BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, askerlik sisteminin, asker kaçaklarının ve vicdani retçilerin sorunlarının tespiti için meclis araştırması önerdi. Baluken zorunlu askerliğe ilişkin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması için bir soru önergesi de verdi.
Baluken, “Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ülke yönetimi askeri vesayet altında yönetilmiş, en naif sorunlar bile askeri yöntem ve fikirlerle halledilmeye çalışılmıştır. Bazen dolaylı bazen de doğrudan cunta yönetimiyle iktidara el koyan bu vesayet rejiminin Türkiye halkına dayattığı toplum modeli kışladır” dedi.
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, söz konusu bu toplum mühendisliğinin ana omurgasını, genç yaşlarda askere gidenlerin milliyetçi, vesayetçi, militer biçim ve tarzlarda eğitime tabi tutulması ile mutlak itaate zorlanıp, iradelerinin kırılması olduğuna dikkat çekti.
Toplumu bir kışla gibi yönetmeye çalışan sivil ya da askeri kesimlerin, toplumsal mühendislik projeleri için imdada çağırdığı söylemlerin de çeşitli olduğunu vurgulayan Baluken şöyle devam etti: “ ‘Askerlik Peygamber ocağıdır’, ‘Biz asker milletiz’ gibi anlayış ve söylemler halkı kandırmanın temel sosyal argümanları olarak kullanıldı, kullanılmakta. Bu şekilde kutsallaştırılan askerlik esasta toplum için tam bir korku merkezidir. Kışlalardan her yıl yüzlerce işkence, kaba dayak, öldürme, şüpheli intihar haberleri alan aileler, korku ve endişe içinde çocukları dönünceye dek en az onlar kadar yıpranmaktadır. Sadece son on yılda 1000’den fazla askerin cenazesi intihar ettiği söylenerek ailelerine teslim edilmiştir. Kaldı ki sorun askerlik bittikten sonra da devam etmektedir. Birçok kişi askerlik sonrası psikolojik tedavi almakta ve sosyal yaşama uyum sağlamada güçlük çekmektedir. Son olarak Hakkâri’de askerlik yaptıktan sonra GATA’da psikolojik tedavi gören U.A., 12 Aralık günü Zonguldak’ta babasını öldürdükten sonra cesedini yakmaya çalışırken yakalanmıştı.”
‘VİCDANİ RET UYGULANMALI’
Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeleri hayata geçirmediğini de belirten Baluken, iktidarın vicdani reddi hayata geçirmek yerine asker kaçaklarının peşine düştüğü, birçok kişinin ekonomik zorluklarla boğuştuğu, bakmakla yükümlü olduğu kişiler bulunduğu ya da zorlu iş koşullarından dolayı işini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı için askere gidemediğini de kaydetti.
“Sayın Başbakan bu insanların sorunlarını çözmesi gerekirken ‘Asker kaçağı durumundaki 600 bin kişiyi yakalayıp teslim etmek gerekir’ diyerek bir anda milyonlarca kişinin hayatını kabusa çevirdi” diye devam eden Baluken, “Vicdani, dini, fikri, ekonomik ve benzeri sebeplerden askere gitmeyen yüzbinlerce insan Başbakanın demecinden sonra polis tarafından aranmaya ve yoklama kaçaklarına büyük para cezaları verilmeye başlandı. Zorunlu askerlik ülkenin en büyük sorunu olmayı sürdürürken, insanların hayat koşullarını, inanç ve düşüncelerini hiçe sayarak onları devletin cezalandırma ve zorlama mekanizmalarına maruz bırakmak ağır insani ve toplumsal sorunlara yol açmaktadır. Bu çerçevede meclis bünyesinde söz konusu sorunun tüm boyutlarıyla araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla derhal meclis araştırma komisyonu kurulmasını talep ediyoruz” dedi.
MİLLİ SAVUNMA BAKANINA SORU ÖNERGESİ
Baluken ayrıca, zorunlu askerliğe ilişkin Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın yanıtlaması üzerine bir soru önergesi de verdi.
Zorunlu askerlik uygulamasının Türkiye toplumunu her geçen gün daha da fazla sorunlar içerisine soktuğunu belirten Baluken, insanların savaşı ve militarizmi reddi, ekonomik, sosyal ve siyasal bakış açılarından dolayı asker olmayı reddi, insani ve vicdani bir talep ve tutum olduğunu kaydetti.
Bu toplumsal talep ve tutumun her geçen gün artarak sesini yükselttiğini de vurgulayan Baluken, “AKP iktidarı bu yükselen talep karşısında zorunlu askerlik sorununu çözmek yerine belirsiz aralıklarla bedelli askerlik çıkararak toplumumuzda zengin ve fakir arasındaki ayrımı derinleştirmektedir. Ayrıca AKP iktidarının bakaya uygulaması ile pek çok yurttaşımıza on binlerce liralık para cezası çıkarması kabul edilebilir bir durum değildir” dedi.
Başbakan’ın bakaya kalan insanların sorunlarını çözmesi gerekirken, ‘‘Asker kaçağı durumundaki 600 bin kişiyi yakalayıp teslim etmek gerekir’’ diyerek bir anda milyonlarca kişinin hayatını kâbusa çevirdiğini de belirten Baluken, söz konusu açıklama arıdndan insanların polis tarafından aranmaya, yoklama kaçaklarına büyük para cezaları verilmeye başlandığını da sözlerine ekledi.
Baluken’in soru önergesinde şu sorular yer aldı:
İktidarınız boyunca yoklama kaçağı veya bakaya olduğu gerekçesiyle kaç kişi hakkında işlem yapılmıştır? Bu işlemlerin yıllara göre dağılımı nasıl olmuştur?
Geçtiğimiz Eylül ayından beri para cezası verilen yoklama kaçağı veya bakaya sayısı kaçtır? Verilen cezaların miktarı nedir?
Geçtiğimiz eylül ayından itibaren yoklama kaçağı ve bakaya olduğu için kaç kişiye dava açılmıştır? Kaç kişi hapis cezasına çarptırılmıştır?
Son 30 yılda firar eden asker sayısı kaçtır?
Gün geçtikçe büyüyen zorunlu askerlik sorununu çözmeye yönelik bir çalışmanız var mı?
Ekonomik sıkıntılar nedeniyle ve ailesine bakmakla yükümlü olmaktan dolayı askere gidememiş fakat zorla yakalanıp askere gönderilen kişilerin sorunlarının çözümüne yönelik bir çalışmanız var mı?
İktidarınız süresince kaç kişi vicdani reddini açıklamıştır? Bu kişilerle ilgili hangi işlemler yapılmıştır?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile diğer uluslararası kuruluşların vicdani ret hakkıyla ilgili kararlarını göz önüne alıp, bu hakkın tanınması yönünde bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
Kaynak: firatnews.com
