F-35’ten çıkmak milyarlarca dolara mâl olacak
19 temmuz 2019
ABD’nin Türkiye’yi S-400 alımı sebebiyle F-35 programından çıkarmasının ardından savaş uçaklarının yapımında rol oynayan Türkiye şirketlerinin milyarlarca dolar kaybetmesi bekleniyor.
F-35 savaş uçaklarının yapımında sekiz Türkiye şirketi uçağın iniş sistemi ve kokpitinde kullanılması için yüzlerce parça tedarik ediyordu. Pentagon, yapılan anlaşmalarda bu ürünlerin program boyuncaki ederinin 9 milyar dolar olacağını söylemişti.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir dün yaptığı açıklamada, “(Programdan) Çıkartılmanın kendine has hükümleri olabilir, o devrede yok. Türkiye’nin dışlanması durumunda uçak başına 7-8 milyon doları aşacak maliyet artışı olacak” ifadelerini kullandı.
F-35 programının resmi internet sitesine göre projede Roketsan, Havelsan, Alp Havacılık, Ayesas, Kale Havacılık Sanayi A.Ş., Tubitak-SAGE, TUSAŞ ve Fokker Elmo’nun Türkiye birimi gibi şirketler yer alıyordu.
30 BİN ÇALIŞAN NEREYE GİDECEK?
Reuters’a konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, iptal edilen anlaşmaların 12 milyar dolar değerinde olduğunu ve “Bu şirketlerin yaklaşık 30 bin çalışanı var, bu insanlar nereye gidecek” diyerek birçok kişinin işini kaybedebileceğini ifade etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Çeviköz’ün F-35 projesine ilişkin basın açıklamasında şu değerlendirmeler yer aldı:
“Türkiye’nin F-35 savaş uçağı projesinden, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi aldığı gerekçesiyle çıkarılması, Türkiye – ABD ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası yaratmıştır. Ülkemizin F-35 projesinden çıkarılması dolayısıyla uğrayacağı ekonomik ve siyasi kayıpların etkilerini azaltmak için her türlü tedbir alınmalı ve Türkiye – ABD ilişkilerinin karşılıklı saygı temelinde yeniden sağlıklı bir zemine oturtulması sağlanmalıdır.
Türkiye’nin Patriot füzelerinin alımı konusunda zorluk yaşadığı ve bu nedenle seçeneklerinin azaldığı ortadadır. Giderek büyüyen ve bugün ülkemizi çeşitli yaptırımlarla karşı karşıya bırakan bu sorunun kriz haline gelmeden önce doğru diplomatik adımlarla çözümü mümkündü. Ne yazık ki bu fırsat kaçırılmıştır.
S-400 alımı, ülkemiz ve gelecek kuşaklarımız için öngörülemeyen maliyetler yaratma potansiyeline sahiptir. Bu tercih, Türkiye’nin Avro-Atlantik camiasındaki saygın konumunu zedeleyebilir. F-35 projesinden dışlanmamız, ekonomi, dış politika ve savunma sanayi alanlarında bize büyük bir bedel ödetebilir. Nitekim, alt yapı ve eğitim konularında yatırım yaptığımız, tedarik zincirinin yaklaşık yüzde 7’sinde rol oynadığımız F-35 projesinden çıkarılmanın ülkemize maliyetinin 9 milyar dolar olduğu açıklanmıştır. S-400’ün NATO sistemleri için risk oluşturacağının NATO yetkilileri ve müttefiklerimiz tarafından ifade edilmesi de ülkemizin NATO içindeki konumunu ve NATO üyesi ülkelerle ikili ilişkilerimizi olumsuz etkileyecektir. Daha somut bir ifadeyle, NATO tatbikatlarında ülkemize yönelik daha ihtiyatlı bir yaklaşım benimsenebilir.”
EDAM Başkanı Sinan Ülgen ise F-35 için parça üretimi yapan fabrikaların artık amaçsız kaldığını söyledi.
TÜRKİYE’YE YAPTIRIM UYGULANMASIYLA İLGİLİ YASA TASARISI
Reuters’ın haberine göre, ABD’de Cumhuriyetçi Senatörler Rick Scott ve Todd Young, ABD Senatosu’na Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alan Türkiye’ye yaptırım uygulanması için çağrıda bulunduğu bir karar tasarısı sundu.
Reuters’ın ele geçirdiği karar tasarısının taslağında, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini satın alması “ABD’nin güvenlik hakkına doğrudan ve büyük bir tehdit” olarak tanımlanıyor. Karar tasarısının kabul edilmesi durumunda Türkiye’ye ‘ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamında belirlenen yaptırımların tamamen uygulanması’ öngörülüyor.
Cumhuriyetçi Senatör ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump yönetimine ‘Rusya’nın oluşturduğu tehdidin değerlendirilmesi ve Türkiye’nin daimi NATO üyeliğinin gözden geçirilmesi için NATO’ya toplantı talebinde bulunması’ çağrısı yapıyor.
DEMOKRAT SENATÖR’DEN YAPTIRIMLARA DESTEK
Senato’nun Dıilişkiler Komitesi’nden Demokrat Senatör Bob Menendez de, Türkiye’yi F-35 programından çıkarmanın yeterli olmadığını ifade etti.
Yazılı açıklamasında Menendez, “Yasalar açıkça ‘Rusya’nın savunma ve istihbarat sektörleriyle ‘önemli işlemler yapanlar’ için cezalar öngörüyor, bu da açıkça S-400 sisteminin teslimatını da içerir” dedi.
Menendez ayrıca, Trump’ın CAATSA’yı uygulamayı reddetmesi durumunda ABD yönetimini Türkiye’ye yaptırım uygulamaya zorlayacak bir yasa tasarısı sunacağını söyledi.
Kanun hükmünde olmasa da, böyle bir karar tasarısının Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Senato’dan geçmesi, Ankara’ya yaptırım uygulaması için ABD Başkanı Trump üzerinde baskı oluşturabilir.
Cumhuriyetçi Senatör Scott’un önergesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı da ‘ülkeyi otoriterliğe sürüklemek, insan hakları ihlalleri yapmakla’ eleştiriyor ve Türkiye’nin ‘radikal İslamcı militan örgütlerle aynı safta yer alarak ABD’nin müttefiki İsrail’i tahrik ettiği’ ifade ediyor.
ABD Başkanı Trump, S-400 krizinden sonra Türkiye’ye yaptırım uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin bir soruya “şu anda yaptırımlara bakmadığı” yanıtını vermiş ancak daha sonra yaptığı açıklamada ise “Ne yapacağımızı göreceğiz. Bunları henüz duyurmadık” dedi.
ABD Savunma Bakanlığı Pentagon da Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemini satın almasından dolayı ortak F-35 savaş jeti programına katılımını askıya aldığını duyurmuştu.
Türk Dışişleri Bakanlığı kararın ‘adil olmadığını’ söylerken, NATO da Türkiye’nin F-35 sisteminden çıkarılmasının ‘kaygı verici olduğunu’ söylemişti.
Cumhuriyetçi Senatör Scott’un önergesinde yer alan CAATSA yaptırımları daha önce de Kongre’nin açıklamalarında yer aldı.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 satın almasının CAATSA’nın 231’inci maddesini ihlal edeceği belirtiliyor.
CAATSA NEDİR?
Kongre’nin 2017’de onayladığı CAATSA yasası, Rusya, İran ve Kuzey Kore’ye son dönemlerde uygulanan yaptırımların önünü açmıştı.
Eylül 2018’de ise ilk kez Çin’in Merkezi Askeri Komisyonu’nun Cihaz Geliştirme Departmanı’na karşı CAATSA altında dolaylı yaptırım uygulandı.
Trump’ın Kongre’nin baskısıyla 2017’de imzaladığı yasa, Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıları desteklemesine karşı 2016’da Barack Obama döneminde uygulamaya konan yaptırımları güvence altına alıyor.
Yasa, ABD Başkanı’nın aralarında vize yasağı getirmek, ABD merkezli ithalat-ihracat bankasına (ABD Eximbank) erişimi engellemek, ABD finans kurumlarıyla işlemleri kısıtlamak ve ihracat ruhsatlarını iptal etmek gibi seçeneklerin olduğu 12 yaptırım maddesinden beşini seçmesini öngörüyor.
Ancak CAATSA, yaptırımlar için takvim oluşturulmasında belirleyici olmuyor, dolayısıyla ABD Başkanı Trump’ın yaptırımları süresiz erteleme yetkisi de bulunuyor. (HABER MERKEZİ)
Kaynak: Artı Gerçek
**