gecen günlerde ben askerlik şübesine gittim ve muayne oldum ve sonra gitmedim şu anki durumda nakaya kacağı durumuna düştüm bu aşamadan sonra vicdani reddimi verebilirmiyim?
Elbette bu aşamadan sonra da reddinizi açıklayabilirsiniz. Halihazırda VR’nin ülkemizde var olan hukuksal olarak boşluğundan ötürü retçiler öncelikle ve özellikle ilk aşamada bakaya düşme sorunu yaşamaktadırlar. Bu durumda GBT’ye takılan (herhangi bir kimlik sorgusunda, ülke dışına çıkarken havalimanlarında,otelde konaklarken) retçi, tutanağı dilerse imzalamamakla birlikte, dilerse “Retçiyim” şerhini düşerek imzasını atar ve akabinde askerlik şubesine götürülüp, birliğine teslim olması istenir. Lakin hem sitemizde, hem eylemlerimizde sürekli dile getirdiğimiz gibi kişi zorla askerlik yapmak zorunda olmadığı için askeri şubede zorla kolunuzdan tutup sizi askere götüremezler.
Merhaba Sn. Yönetici,
Öncelikle ben bu soru başlığını açan kişi değilim. 1992 doğumlu birisi olarak -şu örneklemeden durumumu anlayın ki- zorunlu askerliğe katılıp katılmamak, vicdanî ret edip etmemek şöyle dursun; devlet yönetim sisteminin biz eril cinsiyetten bireylere dayattığı askerî hiçbir işlem için dahi herhangi bir faaliyette bulunmadım (askerî şubeye gitmek vb.) ve de bulunmayacağım ki ben kendimi vicdanî retçi olarak değil, ‘iradî retçi‘ (iradesiyle herhangi bir zorlamaya karşı çıkan) olarak tanımlamayı yeğlerim. Üstteki soruya verdiğiniz yanıtta “askeri şubede zorla kolunuzdan tutup sizi askere götüremezler” ifadesi yer almakta. O hâlde örneklerini gördüğümüz bunca askerî mahkeme duruşması ve hapsedilme süreçlerinin sebebi nedir? Elimden geldiğince ilgili makamlara “reddediyorum” demek şöyle dursun, başvurup herhangi bir işlem dahi yaptırmayı düşünmüyorum. “Zorla tutup sizi askere götüremezler” ifadenize istinaden, peki ileriki süreçlerde hapsedilme gibi bir durumla karşılaşıp karşılaşmayacağım veya beni ne gibi diktelerin bekleyebileceği ve bunlardan sakınmak için neler yapabileceğim hakkında kısaca bilgilendirirseniz sevinirim. Ayrıca bilmenizi isterim ki -ihtimal dışı görsem de ülkeyi tehdit edebilecek büyük bir savaş vuku bulmadığı sürece- her ne şeraitte olursa olsun asker olmayacak ve de hiçbir askerî faaliyet ile ilgili bürokratik faaliyetler için elimi dahi kımıldatmayacağım ki hayattaki çoğu korkularını aşmış, ölümden dahi korkmayan (gerekirse intihar etme potansiyelim daima mevcut) ve her türlü dikteye “gülüp geçer” hâlde olan birisiyim. Zihnimi odakladığım daha mühim ve âlemşümul konular olduğu için nispeten sığ olarak gördüğüm “zorla belirli bir üniforma içine sokup askerî faaliyetlerde bulundurtma” konusu ister istemez ilgi alanım dışında kalıyor ve de ilgilenmiyorum. Umarım bu yazı aracılığıyla fikriyatımı doğru bir şekilde aksettirebilmişimdir.
Esen kalın.
T.B.
_
Huzur, korkularını yenebilenlerdedir.