16 Ekim 2015’te altı Antimilitaris-MOC aktivisti Sagunto Limanı’nda askeri araçların NATO tatbikatının yapılacağı asıl bölgeye, Trident Juncture’a, götürülmeye hazırlandığı yere girdi. Trident Juncture son 10 yılda yapılmış olan en büyük askeri tatbikat ittifakı özelliğini taşıyor. Aktivistler üzerlerinde beyaz kıyafetler ve pembe göz alıcı yelekler olmalarına ve “SAVAŞ BURADA DURACAK” ve “SAVAŞ HAZIRLIKLARINI ENGELLEYEREK VERDİĞİMİZ RAHATSIZLIKTAN DOLAYI ÜZGÜNÜZ” yazan pankartlar taşımalarına rağmen iki gazeteciyle birlikte fark edilmeden geçmeyi başardılar ve birkaç dakika içinde oradaki en gösterişli askeri araçları kendilerine hedef seçtiler. (Danimarka ordusuna ait Leopard 2E tankları.)
Dört aktivist kısa süre içinde kilitleyici metal tüpleri iki tane tankın paletlerinin içine yerleştirdi. Sivil Koruma Kırsal Güvenlik Grubu’nun iki birimi dört saatlik çaba sonucunda metal tüpleri radyal testere ile keserek ancak çıkarabildi. Bu esnada gazeteciler yasal yaptırım tehditleri dolayısıyla hikâyenin tamamına şahit olamadan çoktan bölgeyi terk etmişlerdi. Altı aktivist ise alıkonulup Puçol’daki Sivil Koruma binasına götürüldüler. Orada suçlamalarla birlikte salıverilene kadar yaklaşık dört saat bekletildiler.
Baskıcı Uygulama
Hiçbir hasar verilmemiş olmasına ve eylemin hiçbir tehlikesinin olmamasına rağmen, dört aktivist barışı bozmak ve itaatsizlik suçlamalarıyla karşı karşıya. Ceza hukukunda yapılan son değişiklikle birlikte, bu türdeki protesto eylemlerinde suçlu bulunmaları halinde dört yıla kadar hapis cezası ve binlerce euro para cezasıyla cezalandırılmaları söz konusu oldu. Antimilitarist gruba yönelik bu baskıcı davranışlar birkaç hafta sonra hükümet delegeleri tarafından açılan idari bir prosedürle daha da güçlendirildi. Bu prosedüre göre, Sivil Güvenlik Kanunu’nda yer aldığı şekilde “halka temel hizmetler sunan tesislere izinsiz girilmesi ve tesisin fonksiyonlarını yerine getirmesinde ciddi bir engel teşkil edilmesi durumu”na uygun olarak dört ciddi suçlama daha eklendi. Bu suçlamayla birlikte, hükümet delegeleri aktivistlere dört tane 601 euro para cezası daha yüklemiş oldu. Yaptırımların kesinleşmesi için cezai sürecin sonuçlanması bekleniyor.
Buna ek olarak, bu baskıcı uygulamaların temellendirildiği Sivil Koruma raporu “kamu düzenini değiştirebilecek suçların işlenmesine yönelik halka kışkırtıcı mesajlar vermek” gibi ek suçlamalara veya olayı haber yapan üç gazetecinin suçlanmalarına da kapı aralayabilir.
Henüz raporda geçen diğer ifadeler üzerinden bir suçlama yapılmış değil ve dört aktivist şu anda delilleri sunmaları için mahkemeye çağırılmayı bekliyorlar.
Destek Çağrısı
Şiddet içermeyen bu eyleme karşı verilecek olası bir baskıcı karar, insanları susturmaya yönelik çıkarılan yeni kanunların, (Ceza kanunu ve vatandaş güvenlik kanunu reformu) 2015 yılının ortalarında yürürlüğe girdiklerinden beri, bilinçli bir sivil itaatsizlik eylemine karşı ilk uygulaması olabilir. Bu kanunlar yürürlüğe girdiğinde toplumun büyük bir kesimi karşı çıkmıştı. Antimilitarist-MOC olarak, şiddet içermeyen sivil itaatsizlik eylemlerine devam edebilmemiz için, bu insanları devletin ekonomik ve idari baskı uygulamalarına karşı destek çıkmaya çağırıyoruz.
Bu eylemin temel amaçlarından birisi de aktivistliği suç olarak kabul eden yeni kanunlar çıkarılırken, geçen seneki protestoların bitmesine yol açmış olan sessizliği ve kötümser havayı kırmaktı. Ayrıca şunu belirtmekte de fayda var ki; sivil itaatsizlik insanları susturmaya yönelik kanunlara karşı etkili bir yöntem olduğu gibi aynı zamanda radikal bir demokratik katılımcılık aracıdır.
Anti-militarist grup savaş ve savaş hazırlıklarına karşı olan toplumsal çoğunluğu birliğe davet ediyor.
Blokaj eylemi gününde “savaş oyunlarına malzeme ve personel akışını engellemek istediğimiz gibi, savaşlardan dolayı berbat koşullara düşen, korunmaya çalışırken dikenli tellerle karşılaşan veya denizlerde ölen mülteciler ile diğer tarafta savaşı yaptıranların, özellikle bu savaş tatbikatlarındaki mutlak hareket özgürlükleri arasındaki çelişkiyi görünür kılmayı da amaçladık.”
Anti-militarist kolektif için, “bu tür eylemler caydırma veya kuvvet yerine; dayanışma, adalet ve şiddetsizlik üzerine kurulu bir barış kültürü inşa etmeye yardımcı oluyor”. “Savunma felsefesini değiştirmek gerekiyor; bizleri tekrar tekrar savaş ve şiddete yönelten militarist güvenlik konseptinden ayrılıp, Birleşmiş Milletler’in tanımladığı şekilde ‘insan güvenliği’ yönünde, insanların ve doğanın haklarının savunulmasını merkeze yerleştirerek ilerlemek gerekiyor”
antimilitaristes-moc banka hesabı
Holder: ADOC-PV
IBAN:ES8031590009961662980521
_________________________________________
– Fotoğraflar: https://www.flickr.com/photos/mocvalencia/albums/72157659391741466
– Vídeolar: https://www.youtube.com/watch?v=zgHBbOQH9vE
– Daha fazlası için: http://mocvalencia.org/es/content/petici%C3%B3n-de-ayuda-hasta-12000-euros-y-c%C3%A1rcel-por-el-bloqueo-de-los-tanques-de-las-maniobras#sthash.Y0Z0VEl6.dpuf
antimilitaristes-moc
[email protected] // @mocvalencia // mocvalencia.org