2005 14 Mayıs-Ferda Ülker-İZMİR
“Uzun zamandır kendimi antimilitarist ve feminist olarak tanımladığım için, doğal olarak, zaten retçi olduğumu düşünüyorum. Yaptığım bu açıklama ile “gayri resmi” olan durumu sadece “gayet resmi” hale getirmiş oluyorum!
Vicdani ret hareketi, yalnızca ‘zorunlu askerlik hizmeti’ne karşı yürütülen bir mücadele değildir. Kavram çok daha geniş bir yelpazeyi ve daha fazlasını içeriyor. Ve biz kadınların bu harekette “destekçi” konumundan daha fazlasına dair sözümüz ve duruşumuz var. Vicdani ret militarizme ve onun bütün yüzlerine karşı doğrudan bir karşı duruşun adıdır.
Militarist düşünce sadece ‘askeriye’nin sınırları içinde kalmayıp, günlük hayatın içine de yedirilen “militer” bir dünya kurgular. Ki bu kurguda; kadınlık aşağılanır, kadınlar genellikle görmezden gelinir, yok sayılır. Koşullar gereği bazen öne çıkarılsa da bir iki adım geride konumlandırılır. Kavramları; otoritedir, hiyerarşidir, itaattir. Biz kadınlar için bu kavramlar ne kadar da tanıdık değil mi, ne kadar da hayatın içinde. Durmadan çarptığımız ve her seferinde bizi gerilere iten bir dünyanın çok iyi bildiğimiz duvarlarıdır. Hele bu coğrafyada yaşayan kadınlar için militarizm, hayatın her ayrıntısında, çağrısız ve arsız bir misafir gibi hep ‘mevcut(lu)’dur. Sokakta, evde, işte, ilişkilerimizde, mücadele alanlarımızda, … ve her yerde.
Dün olduğu gibi bugün de, elimden geldiğince, gücüm yettiğince, militarizmin gizli – açık, her türlü görüntüsüne karşı mücadele edeceğimi ve mücadele eden herkesle dayanışma içinde olacağımı ilan ediyorum.
O benim hayatımdan elini çekmemek konusunda ne kadar ısrarlıysa ben de mücadelemin devamlılığı konusunda o denli kararlıyım.
REDDEDİYORUM”