Burundi’de sabah koşusu, Tayland’da sandviç yemek hapse girme nedeni!..

Taylandlı emniyet amiri, “gözlerinin sandviç yiyenlerin üzerinde olduğunu” söyledi ve darbeye eleştiri amacıyla sandviç yeniyorsa, bunun yasadışı olarak yorumlanabileceğini ifade etti.
Üç dönem üst üste Burundi Cumhurbaşkanı olmayı sürdüren Pierre Nkurunziza’ya göre, sabah koşuları üstü kapalı bir hükümet eleştirisi ve bir protesto şekli.

Tayland: Sandviçin demokrasiyle ne ilgisi var?

16 HAZİRAN 2014
Tayland’da bugüne dek 12 askeri darbe yapıldı. Ancak üç hafta yapılan darbe diğerlerinden farklı tepkiler görüyor çünkü artık sosyal medya çağında yaşanıyor.

22 Mayıs’ta yönetime el koyan ordu, Tayland’da sosyal medyayı çok yakından takip ediyor. Bu da bir nevi darbe muhaliflerini “kendilerine has” ifade tarzları bulmaya itiyor.

Örneğin son birkaç gündür Tayland’da sandviçler “siyasallaştı”.

Sosyal medyada örgütlenen toplanan ve kendilerine “Sandviç Partileri” diyen bir grup muhalif, sokaklarda toplanmaya başladı.

Grup, ilk olarak 6 Haziran’da başkent Bangkok’taki Kasetsart Üniversitesi’nde bir araya geldi ve sandviç yedi.

‘Sandviç yemeyin’

Bunun üzerine hükümet yanlısı gazeteler, Taylandlıları “sandviç yememeleri” konusunda uyardı.

Bir emniyet amiri yaptığı açıklamada, “Gözlerinin sandviç yiyenlerin üzerinde olduğunu” söyledi. Sandviç yemenin yasaya aykırı olmadığını vurgulayan emniyet amiri, ancak darbeye eleştiri amacıyla sandviç yeniyorsa, bunun yasadışı olarak yorumlanabileceğini ifade etti.

Sosyal medyadaki bir kullanıcı ise “Sandviç kelimesi olmazsa başka bir kod bulunur. Aranızda Tay usulü pilav isteyen var mı?” diyerek, polisin açıklamalarına şakayla karışık bir yanıt verdi.

Üç parmakla selam

Bilim kurgu filmi Açlık Oyunları’ndaki totaliter rejime karşı duruşun sembolü üç parmakla selam, Tayland’da da darbe muhalefetinin de simgesi haline geldi.

Bir muhalif sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta bir çağrı yaparak, insanları günde üç defa bu işaretle selam vermeye davet etti ve “Üç parmak selamı, temel siyasi hakların talebi için bir sembol haline gelmiştir” dedi.

Televizyondan sorguya çağrı

Son darbenin gerçekleşmesinden bugüne, televizyon programlarına sürekli ara veriliyor ve sorguya çağrılan kişilerin isimleri anons ediliyor.

Bugüne kadar devrilen hükümetle ilişiği bulunan pek çok sosyal medya kullanıcısı sorguya çağrıldı ve gözaltına alındı.

Bu kişiler arasında Twitter’ın tanınan isimlerinden Pravit Rojanaphruk da bulunuyor. Pravit, serbest bırakılmasının ardından gözaltında yaşadıklarını tweet atarak kamuoyuyla paylaşmıştı. Buna göre gözaltına alınan herkes, ordu yönetimini eleştirmeyeceklerine dair bir beyanı imzalamaya zorlanıyor ve imzalayanlar serbest bırakılıyor.

Sosyal medya özgür mü, değil mi?

Tayland’ın İngiltere elçisi Nadhavathna Krişnamra, söz konusu önlemleri desteklediğini söyledi. Elçi Nadhavathna “Bu geçici süreçte insanlardan ricamız, siyasi görüşleri ateşleyecek yorumlardan kaçınmaları. Tayland’da Facebook kısa bir süre için kapatılmıştı ancak hemen geri geldi. Tüm büyük sosyal medya sayfaları insanların özgürce kullanımına açık duruyor” dedi.

Devrik hükümetin başbakan yardımcısının avukatı Vereapat Pariyawong ise böyle bir özgürlük olmadığını söylüyor: “Eğer düşüncelerinizi özgürce paylaşamıyorsanız, oranın gerçekten özgür bir alan olduğunu söyleyemezsiniz.”

Facebook’ta 70 bin takipçisi olan Verapat, kısıtlamaların tersine bir etki yarattığını savunuyor ve “İnsanları korkutarak susturamazsınız. … Sustursanız bile, dünyanın geri kalanı hala onlar hakkında konuşuyor olacaktır” diyor.

bbc.co.uk/turkce

**

Burundi’de sabah koşusu yasaklandı

Tim Franks
16 HAZİRAN 2014
Ruanda’nın güney komşusu Afrika ülkesi Burundi’nin futbol tutkunu Cumhurbaşkanı koltuktaki ikinci dönemini bitiriyor.

Ülkenin anayasası üç dönem üst üste Cumhurbaşkanı olmaya izin vermese de, Pierre Nkurunziza ülkeyi yönetmeye devam etmekte kararlı.

Ancak Nkurunziza’nın kararlılığı, sabah koşularına çıkan Burundililerin hapse girmesine dahi neden olabiliyor.

Cumartesi günü Başkent Bujumbura’dan arabamızla yola çıkıp dağlık bölgelere doğru giderken oldukça ilginç görüntülerle karşılaştık.

Şafak yeni sökmüştü ve Tanganyika gölünden iç kesimlere doğru gidiyorduk.

Yolun sol tarafı neredeyse tamamen muz ve akasya ağaçlarıyla kaplıydı.

Ağaçların seyrekleştiği ender anlarda, uçsuz bucaksız ormanları görebiliyorduk.

Ancak benim dikkatimi çeken yolun sağındaki manzaraydı.

Yolun kenarındaki dar patikaya sıkışmış Bujumbura halkı sabahın o saatinde koşudaydı.

Hem de yokuş yukarı oldukça zorlu bir yolda.

Koşuya çıkanların bazıları gruplar halinde bazılarıysa yalnızdılar.

Büyük kısmı genç erkeklerden oluşan grupların arasında el ele tutuşmuş halde koşan yaşlıca kadın ve erkekler de göze çarpıyordu.

Burundi’de sabah koşusu geleneği ülkedeki etnik çatışmalara dayanıyor.

2005 yılındaki son büyük etnik iç savaş ülkede 300 bin kişinin ölmesine neden oldu. O dönemde kimse bu yollarda koşuya çıkmaya cesaret edemiyordu.

O zamanlarda bu tepeler şimdi iktidarda olan silahlı militanların saklanma yeriydi. Bujumbura halkı da koşularını şehrin içinde yapıyordu.

‘Koşmak yasak’

Ancak biz arabayla yolumuza devam ederken sabah koşusuna çıkmış gençleri görmek hepimizi şaşırttı.

Çünkü Cumhurbaşkanı Nkurunziza daha mart ayında bu koşuları yasaklamıştı.

Cumhurbaşkanı’nda göre, sabah koşuları üstü kapalı bir hükümet eleştirisi ve bir protesto şekliydi.

Burundi’de sırf bu koşulara katıldığı için hapis yatan insanlar var.

Muhalefetteki Dayanışma ve Demokrasi Partisi (MSD) üyeleri 5 yıldan müebbet hapse kadar farklı cezalara çarptırılmış durumda.

Cumhurbaşkanı forvet hattında

49 yaşındaki Cumhurbaşkanı Nkurunziza sabah koşularına karşı olsa da tam bir futbol tutkunu.

Öyle ki, sahibi olduğu Hallelujah FC takımında forvet olarak forma bile giyiyor.

Nkurunziza’nın o gün bizim geçtiğimiz yoldan stadyuma giderek maça çıkacağını biliyorduk.

Çok geçmeden yolumuzu bir polis kesti ve başka bir yola girmemiz için çılgınca kollarını sallamaya başladı.

Dakikalar sonra uzun bir araç konvoyunun yaklaştığını gördük.

Önce arkası silahlı polislerle dolu kamyonetler geçti.

Polislerin araçlarını ağır makinalı tüfekleriyle askerlerin jipleri takip etti.

Daha sonra ise bir dizi siyah camlı jip ve daha fazla asker ile polis yolu hızla geçtiler.

Benimle birlikte seyahat eden yerel gazetecilere Cumhurbaşkanı’nın nereden geldiğini sorduğumda aldığım yanıt ‘Futbol maçından’ oldu.

Ben de Cumhurbaşkanı Nkurunziza’nın memleketine çok yakın bir yerde inşa ettirdiği bir stadı ziyarete gidiyordum.

Yolumuza biraz daha devam ettikten sonra, Akdeniz sahillerine yaraşır bir otel, geniş bir araziye yayılan spor tesisleri ve dev bir stadyum ile karşılaştık.

Ne yazık ki güvenlik görevlileri elimizdeki geçiş izinlerine rağmen stada girişimize izin vermedi.

Burundili çocuklar

Biz askerlerle sohbete başlamışken yanımızdan çocuklar nefes nefese geçmeye başladılar.

Başları sırtlarındaki şeker kamışı balyaları yüzünden öne eğik, paçavralar içinde 7-8 yaşında çocuklardı bunlar.

Ülkeyi gezerken onca bereketli toprak görmemize karşın Burundi’nin Afganistan’ın ardından en çok yetersiz beslenme sorunu yaşayan çocuğa ev sahipliği yapan ülke olduğuna inanmak oldukça güçtü.

Ancak bereketli topraklara karşın ülkede yolsuzluk da çok fazla.

Dünyada yolsuzluklu ilgili hangi endeks varsa listenin sonunda hep Burundi’yi görüyorsunuz.

Burundi’deki bu kısa gezimizi bitirip tekrar Başkent Bujumbura’ya dönerken bu kez tek bir koşucuyla karşılaştık.

Bu seferki koşucu saçları ağarmış tek başına koşan yaşlı bir adamdı.

Gözleri tepeye doğru kilitlenmiş, koşarken bir yandan da adeta bir boksör gibi yumruklarını savuruyordu.

bbc.co.uk/turkce

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org