Eyüp Rol

2010 15 Mayıs-Eyüp Rol(İzmir’den SK’ya mektup yolladı) (İzmir’den SK’ya mektup yolladı) HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMUYORUM! İNSANLARIN İNSANLIĞA ISINMASINI ARZULADIĞIM İÇİN, İNSAN OLARAK ÜZERİME DÜŞENİ YAPIYORUM! Öncelikle, vicdan-ret duyurumu çıkıp bir sokakta ya da bir mekanda yapamadığım için üzgünüm. Şahsi bazı nedenlerden dolayı ret açıklamamı yapmayı arzuladığım İzmir de bulunamıyorum. Yine de bu açıklamanın İzmir’in hanesine yazılmasını

2010 15 Mayıs-Eyüp Rol(İzmir’den SK’ya mektup yolladı)

(İzmir’den SK’ya mektup yolladı)
HALKI ASKERLİKTEN SOĞUTMUYORUM! İNSANLARIN İNSANLIĞA ISINMASINI ARZULADIĞIM İÇİN, İNSAN OLARAK ÜZERİME DÜŞENİ YAPIYORUM!

Öncelikle, vicdan-ret duyurumu çıkıp bir sokakta ya da bir mekanda yapamadığım için üzgünüm. Şahsi bazı nedenlerden dolayı ret açıklamamı yapmayı arzuladığım İzmir de bulunamıyorum. Yine de bu açıklamanın İzmir’in hanesine yazılmasını umuyorum.
Bugün 15 Mayıs Vicdan-i Retçiler günü. Asırlardan beri insani olanı tüketen, yok eden ve hala acımasızlığı büyüyerek devam eden orduların varlığını kabullenemeyen, onların parçası olmayı reddedenlerin günü. Ben de onlardan biri olduğumu duyurabildiğim kadar insana duyurabilmek için bu açıklamayı yapıyorum.
Ordular öldürür. Bazen sınırlarını çizdikleri topraklarının dışında yarattıkları düşmanları yok etmek, bazen çizdiği bu sınırların içindeki ‘teröristler’i etkisiz hale getirmek bahanesiyle yapar, bunu. Üstelik bunu mevcuduna zorla kattığı genç, teslimiyeti kadar suçlu insanlar aracılığıyla yapar. Ben bunlardan biri olmamak için…
Ordular paranoyaktır. Ordular varlıklarını yarattıkları paranoyak toplum sayesinde var edebilir. Paranoyak olmak var olan düşmandan olur olmaz zamanda kötülük beklemek değil, düşmanlık denilen kavramı sil baştan kurmak ve bunu her yerde aramak anlamına gelir. Ben öncelikle düşmanlığın anlık, geçici olduğuna ya da en azından istenirse böyle olabileceğine inanıyorum. Bunu bir türlü istemeyen, çünkü istediği anda varlık amacı ortadan kalkacak kurumlardır, ordular.
Ordular ilkeldir. 21. Yüzyıl içerisinde yaşıyoruz. Tarihsel bakıldığında geçmişle bugün arasında anlamlı bir ilişki bulmak da mümkün, bulmamak da. Ya da sadece şu anın geçerliliğini kabul edip diğer bütün her şeyi yadsımak da olası. Her nasıl bakılırsa bakılsın, bireyi militarizm ve bu anlayışın kristalize olmuş hali ordular kadar hiçe sayan başka bir örnek yoktur. Bu çağda, kişi ister insan öldürmeyi istemediği için, isterse askerdeki saç tıraşını beğenmediği için olsun, katılımda bulunmak istemediği bir yapıya zorla götürülmemelidir. Ordular gündelik yaşamda hiçbir karşılığı olmayan kavramlar uğruna ölmeyi, öldürmeyi kutsal ve onurlu sayar. Bunu da yalnızca erkeklere has olarak görür. Çünkü kadın, onurlu ve güçlü erkeği tarafından korunan kutsal ama aciz yaratıktır, onlara göre.
Ordular meşru değildir. Meşruiyet rıza gerektirir. Rıza ise ne bu ülkede olduğu gibi zorunlulukla ne de başka ülkelerde olduğu gibi para karşılığı sağlanabilir.
Ordular mantık dışıdır.
Ordular insanlık dışıdır.
Ordular katildir.
Vicdan suçluluk hissinden doğar. Savaşlarda insan ölümlerinin hala devam ediyor oluşundan kendimi daha az suçlu hissetmek adına vicdan-i reddimi açıklıyor, devletin bana biçtiği “askerlik görevi” ni yerine getirmeyeceğimi ilan ediyorum.
Eyüp ROL

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org