ABD ordusunun, Soğuk Savaş döneminde, savaş çıkması durumunda, Sovyetler Birliği, Çin ve Doğu Avrupa’da birçok kenti ve bu kentlerdeki sivil halkı yok etmeye yönelik planlar yaptığı ortaya çıktı.
ABD’li ünlü gazeteci Seymour Hersh’e konuşan eski bir ABD Genelkurmay danışmanı, Esad’a karşı savaşanları silahlandırma yönündeki ABD politikasının Türkiye ile birlikte belirlendiğini ve sonuçta bu politikanın El Nusra ve IŞİD dahil bütün muhalefete desteğe dönüştüğünü söyledi.
Çin-ABD krizi, ABD’ye ait iki B-52 tipi uzun menzilli bombardıman uçaklarının Güney Çin Denizi’ndeki Çin’in hak iddia ettiği adaların üzerinde uçmasıyla bir üst aşamaya çıktı.
Yetkililer Nicholson’un takıntılı bir silah stokçusu mu yoksa ülkenin güneyinden New Jersey, New York gibi Kuzey eyaletlerine gönderilen yasadışı ateşli silah ticaretinde bir arz noktası mı olduğunu anlamaya çalışıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), ABD Başkanı Obama’dan, CIA’nın 11 Eylül saldırılarından sonra terör şüphelilerine uyguladığı işkence dolayısıyla eski başkanlardan George W. Bush ve yardımcısı Dick Cheney dahil 21 eski yetkiliyi adalet karşısına çıkarmasını istedi.
Pentagon tarafından atılan bu adıma ise teknoloji firmaları temkinli yaklaşıyor. Zira Savunma Dairesi’nin fikir hakkını çalma ihtimali çok yüksek bir oran.
Türkiye, ‘Ortak Doğrudan Saldırı Levazımatı’ (JDAM) diye adlandırılan bu mühimmatı, başta PKK, ulusal güvenliğine tehdit saydığı unsurlara yönelik hava saldırılarında hedefe isabet oranını artırmak ve sivil kayıpları önlemek için kullanıyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin bölgede tansiyonu yükseltmeye çalıştığını ve Çin’in buna karşılık olarak “kapasite artırımına” gidebileceğini söyledi
Suudi Arabistan’a F-15 satan Boeing’in yöneticilerinden Jeffrey Kohler, insan hakları nedeniyle Suudi Arabistan’a ‘fazla’ yüklenildiğini ifade etti. Kohler ”Onlara taş atmak yerine boşlukları doldurmalarına yardımcı olmalıyız” dedi.
Amerika Dışişleri Bakanlığı, yıllık “Dünya Dini Özgürlükler” raporunu yayınladı. Raporda, askerlik görevini vicdanı nedenlerle reddetme hakkının güvence altına alınmadığı savunuldu.
