12 Eylül darbesinin en baskıcı dönemiydi. 1982 yılında 30 yaşımda “kısa devre” 4 ay zorunlu askerlik yaptım. Sağlık raporu aldığım için bir hafta gecikmeli olarak bölüğüme teslim olmuştum. O nedenle depoda işe yarar silah kalmadığı için elime eski bir Kırıkkale tüfek verdiler.
Hayatımda ilk defa bir silahı yakında görmüş ve elime almıştım. Bu duygumu dile getirdiğimde; “Sen Tuncelilisin. Eşkıyalığı çok iyi bilirsin. Kaytarmak için bize numara yapma!” diyen er, çavuş, onbaşı ve astsubay rütbesindeki bazı komutanların sözlerini hiç unutmam. O andan itibaren kafayı yememek elde değildir.
Kıdemli onbaşı ve çavuşlar tarafından her gün silah kullanımı, savaş teknikleri ve askerlikle ilgili dersler anlatılırdı. Bu derslerin birinde askerlik şöyle tanımlanıyordu; “Askerlik, harp sanatıdır” Yani insanların birbirini öldürmesini sanat diye bize öğretiyorlardı.
Bir süre önce benim de aralarında bulunduğum yaklaşık 400 aydının görüşünü aktaran “Askere gitme Çünkü…” kitabı hakkında soruşturma açıldı. PDF formatında www.askeregitmeyin.com sitesinde yayınlanan “Askere gitme Çünkü…” kitabının en önemli özelliği ise, cümlenin sonundaki noktalı yere bu kişilerin kendi iradesiyle görüşlerini kısaca aktarmasıdır.
Genelkurmay Başkanlığı’nın şikâyeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Ceza Kanununun 318.maddesi gereği “halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla adı geçen kitap hakkında soruşturma başlatıldı.
Birkaç gün önce site yetkilisi Mehmet Ali Başaran ve arkadaşları savcılığa çağrılarak ifade tutanağı düzenlendi.
İsmail Beşikçi, Akın Birdal, Aydın Engin, Ferhat Kentel, Ayhan Bilgen, Tayfun İşçi gibi gurur duyduğum 381 aydınla birlikte görüşümü ifade ettiğim için sevinçliyim.
Ben o kitapta “Askere gitmeyin çünkü… Ölme-öldürme vahşetini sanat diye yutturuyorlar” şeklinde dile getirmiştim.
Bu kitapta görüşünü açıklayan değerli sanatçı Şanar Yurdatapan’ın ”Bu suç ise hepimiz suçluyuz, ifademizi al ve davaya dahil et” önerisi ve tiyatro sanatçısı Mehmet Atak’ın gayretiyle toplu olarak tepkimizi ortaya koymak için bir dizi eylem düşünülmektedir. Bu dostlarımla birlikte bulunmak her zaman bana onur verir.
Aşağıda isimleri belirtilen bazı sanatçı, yazar, akademisyen ve aydının görüşlerini kısaca aktardığı kitabı www.askeregitmeyin.com adresinden PDF formatında indirebilirsiniz.
“ASKERE GİTMEYİN ÇÜNKÜ…” KİTABINA YAZANLAR
Arzu Başaran, Bahadır Yıldız, Bora Akıncıtürk, Emre Senan, K. Deniz Pireci, Murat Germen, Murat Tosyalı, Selim Kocagöncü, Tan Oral gibi isimlerin görsel cümleleriyle Adnan Saraçoğlu, Ahmet Dindar, Akın Birdal, Ali Akay, Ali Barış Kurt, Ali Erol, Ali Fikri Işık, Ammar Kılıç, Anjel Dikme, Aslı Erdoğan, Aydın Engin, Aygül Erce, Ayhan Bilgen, Ayşe Batumlu, Ayşe Gökhan, Ayşe Kilimci, Ayşe Lebriz, Ayşegül Sönmez, Azad Barış, Balam Kenter, Banu Vardar, Barış Sulu, Berat Günçıkan, Berfin Zenderlioğlu, Cafer Solgun, Coşkun Üsterci, Davut Erkan, Defne Gürsoy, Dilek Hattatoğlu, Doğan Özgüden, Doğan Tarkan, Doğu Eroğlu, Elif Ergezen, Emrullah Beytar, Ercan Jan Aktaş, Erden Kosova, Erol Özkoray, Ersin Salman, Esen Çamurdan, Esmeray Yoğun, Esra Çiftçi, Esra Mungan, Fatma Nevin Vargün, Ferhat Kentel, Feza Şişman, Filiz Işıker, Filiz Karakuş, Gökhan Kaya, Gönül Dinçer, Gülizar Tuncer, Gülsen Feroğlu, Gülsüm Ekinci, Gülsüm Soydan, Gün Zileli, Hakan Akçura, Hakan Tahmaz, Hale Akay, Halil Savda, Haluk Gerger, Handan Öztürk, Hüda Kaya, Hülya Gülbahar, Hülya Tarman, Hüsniye Parpar, İbrahim Yaylalı, İnan Suver, İnan Temelkuran, İrfan Sarı, İsak Mızraklı, İsmail Beşikçi, İzzet Yasar, Jale Parla, Julide Kural, Keje Bemal, Kemal Ördek, Kızılca Yürür, Lara Aysal, Levent Pişkin, Lorenc Jasharillari, Mahmut Alınak, Mehmet Ali Başaran, Mehmet Atak, Mehmet Bal, Mehmet Günyeli, Melek Özman, Melis Tantan, Meral Candan, Meral Geylani, Meryem Rabia Taşbilek, Mualla Gülnaz Kavuncu, Mustafa Elveren, Mustafa Sütlaş, Müjgan Halis, Naim Dilmener, Nazan Üstündağ, Nebahat Akkoç, Nebiye Arı, Necip Fazıl Kocaoğlu, Neşe Yasin, Nil Mutluer, Nilgün Toker, Nur Sürer, Oğuz Sönmez, Ohannes Kılıçdağı, Ohannes Şaşkal, Osman Elbek, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Özlem Dalkıran, Ragıp Duran, Reha Ruhavioğlu, Rojin Ülker, Roni Margulies, Sadık Yalsızuçanlar, Seçil Türkkan, Seçkin Yasar, Selda Aksoy, Sema Kaygusuz, Sennur Sezer, Serap Güre, Sevahir Bayındır, Sevim Korkmaz Dinç, Sevin Okyay, Sibel Özbudun, Suzan Samancı, Şanar Yurdatapan, Şebnem Korur Fincancı, Şeyhmus Diken, Tamay Semerci, Tayfun İşçi, Tennur Koyuncuoğlu, Turan Eser, Uğur Bilkay, Üstün Bol, Vahap Coşkun, Veysel Vesek, Yaprak Zihnioğlu, Zeynep Tozdunan, Zozan Özgökçe, Zuhal Özden, Zübeyde Kılıç gibi 300 civarı insanın sözel cümleleriyle oluşmuş bir kitap “Askere Gitmeyin”.
Adı geçen “Askere gitmeyin çünkü…” kitabında açıkladığım; “Askere gitmeyin çünkü… Ölme-öldürme vahşetini sanat diye yutturuyorlar” demek suç mu?
“İleri demokrasi” olan ülkelerde suç olamaz. Ancak, düşünceyi ifade etme özgürlüğü bulunmayan ülkelerde suç sayılır.
Cumhuriyet Savcılığı tarafından yüzlerce aydınımız hakkında soruşturma başlatılan bir ülkede “ileri demokrasi”den bahsetmek mümkün mü?
Böyle bir “ileri demokrasi”yi alın başınıza çalın!
10.04.2015
*Em. Öğrt.