“Türkiye’nin vicdani ret ile ilgili oyalamacı tutumu artık işe yaramıyor”

Vicdani Ret İzleme Koordinatörü Merve Arkun, “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin son ara kararı, Türkiye’nin vicdani ret hakkına dair mevzuat düzenlemesi noktasındaki oyalamacı tutumunun artık işe yaramadığını gösteriyor” dedi.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye’nin vicdani retçilerle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamamasına ilişkin 13 Haziran’da yeni bir karar aldı.

AİHM kararlarının uygulanmasını denetleyen Bakanlar Komitesi, aldığı ara kararda Türkiye’nin dört ayrı davada AİHM kararlarını uygulanmadığına vurgu yaptı.

Komite,“başvuranlardan üçünün hâlâ askerlikten kaçan kişiler olarak görüldüğünü ve kovuşturma tehdidiyle ve ‘sivil ölüm’ anlamına gelen çok sayıda kısıtlamayla karşı karşıya kaldıklarını” ifade etti.

Kararda, AİHM kararları ile Komite’nin 2007 ve 2009’da kabul ettiği iki ara karara rağmen vicdani retçilerin haklarının ihlal edildiği, bu ihlallerden korumak için yasal reformların hayata geçmesi için somut adım atılmadığı belirtildi.

Vicdani retçileri “sivil ölüme” sürükleyen uygulamalardan dolayı Türkiye aleyhine AİHM’den ilk kez 2006 yılında karar çıktığını hatırlatan Komite, Türkiye’yi bir kez daha yasal reformları hayata geçirmeye çağırdı.

Bakanlar Komitesi, 2019’da zorunlu askerlik süresinin 12 aydan altı aya indirildiğini, “bedelli askerlik” seçeneğinin sunulduğunu ancak bu uygulamaların zorunlu askerliğe alternatif sunmadığı için mevzuat değişikliğine duyulan ihtiyacı hafifletmediğine vurgu yaptı.

Komitenin ara kararında, zorunlu askerlik yapmayı reddedenlerin “tekrar tekrar kovuşturulduğu, mahkum edildiği, gizli bir yaşam sürmeye zorlandığı” ifade edildi.

Ara kararda, Ülke Grubu başvurucularının karşı karşıya kaldığı ihlallerin tüm olumsuz sonuçlarının hızlı bir şekilde giderilmesini sağlamak için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerektiği hatırlatıldı.

Ayrıca, alınan kararla birlikte Türkiye’nin Mart 2025 sonuna kadar, Ülke Grubu Davaları’nda ele alınan konulara dair bilgi vermeye çağırdı.

“Şu an alınabilecek en sert karar”
Avrupa Vicdani Ret Bürosu Başkan Yardımcısı, Uluslararası Savaş Karşıtları Yürütme Kurulu Üyesi ve Vicdani Ret İzleme Koordinatörü Merve Arkun, Bakanlar Komitesi’nin kararını bianet’e değerlendirdi.

Komite’nin aldığı kararın önemli olduğunu ve “şu an için alınabilecek en sert karar niteliğinde” olduğunu belirten Argun, Türkiye’nin Bakanlar Komitesi ve AİHM kararları karşısındaki tutumuna atıf yaptı.

“Durumun aciliyetini gösteriyor”
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarını hatırlatan Arkun şöyle devam etti:

“Komitenin bu kararını elbette memnuniyetle karşılıyoruz. Çünkü bu karar, aslında şu an için alınabilecek en sert karar niteliğinde. Komite, Ülke Grubu kapsamında alınabilecek en güçlü ara kararı açıklayarak, Türkiye makamlarını vicdani ret hakkının ihlali noktasında acil ve etkili bir adım atmaya çağırdı.

Demirtaş ya da Kavala dosyalarında olduğu gibi, kararların kimi zaman uygulanmadığını elbette biliyoruz. Bu, Türkiye’deki hukuksal işleyişin bir yansıması fakat yine de Komite’nin verdiği bu kararın, Türkiye’de vicdani ret hakkının ihlalinin engellenmesine dair aciliyeti ve durumun ne kadar hassas olduğunu vurgulamak açısından oldukça kıymetli.”

“Oyalamacı tutum işe yaramıyor”
“Türkiye’nin vicdani ret hakkına dair oyalamacı bir tutum içinde olduğunu” belirten Arkun, kararın önemini şu sözlerle anlattı:

“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin verdiği bu son ara karar, Türkiye’nin vicdani ret hakkına dair bir mevzuat düzenlemesi noktasındaki oyalamacı tutumunun artık işe yaramadığını gösteriyor.

Türkiye makamları, Ülke Grubu Davaları’na ilişkin geçtiğimiz yıllarda sunduğu eylem planlarında bedelli askerlik uygulamasını zorunlu askerlik hizmetine bir alternatif gibi sunmuştu.

Bunun yanında hükümet yine geçtiğimiz yıllarda ‘Yargı Reformu’nu ya da ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nı, Türkiye’de hak ihlallerinin azaltılması -dolayısıyla vicdani ret hakkının ihlalinin engellenmesi- yönünde etkili olacak adımlar olarak belirtmişti.

Ancak Komite aldığı bu ara kararda bu adımların etkisiz/yetersiz kaldığını vurgulamanın yanında, bedelli askerlik uygulamasının ya da askerlik süresinin kısaltılmasının vicdani retçiler için bir alternatif olmadığını açıkça belirtti.”

Ülke Grubu Davaları nedir?

Ülke Grubu Davaları, kişilerin “pasifist ve vicdani retçi oldukları gerekçesiyle zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmeyi reddettikleri için defalarca kovuşturulması ve mahkum edilmelerini” kapsıyor. Türkiye ve vicdani ret dosyaları, 2007 yılından bu yana Ülke Grubu Davaları altında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından izleniyor.

Kaynak: Bianet

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org