Savaşın gerçek yüzü Mary’in hikâyesinde…
2016-04-29
JINHA
HABER MERKEZİ – Güney Sudan’da 2013 yılında yaşanan savaşta yüzlerce kadın ve çocuk askerlerin tecavüzüne maruz kaldı. Savaşta eşi ve çocukları katledilen 10 yaşındaki kızı da askerlerin tecavüzüne maruz kalan Mary isimli kadında, kaçmayı başardığı kampta tecavüze uğradı. Tecavüz sonucu bir kız çocuğu doğuran Mary’in yaşadıkları savaşın gerçek yüzünü ortaya koymaya yetiyor.
Güney Sudan’da 5 Aralık 2013’te Dinka kabilesinden Başkan Kalva Siir ve Nuer Kablilesi’nden Başkan Yardımcısı Reik Machar arasında güç mücadelesinden doğan bir savaş başladı. Savaş etnik farklılık çevresinde şekillendi ve Güney Sudan’ın güneyini yerle bir etti. Birleşmiş Milletler (BM), yaşanan savaşta yaklaşık 500 bin insanın öldürüldüğü, 4 milyonun kıtlık içinde olduğu diğer 2.2 milyonun ise insan eti yedirilerek işkencelere maruz kaldığını açıkladı. Binlerce insanın da göç etmesi nedeniyle ülkenin kuzeyinde bulunan Bentiu’da siviller için kamp kuruldu.
Eşini ve çocuklarını katledip kızına da tecavüz ettiler
Nuer kabilesine mensup Mary ve ailesi de, Kalva Siir’in güçlerinden kurtulmak için BM’nin Bentiu kampına sığınmak amacıyla yola koyuldu. Bu sırada Siir’in askerleri, Mary’nin oğullarını “Kamplardaki Neurleri isyan tehdidi olarak görüyoruz, büyüyüp savaşçı olmalarının riskine izin veremeyiz diyerek” öldürdüler. Askerlerin “Kadınları ve kızları öldürmüyoruz sadece tecavüz ediyoruz” dediklerini söyleyen Mary, “Tecavüz sanki ölümden farklıymış gibi” diye belirtti. Eşini ve oğulları katledilen Mary, “10 yaşındaki kızım Nyalaat’a üç kişi birden tecavüz etti. Kızıma yapılan tecavüzü bana zorla izlettiler. Küçük kızımı artık göremiyordum sadece kan vardı. Kızım bir saat sonra öldü ve askerlerden biri bana ‘seninde ölmeni istiyorum’ dedi” sözleriyle yaşadığı vahşeti anlattı.
‘Kamptaki tüm kadınlara tecavüz ettiler’
Yaşadığı vahşetin ardından BM’nin kampına gitmeyi başaran Mary sonrasında yaşananları şu sözlerle anlattı: “Çatışmalar devam etti ve askerler kamplara bir şekilde giriş yolu buldular. Çitlerin üzerinden atlayarak yakalayabildikleri kadınlara tecavüz ettiler. Hepimize tecavüz ettiler; küçük kızlara, büyükannelere… Hiç umursamadılar, kuralları basitti; eğer tecavüz ederken sakin kalırsan zarar vermezler ama eğer direnirsen seni döverler ve bazen silah da kullanırlar.”
‘Bebeğe her baktığımda kampta yaşadıklarımı hatırlıyorum’
Kampta bir yıl kaldıktan sonra geçtiğimiz yıl nisan ayında başkent Juba’ya gitmeye karar veren Mary, “Kamptan ayrıldığımda tecavüz sonucu hamile kalmıştım. Kamptaki birçok kadın tecavüz sonucu hamile kalmıştı ve gebeliklerinden kurtulmak istiyorlardı ancak ilaç bulmak imkansızdı. Bende doğum yaptıktan sonra bebeği çöpe atmak istedim. Yüzüne her baktığımda kampta yaşadıklarımı hatırlatacak bir çocuğa nasıl bakabilirdim? Bir arkadaşım beni destekleyeceğini söyledi ve hamileliğimin sonunda bir kız çocuğu doğurdum. Bebek şimdi 8 aylık ve ona her baktığımda yaşadığım travmalarla mücadele ediyorum” ifadelerinde bulundu. Mary, bebeği sevdiğini yüksek sesle söyleyemese de ona söylediği ninniler ve yumuşak dokunuşları sevdiğini açıkça gösteriyor.
Mary, şuanda Uganda’da Amerikalı Hristiyan Make Way Partners kurumu tarafından yapılmış Ugandalı yetimlere ve insan kaçakçılığı mağdurlarına, eğitim ve kalacak yer sağlayan güvenli bir yerde bebeği ile hayatını sürdürüyor.
Bu yazı TIME Magazine’den düzenlenmiştir.
(gd/mg)
http://www.bestanuce9.xyz/263385/savasin-gercek-yuzu-mary-in-hikayesinde&dil=tr