Askere Çağırıyorlar – Ercan Jan Aktaş

Bir kez daha şunu söylüyoruz; Kürtlere, Alevilere, sosyalistlere, kadınlara, doğaya, LGBTİ birey ve topluluklarına dönük bu şiddet sarmalını, savaşı bir kez daha kabul etmiyoruz. Bizler hiçbir şekilde o üniformaları giymeyeceğiz, elimize o silahları almayacağız.

29 Mart 2016
Son bir hafta içinde Türkiye’de yüzbinlerce insan; “SAYIN… ASKERE SEVK EVRAKINIZI ALMADIGINIZDAN BAKAYA OLARAK ARANMAKTASINIZ. EN YAKIN ASKERLIK SUBESINE MURACAAT EDINIZ” şeklinde SMS’ler aldı. Bu durum bir panik hali de açığa çıkardı, bunu bir şekilde Vicdani Ret Derneği ve de kişisel hesaplarım üzerinden bana ulaşanlar açısından biliyorum. En büyük kaygı da; “şimdi ne olacak?”, “bizi alıp götürecekler mi?”, “15 gün içinde işlemler için gitmezsem ne kadar ceza alırım”. Bu kaygılar devam ederken dün gece beni arayan bir arkadaşım; “annemin iki gündür gözüne uyku girmedi”, “ya seni alıp götürürlerse ben ne yaparım” diye endişeli.
gbt-mesaj-askere-cagirma
Bu kaygı ve tartışmalar devam ederken haber portallarına; “Milli Savunma Bakanlığı Harekete Geçti, Kadınlara Askerlik Geliyor” başlıkları düşmeye başladı. Anlaşılan odur ki, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Genelkurmay Başkanlığı hükümetin isteği üzerine askerlik üzerine bir çalışma içine girmişler. 47 Avrupa Konseyi ülkesinde zorunlu askerlik uygulamasının devam ettiği tek ülke olan Türkiye, zorunlu askerlik sistemini sorgulamak yerine bu sisteme kadınları da dâhil etme çabası içindeler.

Türkiye’de devlet/akp iktidarı 24 Temmuz tarihinden bu yana şiddeti politikalarının temeli haline getirdiler. Hemen hemen siyasetin bütün alanlarında bunu açık şekilde görmek mümkündür. Göreceli var olan “çatışmasızlık” halini hayatın her alanında şiddet aldı. Sadece Ankara’da beş ay içinde patlayan üç bomba ile (10 Ekim 2015, 17 Şubat 2016, 13 Mart 2016) toplam iki yüze yakın insan yaşamını yitirdi. Gene Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın sokağa çıkma yasaklarında ve yaşamlarını kaybeden sivillere ilişkin yayınlanan raporunda; “16 Ağustos 2015 ile 18 Mart 2016 tarihleri arasında 7 il 22 ilçede uygulanan 63 sokağa çıkma yasağından 1 milyon 642 bin kişi etkilendi, 310 sivil hayatını kaybetti.” (1)

Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun hemen hemen her gün söylem ve de ifadelerinde ürettikleri şiddet ve nefret dili ile -devlet merkezli gelişen bu şiddet sarmalı – ciddi bir toplumsal yarılma yarattı. Kendilerini AKP’den yana görenler artık düşünme ve analitik yeteneklerini terk ettiler. Bunların yansıra kendisini başka sağ/milliyetçi partilerde bilen onlarca yılın getirdiği militer eğitim sistemi/siyasetin ürettiği hamaset nutukları bu kesimlerde önemli oranda bu şiddet iklimine teslim oldular. Türkiye toplumu büyük oranda da korku ile akıl, vicdan ve muhakeme yetisini devlet/akp’nin bu şiddet tekeline teslim etmişken AKP de yeni yasalar, yeni anayasa, başkanlık sistemi için yoğun mesaisine devam ediyor.

Bu iklimde kadınların askere çağırılması, bir şekilde askerlik yapmak istemeyen yüzbinlerce insanın durmadan taciz edilmelerine bu toplum içinde bir ses çıkmaz. Türkiye’de vicdani retçiler, anti-militaristler ve de savaş karşıtları uzun yıllardır zorunlu askerlik sistemine, toplumun militarizasyonuna karşı söz ve de eylem geliştiriyorlar. Sol ve sosyalist yapılar da zaman zaman bu konulara dair bir söz üretme/çalışma içinde olsalar da çoğu zaman büyük siyaset gündemleri içinde unutup gidiyorlar.

Bir kez daha bir avuç vicdani retçi, savaş karşıtı ve de anti-militarist insan bir çaba içinde: “Bugün, hükümet yürüttüğü çalışmalarla, “artık kadınların da askerlik yapabileceğini” konuşuyor olsa da; biz kadınlar, yıllardır yaptığımız gibi, devletin savaş politikalarının bir parçası haline dönüştürülmeyi reddedeceğiz. Zorunlu ya da gönüllü fark etmeksizin; kadının bedenini savaş coğrafyasına çeviren, kimliğini yok eden ve yaşamını gasp eden askerliğe ve militer kültüre karşı direneceğiz. Vicdani retçi kadınların attıkları “Kadınların Vicdanı Reddediyor Savaşı” sloganında da olduğu gibi; savaşı, savaşın kaynağı olan askerlik angaryasını ve bütünlüklü olarak militarizmi reddedecek ve ancak böyle özgürleşeceğiz…”(2)

Bir kez daha şunu söylüyoruz; hamaset nutukları ile kurdukları teklik –tek vatan tek millet tek devlet- içinde yer almayan bütün toplumsal yapılara durmaksızın şiddet üreten, ürettiği şiddet ile onlarca yıldır katliamlar gerçekleştiren bu militer sisteme biat etmeyeceğiz. Kürtlere, Alevilere, Sosyalistlere, kadınlara, doğaya, LGBTİ birey ve topluluklarına dönük bu şiddet sarmalını, savaşı bir kez daha kabul etmiyoruz. Bizler hiçbir şekilde o üniformaları giymeyeceğiz, elimize o silahları almayacağız. Vicdanını, bilinç ve de ahlaki değerlerini devlet/akp’ye teslim etmemiş Kürtleri, Alevileri, sosyalistleri, demokratları bu politikalara karşı tavır almaya kesinlikle askere gitmemeye, askerde olanları da firar etmeye çağırıyoruz.

Özgürlükten yana olan bütün kesim ve yapılar ile birlikte,

Direnmeye devam edeceğiz!

Ercan Jan Aktaş
Vicdani Ret Derneği Yöneticisi

______________________

(1) https://www.demokrathaber2.net/guncel/tihv-sokaga-cikma-yasaklarindan-1-milyon-642-bin-kisi-etkilendi-h64466.html

(2) http://vicdaniret.org/kadinlar-gitmeyecek-askere-merve-arkun/

https://www.demokrathaber2.net/askere-cagiriyorlar-makale,8888.html

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org