HRW Raporu: Türkiye’de “derin bir insan hakları krizi” yaşanıyor

“Türkiye barışçıl protesto ve toplanma özgürlüğü haklarını ihlal etti ve polis gözetimi altında yaşandığı iddia edilen işkence ve kötü muamele vakalarını araştırmadı”

HRW’nin Türkiye Raporundan: Hapisteki Muhalifleri Serbest Bırakın

İnsan Hakları İzleme Örgütü yıllık raporunda, “Türkiye barışçıl protesto ve toplanma özgürlüğü haklarını ihlal etti ve polis gözetimi altında yaşandığı iddia edilen işkence ve kötü muamele vakalarını araştırmadı” tespitinde bulundu.

İstanbul – BİA Haber Merkezi
15 Ocak 2020, Çarşamba 10:56
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) 2020 Dünya Raporunda, gazetecilerin, hak savunucularının ve siyasetçilerin uzun ve keyfi tutukluluklarının, Türkiye’nin insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı duyan bir ülke olduğu yönündeki iddiasına leke sürdüğünü ifade etti.

Bu yıl 30’uncusu yayınlanan 652 sayfalık 2020 Dünya Raporunda, 100’e yakın ülkedeki insan hakları uygulamaları gözden geçiriliyor.

HRW Genel Direktörü Kenneth Roth, rapor için kaleme aldığı sunuş yazısında, iktidarının sürekliliğini baskıcı politikalara borçlu olan Çin hükümetinin, küresel insan hakları sistemine on yıllardır yapılmış en yoğun saldırıyı gerçekleştirdiğini belirtti.

Roth, “Pekin’in attığı adımların otokratik popülistleri küresel çapta cesaretlendirmekle kalmadığını, onlardan destek de bulduğunu, bu sırada Çinli yetkililerin, başka hükümetlerin yöneltebilecekleri eleştirileri caydırmak amacıyla ekonomik nüfuzlarını kullandıklarını ifade etti.

“HDP’li seçilmişler görevden alındı, tutuklandı”

Raporun Türkiye bölümünde de iktidarın 31 Mart’taki İstanbul Büyükşehir Belediye Seçimlerinin sonuçlarını değiştirmeye çalıştığı belirtildi:

“Cumhurbaşkanlığı, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan ve muhalefet adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimlerini tartışmalı bir zorlamayla tekrarlattı.

“Özellikle Kürt nüfusunun yoğun olarak yaşadığı Güneydoğu Anadolu bölgesindeki başka bir muhalefet partisinden seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınmaları ve tutuklanmalarıyla, seçim sonuçları iptal edilmeye devam etti. Halkların Demokratik Partisi’nden seçilmiş 32 belediye başkanı görevden alındı, 23‘ü terör örgütüyle bağlantılı olmak suçlamasıyla halen tutuklu bulunuyor.

“Türkiye, ayrıca barışçıl protesto gösterisi yapma ve toplanma özgürlüğü haklarını ihlal etti, LGBT ve diğer grupların toplantılarını keyfi olarak yasakladı ve polis gözetimi altında yaşandığı iddia edilen işkence ve kötü muamele vakalarını araştırmadı.”

“Hükümet kendisini eleştirenleri hapiste tutuyor”

HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson da raporda Türkiye’ye dair şu değerlendirmede bulundu:

“Hükümetin, kendisini eleştirenleri hapiste tutması ve muhalefet partilerinin adaylarının kazandığı seçim sonuçlarını iptal etmesi, Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’nın Türkiye’de insan hakları ve demokrasiyi zedelemek yönünde ne kadar ileri gidebileceğini gösteriyor. Türkiye, toplumsal muhalefeti susturmakla kalmadı, Kürt seçmenleri, bir kez daha seçtikleri temsilcilerinden mahrum bıraktı.”

Williamson, “Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı, hükümeti eleştiren muhaliflerin tahliye edilmesini ve seçim sonuçlarına saygı gösterilmesini sağlayana dek, ülkede hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye geri dönmek mümkün olmayacaktır” dedi.

“Kanıtsız iddianameler, adil olmayan yargılamalar”

Rapordan özellikle yargının durumuna dair öne çıkan tespitler şöyle:

* Uzun süredir keyfi olarak tutuklu bulunan muhalifler arasında insan hakları savunucusu Osman Kavala, yazar Ahmet Altan, Diyarbakır’ın seçilmiş belediye başkanı Adnan Selçuk Mızraklı ve Halkların Demokratik Partisi eski eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ bulunuyor.

* Hükümete muhalif binlerce kişi, Terörle Mücadele Yasası kapsamındaki suçlamalarla, ikna edici olmayan kanıtlara dayanan iddianameler ve adil olmayan usullerle yargılandı. Bu yargılamalar, Cumhurbaşkanlığının, ülkede meşru muhalif görüşlere ve siyasi örgütlenme özgürlüğüne tahammülsüzlüğünü gösteren mesnetsiz mahkumiyet kararlarıyla sonuçlandı.

* Fethullah Gülen hareketinin destekçisi olarak yaftalanan veya PKK ile ilişkili olmakla suçlanan binlerce sıradan insanın özgürlükleri, suç sayılabilecek herhangi bir faaliyete karışmış olduklarını gösteren ikna edici kanıtlar olmaksızın tahdit edildi. (AS)

Kaynak: Bianet

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org