Behçet Akçay

2010, 23 Ağustos Behçet Akçay – İsviçre-Bern’de açıkladı   ASKERLİĞE HAYIR ! Adım: Behçet Akçay Mardin-Midyat doğumluyum. TC‘ ye askerlik yapmadım. Neden yapmadın diye, soranlarla ? sayısız nedenlerden bazılarını paylaşmak istiyorum. Askerlikle ilgili kendime bazı sorular sordum. 1.Ordunun temelinde ne var? Bilimi, bilim insanlarını neye, nereye yönlendirdi? 2.Toplumu, bireyi, doğayı, çevre ve dünyamızı nasıl etkiledi? İnsanı insan

2010, 23 Ağustos Behçet Akçay – İsviçre-Bern’de açıkladı

 

ASKERLİĞE HAYIR !
Adım: Behçet Akçay

Mardin-Midyat doğumluyum. TC‘ ye askerlik yapmadım. Neden yapmadın diye, soranlarla ? sayısız nedenlerden bazılarını paylaşmak istiyorum.

Askerlikle ilgili kendime bazı sorular sordum.

1.Ordunun temelinde ne var? Bilimi, bilim insanlarını neye, nereye yönlendirdi?

2.Toplumu, bireyi, doğayı, çevre ve dünyamızı nasıl etkiledi? İnsanı insan yapan değerlerini nasıl, neye dönüştürdü.

Bence siz de hemen kendinize ve çevrenize sorun ve yaşamın temelini sağlayan faktörlere katkıda bulunun. Bu soruların cevabı benim TC ordusuna neden askerlik yapmadığımın cevabıdır. Kürdistan coğrafyasını kuşatan, komşu devletlerin ordularıyla işbirliği yapan ve aynı zamanda NATO gibi dehşet saçan güçlerle ittifak halinde bir ordu.

Yaşamım boyunca bu ordunun neler yapabileceklerine şahit oldum. Aile fertlerini birbirine düşman haline getirip birbirine saldırttı. Güçlü olan hayatta kalır anlayışıyla etnik topluluklar arasında çatışmalı geçen süreçler yaşattı. Farklı görüş ve düşüncelere sahip olan kesimler TC tarihi boyunca birbirleriyle çatıştı. Dağlıdır, bayırlıdır, doğuludur öyleyse vahşidir anlayışını topluma empoze ederek, farklı topluluk ve halkları küçük görüp ret etti. Başta askeri kışlalarda olmak üzere, ordunun tüm kurumlarında, askere aldıkları kişileri eritme, Türkleştirme planlarına yöneldi, bu konuda başarıya ulaşamadıklarını ayrımcılık yapıyor gerekçesiyle , aşağılayarak, söverek, döverek kendilerine hizmetçilik yapmaya zorlayarak insanlık dışı muamelelere tabi tuttu, bunu kabul etmeyenleri de intihar süsü vererek öldürülmesini sağladı. Buna karşı çıkan, dile getiren aydınları ya susturdular, sürgüne gönderdiler ya da ceza evlerine kapattılar. Yaşadığım coğrafyada bu zihniyet hala işbaşındadır ve gittikçe güçleniyor.

Dünyanın diğer bölgelerinde de bunun benzerleri yaşanmaktadır. Daha beterlerini duyuyor, okuyor, izliyoruz. Maalesef dünyayı, insanlığı, yaşamı bir bütünen gezegenimizi etkileyen aynı zihniyet, aynı güç olduğunun bilincinde olan birisi olarak yaşadığım coğrafyayı Kürdistan’ı anlatıyorum. Savaş hiç eksik olmadı, kin-öfke, düşmanlık büyüdü, güven ve dayanışma zayıfladı, bencillik yaygınlaştı. İnsan doğa ilişkisi zedelendi, çevre kirlendi, kimyasal gazlar, zehirler oksijenden daha fazla ün saldı. İnsan neslinin geleceği olan çocuklar terörist ve yandaşları olarak cezalandırılmaya başlandı. Sular silah olarak kullanılmaya başlandı, baraj, enerji adı altında akarsular durdurulup tarihi sular altına gömme yönelimi başlatıldı. Ormanlar düşman barındırıyor diyerek yakılıyor. Toprak düşmana yol- geçit sağlıyor gerekçesiyle mayınlanarak, zehirlenerek pusu, tuzak aracı haline getirilerek cezalandırmadan nasibini alıyor böylece intikam alınıyor.

Özgür bilim ve bilim insanı onlara göre tehtit teşkil etmektedir. Bu gibi kişi ve kurumlar kontrol altına alınmalıdır, askerin ordunun denetiminde olmalıdır. Gerekçe yine aynı düşman var, terör var kullanabilir bundan dolayı bütün bilimsel keşifler ve teknoloji öncelikle askeri-orduyu büyütmek için değerlendirilmelidir.

Değerli dostlarım yaşamım boyunca bu yapıların zihniyetin doğasında vicdan, kardeşlik, sevgi, özgürlük ve insanı insan yapan değerlerine saygı görmedim. Sadece kullanılıp atılabilir bir malzeme olarak görüldük. Yediden Yetmişe, geçmişten günümüze doğal hayatın her alanına bu layık görüldü. Bunu somutlaştıracak birkaç hatırlatmada bulunmak istiyorum:

Egemen zihniyete komutanlık yapan varlıkların bize layık gördüğü, sunduğu ödüller dünyada her insan başına bir ton 800 kilo patlayıcı. Her aileye bir mayın. Her erkeğe, bazı bölgelerde kadın dahil olmak üzere öldürmek için bir silah ve nesilden nesile büyük sunum biyolojik kitle imha silahları vs. vs. sayılar arttıkça artıyor.

Dünya kaynaklarının büyük çoğunluğu, yaşamı oluşturan temel faktörlerden çok silahlanmaya kullanılıyor. Yoksul insanlara yapılan harcamaların 12 kat daha fazlası silahlanmaya aktarılıyor. Bu ordular dünyamıza bunları layık gördü. Tüm yaptıklarının faturasını yine bize ödetmeye çalışıyor. Ve vatana, millete en büyük hizmet, ödül; açlık yoksulluk, silah, paranoya orduları, ruhsal hastalıklar ordusu, tetikçiler ordusu, bol miktarda korku ve korkaklar ordusu. Bolca düşman teorileri, soyguncular ordusu, her türlü mafyacılık ordusu, sahte hukukçular ordusu, benciller ordusu. Ve 50’nin üzerinde kendi deyimleriyle, irili ufaklı değişik bölgelerde çıkarılan savaşlar, bu savaşların sebep olduğu milyonlarca göç, milyonlarca eğitimden yoksun insan. Adaletsiz bol hileli toplumlar.

Bütün bunlar vatan için millet için, özgürlük demokrasi için. Bölgemizdeki son ordu da yalancılar ordusu. Bu ordunun ve müttefiklerinin toplumun, insanlığın yaşadığım Kürdistan coğrafyasının, geleceğimizin, gezegenimizin celladı olduğunu düşünerek hizmet etmedim. Etmeyi de red ediyorum. Ordular olmadan da yaşanabileceğine, herkesin kendini geliştirebileceğine inanıyorum.

İnsanlar dayanışma içerisinde emeğini, enerjisini açıkça sergilemeyi benimseyerek, birbirleriyle, doğa ile uyumlu ve barış içinde, birlikteliklerini sürdürebilir. Dünyamız şimdikinden daha güzel yaşanılabilir ve daha güvenli bir yer olacağına da inanıyorum. Umutsuz olmayı, karamsarlığı kendime layık görmüyorum.

Bütün bunlara rağmen günümüzde ordusuz yaşamak bir hayal değil. Kosta-Rika örneğinde olduğu gibi ordusuz da yaşayabiliriz. Kosta-Rika 62 yıldır orduyu lağvetmiş ve her yıldönümünde bunu kutluyor. Askeri harcamalar yerine eko tarıma, eko turizmine, doğasını korumaya yönlendirmiş. Bu biçimiyle eskisinden daha fazla gelişmektedir.

Ben Behçet Akçay olarak bencillik ve dayanısma arasında bir seçim yapıyorum. Seçimim ordusuz tiransız toplumla dayanışma olacaktır.

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org