Ayşe Batumlu

2011, 29 Mayıs Ayşe Batumlu – Amargi’de düzenlenen panele mektup gönderdi.   Aşağıdaki açıklama, bir ‘halkı askerlikten soğutma’ teşebbüsü değildir. Bu, askerlikten soğumuş hatta hiç ısınmamış bir halk çocuğunun bağıra çağıra anlatmak istediklerini, şimdilik sakince, yazılı olarak ifade edişidir. Eğer, doğduğumuz günden beri sistemli bir militarist propagandaya maruz kalmamış, varlığımızı Türk Varlığına armağan etmek, bayrağı kanla sulamak,

2011, 29 Mayıs Ayşe Batumlu – Amargi’de düzenlenen panele mektup gönderdi.

 

Aşağıdaki açıklama, bir ‘halkı askerlikten soğutma’ teşebbüsü değildir.

Bu, askerlikten soğumuş hatta hiç ısınmamış bir halk çocuğunun bağıra çağıra anlatmak istediklerini, şimdilik sakince, yazılı olarak ifade edişidir.

Eğer, doğduğumuz günden beri sistemli bir militarist propagandaya maruz kalmamış, varlığımızı Türk Varlığına armağan etmek, bayrağı kanla sulamak, toprağı uğrunda ölerek vatan yapmak mecburiyetinde olduğumuza inandırılmamış olsa idik; kim askerliğe ısınabilirdi ki zaten?

Bir insan, bir kadın, herkesin farklılıklarıyla beraber eşit ve özgür yaşamını savunan ve yeryüzünün tüm canlılarının yaşam hakkını her şeyden üstün gören; doğaya tahakkümü değil onunla uyum içinde yaşamayı destekleyen bir sosyalist olarak; başka türlüsünü yapmam mümkün değildi.

Hem sivilim hem itaatsiz.

Yeryüzünün en hoyrat canlısı olan insanın, cinayet işlemek üzere araçlar üretmiş olması ve daha da beteri cinayetleri ‘meşru’ kılmak için resmi örgütler kurması bana utanç verici geliyor.

Bunun karşısında susmak, tüm dünyanın tahakküm altına alınmasının en kanlı, en vahşi yöntemi olan militarizmin dünyada ve kendi coğrafyamızda döktüğü kanı beslemek demek.

Bu toprakların kadim halkları Ermenilere yaşatılan büyük felakete, Rumların sürülmesine, Süryanilerin yok edilmesine, Alevilere yönelik kanlı planlara ortak olmak demek.

Kürt Halkının varlığının yok sayılmasında, kimliğinin ve dilinin yasaklanmasında, imhasında, devrimcilerin, Kürtlerin, faili meçhullerle, yargısız infazlarla katledilmesinde pay sahibi olmak; militarizmin uygulayıcıları tarafından işlenen kadın tecavüzlerine arka çıkmak demek.

Havan mermileriyle parçalanan, kurşunlarla delik deşik edilen çocukların günahını, zindanlarda işkence görenlerin ahını boynunda taşımayı kabullenmek demek.

Ve ben bunların hiç birine ortak olmak, hiç birini kabullenmek istemiyorum.

Militarizm, insanlık suçudur. Militarizmin her örgütü bu suçun failidir.

Ve bir kadın olarak, şimdilik zorunlu askerliğe mecbur edilmesem de militarizmin resmi zorlamalarla her gün her gün yeniden üretilmesine karşı çıkmamayı vicdanım reddediyor!

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org