Hukuki Durum

Türkiye’de vicdani reddin hukuki durumu nedir?
Türkiye’ de 1982 Anayasası’ na göre askerlik vatan hizmeti içinde görülmektedir. 1982 Anayasası’ nın vatan hizmeti başlıklı 72. Maddesi ise şöyledir:

“Vatan hizmeti her Türk’ ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.”

Buradan çok açık anlaşılacağı gibi, anayasa askerliği zorunlu kılmamaktadır. Askerlikle ilgili düzenlemeleri kanuna bırakmıştır. Bu konuyla ilgili kanunlar ise askerliği zorunlu kılmaktadır. Bu kanunlar 1927 yılında yürürlüğe giren 1111 sayılı Askerlik Kanunu ile 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu’ dur. Vatan hizmetinin silhlı askeri eğitimle bir tutularak zorunlu düzenlemeye tabi tutulması, hukuka uygunluğu tartışılan bugünkü (1982) anti-demokratik anayasaya bile aykırıdır.

Vicdani ret hakkı, Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ve Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinde düzenlenen din ve vicdan özgürlüğünün koruması altındadır. AİHM bu içtihadını ilk olarak 2011 yılında Bayatyan v. Ermenistan davasında ortaya koymyş ve daha sonra Türkiye’den vicdani retçilerin başvurusunda da bu içtihadını yineleyerek Türkiye’yi 4 ayrı davada din ve vicdan özgürlüğünü ihlalden mahkum etmiştir. (Yunus Erçep, Halil Savda, Feti Demirtaş ve Mehmet Tarhan kararları)

Anayasa’da da düzenlenen “din ve vicdan özgürlüğü” hakkını, AİHM’in kararları ışığında yorumladığımızda, zorunlu askerlikle ilgili yasal düzenlemelerin Anayasa’ya da aykırı olduğu açığa kavuşmaktadır.

Her ne kadar yasalarda hak olarak düzenlenmese de, hukuksal olarak Türkiye’deki idari, adli ve benzeri tüm kamusal makamların yapacakları işlemlerde bu hakkı tanımaları gerektiği açıktır. Türkiye’deki mahkemeler AİHM’in bu yöndeki kararları sonrası verdikleri kararlarda bu hukuksal durumu kabul etmektedirler. Ancak mahkemeler kişilerin vicdani retçi olduğunu kabul etmeme yönünde bir eğilim göstermektedirler. (Enver Aydemir ve Muhammed Serdar Delice davalarında olduğu gibi) Bu konuda henüz verilmiş bir Askeri Yargıtay kararı olmadığından Yargıtay mahkemesinin görüşü bilinmemektedir.

Buna karşın, vicdani ret hakkını kabul edip bu nedenle yargılanan vicdani retçinin yargılandığı bir dava da söz konusudur. (Hristiyan Yehova Şahidi olan Barış Görmez’in yargılandığı davalarda beraat kararı verilmiştir.)

Bu bilgiler ışığında, yasal düzenleme olmasa dahi, kamu otoritelerinin, Anayasa’nın 90. maddesi gereğince uygun davranmak zorunda oldukları Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde düzenlenen temel insan hakları gereğince, vicdani ret hakkının kullanılması şu anda bir yöntem sorunudur. Bu yöntem sorunu ise yasal düzenleme eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Vicdani Ret Derneği olarak, dini-vicdani nedenlerle zorunlu askerlik hizmetini reddeden kişilerin, Milli Savunma Bakanlığı/Askeralma Daire Başkanlığı’na bir dilekçe ile başvurarak askerlik hizmetinden muaf tutulmayı talep etmelerini ve bu başvuru reddedildiğinde bu işleme karşı hukuksal yolları kullanmalarını tavsiye ediyoruz.

Vicdani Ret açıklamak ve resmi başvuru yapmak istiyorum diyorsanız buraya tıklayınız.

Daha kapsamlı bilgi, gelişmeler, Türkiye’deki vicdani retçiler gibi bir çok ilgili konu için www.savaskarsitlari.org sitesini ziyaret edebilirsiniz.

VicdaniRet.org