Gazzeli çocukların yeni oyunu: Şehitçilik

Haberin dili, savaşın ve militarizmin çocuklar üzerine bıraktığı olumsuz bir etki olarak “ölümün oyun haline gelmesi” üzerinden savaşa ve çocuk psikolojisinde bıraktığı travmatik etkilere yönelik bir farkındalık geliştirmiyor. Tam aksine çocukların “geleceğin şehitleri” olacağı şeklinde bir temenni olarak inşa edilen bir haber dili söz konusu!

Militarizm ve savaşın yıkıcı etkilerine maruz kalan bireyler, yaşamış oldukları travmaları hayatları boyunca taşımaktalar.

Özellikle çocuklar, militarizmden iki şekilde etkilenirler. Birincisi, savaş dönemlerinde en fazla mağdur olanlar çocuklardır. İkincisi, militarizmin etkin olduğu sivil yaşamda militarist söylemlerle militarize edilirler ve bu durum da çocukların zihinsel ve psikolojik olarak şiddeti erken yaşlarda normalleştirmelerine neden olur.

Çocukların silahlı oyunları, militarizmi sivil yaşamda çocuklar üzerinden nasıl etkin olduğunun önemli göstergelerinden biridir.

Militarizmi içselleştirerek büyüyen çocuklar, şiddet uygulayan, şiddeti normalleştiren ve savaşı kutsayan eylem ve söylemlerde bulunabilirler.

Bu da toplumdaki militarizmin devamına neden olur.

Çocuklar için hayat, her bir noktasını ayrı ayrı keşfe çıktıkları çok bilmeceli bir oyun alanıdır aslında.

Savaşın ve militarizmin normalleşerek bu oyunlardan biri haline gelmesi ise çocuklarda son derece travmatik etkiler yaratır.

Bu durumun örneklerinden biri Gazze’deki çocuklar tarafından yaşanıyor. Yeni Şafak gazetesinin internet sitesinde 22 Ağustos 2014 tarihinde yayınlanan haber, “Gazzeli çocukların yeni oyunu: Şehitçilik” başlığını taşıyor. Gündeme getirmiş olduğu konu itibariyle önemli olan haber, dil açısından ise son derece sorunlu.

Öncelikle haber metnine göz atalım.

*

Gazzeli çocukların yeni oyunu: Şehitçilik

İsrail’in 40 günü aşkındır yoğun bir şekilde saldırdığı Gazze’de çocuklar “şehitçilik” oynuyor. Gazzeli çocukların geleceğe yönelik hedefleri diğer yaşıtlarından biraz farklı. Onlar büyüyünce “şehit” olmak istiyor.

İsrail 46 gündür Gazze’ye yoğun bir şekilde saldırıyor. Saldırılarda bugüne kadar 450’den fazlası çocuk 2 bin 88 kişi hayatını kaybetti. İsrail’in havadan devam eden yoğun bombardımanı on binlerce çocuğun psikolojisini etkilerken, Gazzeli çocuklar, kendi aralarında “şehitçilik” oyunu oynuyorlar.

Gazzeli çocukların paylaşılan bu fotoğrafları, sosyal medyada büyük ilgi görüyor.

İsrail, yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze’ye, 7 Temmuz’da havadan ve denizden, 17 Temmuz’da ise karadan saldırıya geçmişti. Bir ayı aşkın süren saldırılardan sonra Mısır’da yürütülen müzakerelerde kalıcı ateşkes sağlanamamış, roket atıldığı iddiasıyla İsrail ordusu, yeniden Gazze’ye saldırmaya başlamıştı.

*

Haber metni okuyucunun dikkatine sunduğu bir fotoğraf eşliğinde Gazze’li çocukların “şehitçilik” adı verilen bir oyunu oynadıklarını ifade ediyor. Savaş nedeniyle çocukların psikolojisinin etkilendiğini belirten haber, çocuklar tarafından paylaşılan fotoğrafların sosyal medyada büyük ilgi gördüğünü belirtiyor.

Haber metninin geri kalan kısımları Gazze’de süren savaşın boyutlarını aktarıyor.

Gazze’de çocuklara ilişkin gelişen dikkat çekici bir yaşanmışlığı gündeme getiriyor gibi gözüken haber, aslında son derece problemli bir ideoloji içeriyor.

“Şehitlik” anlatısıyla militarizmi ve feda kültürünü meşrulaştıran bir ideolojiyi.

Gazze’de savaşın yıkıcı etkilerine maruz kalan çocukların ölümü normalleştirmesi ve bunu bir oyuna çevirmesi ne yazık ki beklenir bir durum. Saddam Hüseyin’in idam edildiği süreçte idam fotoğrafları medyada yaygınlaştırılmış ve dünyanın dört bir yanından onlarca çocuk “idamcılık” oynayarak yaşamını yitirmişti.

Çocuklar hayatın gerçek trajedileriyle oyunu ayırt edemeyecek bir durumda olduklarından, militarizme maruz kalan çocukların psikolojik destek alması şart.

Özellikle “şehitçilik” oynayan Gazze’li çocukların.

Haberin dili ise çocukların ölümü oyun haline getirmesine karşı eleştirel bir üslup takınmıyor. Tam aksine bu durumdan övgüyle söz ediyor. Haber, çocuk psikolojisini de dikkate almayan bir üslupla çocukların “şehit olmak istediklerini” ifade ederken, bu durumu olumsuzlayan herhangi bir ifade söz konusu değil.

Haberin dili, savaşın ve militarizmin çocuklar üzerine bıraktığı olumsuz bir etki olarak “ölümün oyun haline gelmesi” üzerinden savaşa ve çocuk psikolojisinde bıraktığı travmatik etkilere yönelik bir farkındalık geliştirmiyor.

Tam aksine çocukların “geleceğin şehitleri” olacağı şeklinde bir temenni olarak inşa edilen bir haber dili söz konusu!

Çocuklar sanki şehit olmayı istiyorlar, kendilerini bu kutlu ideale adamışlar ve bu oyunun oynanmasında hiçbir sorun yokmuş gibi kurgulanan bir haber dili!

Haberin ifade ettiği üzerine, “yaşıtlarından farklı olarak” kendilerini yüce ideallere adayan, şehit olacakları günü bekleyen ve bu yüzden “büyük ilgi gören” çocuklar ifadeleri!

Bir haber aracılığıyla ölümün normalleştirilmesi, kutsanması, özendirilmesi…

“Şehitlik” kavramı doğuştan herkesin bildiği bir kavram değildir. Bir çocuğun şehitlik hakkında bilgi sahibi olması, ancak ve ancak şehitlik kavramı üzerinden feda kültürünün yüceltildiği, bireysel varoluşun ve yaşamın önemsizleştirildiği bir şiddet kültürü içinde doğması ve yaşamasıyla mümkündür.

Şehitlik, militarizmi ve savaşı meşrulaştırırken, ölümü kutsar. Bireyin yaşamının “yüce idealler” uğruna feda edilebileceğini ve bireyin bu mertebeyle ödüllendirileceğini insanların içselleştirmesini sağlar.

Oysa bu bir ödül değil, militarizmin bir sonucu olarak ölümün, yok oluşun ve şiddetin bir sarmal halinde sürekli kendini var etmesinin ta kendisidir!

anti-militarizm.blogspot.com.tr

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org