Soma için reddet! – Ercan Jan Aktaş
Bir kez daha haykıralım; “insan hayatlarını pirime indirgeyen neo-liberal sistemini, her şekilde şiddet sergileyen militarizmini, insanlar ile alay eden vicdanını REDDEDİYORUM!” diyelim…
Bir kez daha haykıralım; “insan hayatlarını pirime indirgeyen neo-liberal sistemini, her şekilde şiddet sergileyen militarizmini, insanlar ile alay eden vicdanını REDDEDİYORUM!” diyelim…
Sistemi ve sermayeyi korumak için örgütlenmiş askerlik dayatmasını ve polisliği vicdanen reddedin! Vicdanınızın sesini dinleyin. Acımız büyük. Bu acıyı yaşamak adına silahlarınızı bırakıp, üniformalarınızı çıkarıp, tekrar iradeniz ve vicdanınızı kuşanarak bize katılın! Bugün Dünya Vicdani Ret günü. Bugün Türkiye için yas günü.
Bugün Dünya Vicdani Retçiler Günü. Kimsenin bir diğerini öldürmek zorunda bırakılmadığı, çocukların katledilmediği bir dünya için anti-militarizmi bir politik eylem biçimi olarak savunmak şart.
Vicdani ret doğrudan zorunlu askerlikle ilgili bir politik tavır ve eylem olarak değerlendirilse de, mevzuu tartışmanın farklı zeminleri var.
Otoriterlik siyasi bir tercih ve tutumun ötesinde bir dünya görüşü ve bir ruh halidir. En ilginç olanı ise otoriter kimselerin aynı zamanda başka özelliklere de sahip olmaları. Örneğin önyargılı olurlar.
Vicdani Red hakkının elde edilmesi Türkiye’deki devletin yapısını, yani onun merkezi, bürokratik ve militer yapısını zerrece değiştirmez. Aksine onu daha esnek ve modern ilişkilere daha uygun hale getirir.
Rızam dışında silahaltına almak istediklerinde meşru direnme hakkına sahip olduğumu belirtir, Türkiye’nin ilk kapitalist-liberteryen temelli vicdani reddini ilan ederim.
Ataerkillik ve militarizmin iç içe geçmediği, içten içe zehirlemediği tek bir kurum, ilişki, birey, hikaye, hayat hikayesi vb bulmak mümkün mü, diye umutsuzca sormadan edemiyor insan. En iyimser tahminle, son birkaç bin yıldır…
vicdani redde dair hiçbir düzenleme içermeyen Seferberlik yasasını Anayasa’ya aykırı bulmayan AYM’nin Kanatlı başvurusundaki kararını nereye koyacağız?
Askerlik, erkeklik, kadınlık, onun tabiriyle bir de babaseksüellik… İki seçkide günümüz öykücülerini buluşturan Murathan Mungan’la bu toprakların asli meselelerini konuştuk.