“Türkiye füze teknolojisi geliştirmek zorunda”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Karapınar ilçesinde, Milli Savunma Bakanlığı Atış Test ve Değerlendirme Merkezi’nin açılış töreninde milli savunma sistemlerinin önemine vurgu yaptı. Davutoğlu “Çevremizdeki istikrarsızlıklar bize açık bir şekilde gösterdi ki Türkiye füze teknolojisi geliştirmek durumundadır, uzay teknolojisini geliştirmek durumundadır” dedi.
Yeni Şafak | | 24 Mart 2015, 12:49
Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
– Türkiye her türlü uygulamayı kendi içinde gerçekleştirebilecek coğrafi ve teknolojik kapasiteye sahip. Bu anlamda tesislerin Konya’da kurulması beni ayrıca gururlandırdı. Bir hususa sürekli vurguda bulunuyoruz konvansiyonel silahlar bazın Türkiye büyük bir güce sahiptir. Çevremizdeki istikrarsızlıklar bize açık bir şekilde gösterdi ki Türkiye füze teknolojisi geliştirmek durumundadır, uzay teknolojisini geliştirmek durumundadır. Eğer önümüzdeki yüz yılda da bekamızı teminat altına alacaksak mutlaka füze, uzay teknolojisinde dünyanın en önemli altyapılarından birine sahip olmak durumundayız. Caydırıcılık karşı tarafa gerekli mesajı verir. Uygulama merkezi çalışmalara katılacak yabancı askerlerin hayranlıkla izleyeceği bir altyapı barındıracak. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Üç hususu vurgulamak istiyorum. Coğrafyanızı değiştiremezseniz bu coğrafya üzerinde kudretli olmak zorundasınız. Bu topraklar jeopolitik önem açısından altın kıymetindedir. Etrafımızda ateş çemberi var. Türkiye bir yandan kudretini yansıtırken diğer yandan ülke vatandaşlarının aidiyet bilincini geliştirmek zorundadır bu aidiyet bilincidir ülkemizi koruyacak olan bu aidiyet bilinci sarsıldığında ülkelerin ne duruma geldiği gözlerimizin önündedir.
– Çözüm Süreci’yle yapmak istediğimiz şey, bir daha Türkiye’yi herhangi bir başka ülkede görülecek şekilde, etnik ve mezhebi ayrımlara yönelecek tarzda bir tehlikenin içine çekilmesinin önüne geçmektir. Dolayısıyla stratejik vizyonumuzun hem bu zor coğrafyada ülkemizi ayakta tutan jeopolitik altyapısını doğru kavramamız hem de Çanakkale Savaşı’nda yan yana duran, omuz omuza şehadete yürüyen bu milletin evlatları arasında herhangi bir ayrımcılık, bölücülük yapma niyetinde olanlara fırsat verilmemesi gerekir.
– İkincisi teknolojik kapasitedir. Ekonomik kudret ile askeri kudret yan yana yürür. IMF borcunun ödenmesi ile Türkiye istiklalini kazanmıştır. Bir ekonomik kriz arkasından ROKETSAN’ın kapatılmasını gündeme getirdi şimdi ise TUSAŞ ve ASELSAN dünya savunma şirketlerinde ilk 100’e girmiştir.
– Üçüncü ise siyasi istikrardır. Başdanışman olarak göreve başladığımda en fazla üzen husus hibe konusundaki yazışmalardır. Artık Türkiye askeri alanda kendi güvenliği konusunda hibeye muhtaç bir ülke değildir. Gerektiğinde hibe veren bir ülkedir artık. Güçlü bir siyasi istikrarın olmasıdır. Çevremizdeki ülkelere baktığınız siyasi krizlerin o ülkeleri ne hale getirdiği terörün bir zemin bulduğu bir kaos ortamına sürüklendiği görülür. Tarihi tecrübeler ve TSK’daki güçlü gelenek ve demokrasiden beslenen ortak aidiyet ile tahkim edilmiş güçlü bir Türkiye yolunda gerekli adımlar atılmaktadır.
– Çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Teşekür ediyorum iyi günler diliyorum.
http://www.yenisafak.com.tr/gundem/turkiye-fuze-teknolojisi-gelistirmek-zorunda-2109378