diğer yasal düzenlemelerle çatışmamasını ve yürütme ve yargı organlarının kısıtlayıcı olması muhtemel yorumlarına maruz bırakılmamasını sağlamak için, askerlik hizmetine karşı vicdani reddin derhal anayasal bir hak olarak tanınması;

– askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkındaki mevzuatın Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği insan hakları belgelerinde korunan haliyle uluslararası insan hakları hukukuna uygun şekilde düzenlenmesi;

– uluslararası insan hakları hukuku standartlarına uygun olarak ve özellikle din veya inançlarının niteliğine dayanılarak vicdani retçiler arasında ayrımcılık yapılmaması şartını göz önünde bulundurmak suretiyle vicdani ret taleplerini inceleyecek bağımsız ve tarafsız bir karar organı tesis edilmesi;

– kendilerini “total retçi” olarak tanımlayan vicdani retçiler için bir mekanizma oluşturmak üzere uluslararası insan hakları hukukuyla bağdaşan tedbirler alınması;

– talepte bulunan vicdani retçilere yönelik olarak alternatif hizmet oluşturmak üzere tedbirler alınması;

– vicdani retçilere yönelik olarak yürütülen tüm ceza davalarının sona erdirilmesi, tazminat sağlanması, vicdani retçiler hakkında emre itaatsizlik, yoklama kaçağı olmak, bakaya olmak, kamuya açık beyanlarda bulunmak sebebiyle verilen tüm mahkûmiyet adli sicil kayıtlarından silinmesi;

– tutanakların, ulusal prosedürler gereğince, hiçbir bilgi atlanmaksızın ayrıntılı şekilde hazırlanması;

– tutanakların ulusal veri tabanına kaydedilerek burada tutulması ve e-devlet sisteminden erişilebilir olması;

– vicdani ret başvuruları ile ilgili olarak, vicdani retçilerin sayısını, verilen para cezalarını ve yürütülen ceza davalarını, vicdani retçiler hakkında verilmiş mahkûmiyet kararlarını da içeren istatistiklerin tutulması ve kamuoyu ile paylaşılması;

– başvurucuların daha fazla kovuşturmaya uğramaktan ve zorunlu askerlik hizmeti yükümlülüğünden masun tutulmasını ve siyasi, medeni, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarından tam anlamıyla yararlanabilmesini sağlamak amacıyla tedbirler alınması. Bu amaç doğrultusunda, Askeralma Kanunu, Askeri Ceza Kanunu, Devlet Memurları Kanunu, Ceza Kanunu başta olmak üzere ulusal kanunların, vicdani retçilere seçme ve seçilme hakkı, eğitim hakkı, çalışma özgürlüğü ve seyahat özgürlüğünün kullanımı bakımından getirilen tüm sınırlamalar kaldırılacak şekilde gözden geçirilmesi;

– Anayasa Mahkemesinin,

– askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkını temel bir insan hakkı olarak tanıyan AİHM içtihadına uyarak, bu konuda verilmiş AİHM kararlarını dikkate alması ve AYM önünde derdest olan çok sayıdaki bireysel başvuru hakkında gecikmeksizin karara varması;

– İhtiyati tedbir taleplerini ayrıntılı olarak incelemesi ve bu konuya vicdani retçilerin daha fazla zarara uğramasını engelleyecek şekilde yaklaşması

– Hakim ve savcılara askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkına ilişkin uluslararası insan hakları yükümlülükleri hakkında düzenli eğitimler sunularak, ulusal yargılamaların geçerli uluslararası insan hakları standartlarına uygun şekilde yürütülmesini sağlamaya yardımcı olunması; başta GBT ve çevirme kontrollerinde görev yapan memurlar olmak üzere, İçişleri Bakanlığı’nın ilgili mercilerine düzenli eğitimler sunulması.

Raporda uluslararası insan hakları uygunluk denetim mekanizmalarına yönelik tavsiyeler ise şöyle özetlenmiştir:

– Askerlik hizmetine karşı vicdani ret hakkına uygunluk konusunda denetimi AK Bakanlar Komitesi, BM İnsan Hakları Komitesi, BM Özel Prosedürleri ve EPİ de dahil olmak üzere gündemde tutmak;

– BM İHK’nin Atasoy ve Sarkut/Türkiye başvurusunda verdiği Görüşün ve EPİ tavsiyelerinin uygulamaya geçirilmesini takip etmek;

– AK Bakanlar Komitesi,

– Ülke grubu davaları nitelikli izleme prosedürü kapsamında tutmayı sürdürmek;

– Türkiye makamlarından Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru mekanizmasının askerlik hizmetine karşı vicdani ret konusunda koruma sağlamak bakımından etkinliğine dair bildirimde bulunmalarını talep etmek;

– Türkiye makamlarından vicdani retçilerin eğitim, kişi güvenliği, mülkiyetin korunması, oy kullanma hakları ve çalışma özgürlüğünün bakaya/yoklama kaçağı statüsünden ne şekilde ve ne ölçüde etkilendiği hakkında bilgi sunmalarını talep etmek;

– Türkiye makamlarından vicdani retçiler hakkında istatistiksel bilgi talep etmek.

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org