21 Ağustos 2022
Fotoğraf: ABD Ordusu
Yıllardır dinliyoruz: Güvenlik çok önemli! Güvenlik sağlamak ise öyle kolay değil. Sağlamak için bol bol polis, bol bol asker gerek. Kaba güç ve silahlar olmadan güvenlik olmaz. Rejim böyle söylüyor.
Milli güvenlik ise militarizmin en önemli kavramlarından biri. Öyle ki, okullara ders olarak konulup, öğrencilere belletilmeye çalışılan, sürekli propagandası yapılan bir kavram.
Milli güvenlik ne anlama gelir anlamak için geriye, 1976 Ağustos ayına gidelim. Türkiye’den uzaklara, Kore’yi ikiye ayıran bölgeye. Bu bölgeye, “silahlardan arındırılmış bölge” deniliyor. Bu, her iki yanına asker yığılmış ve yaşanmaz duruma getirilmiş bölge demek. Yani, bu bölgede ve çevresinde yaşam durmuş; yerine militarizm ve her an patlamaya hazır bir gerilim yerleştirilmiş. Durum 1953’den beri böyle…
18 Ağustos 1976. Bölgedeki bir ağacın budanması kararı verilir. Ağacın budanmasına karar verenler, güneydekilerdir. Ağacı budama kararı, askeri bir karardır. Ağacın dalları görüşü engellediği için budanacaktır. Kuzeydekiler içinse bu askeri bir harekâttır ve ağacı budamaya gelenlerin geri çevrilmesi gerekir. Sonuç? Ağacı budamaya gelenler püskürtülür ve bu arada iki subay öldürülür.
Bu budama girişimi ve saldırı ardından, milli güvenlik mekanizması hızla çalışır. Sayfalar dolusu raporlar hazırlanır, yazışmalar yapılır; raporlar ABD Savunma Bakanlığı’na gönderilir. Kısa süre sonra devreye Beyaz Saray girer. Çoktan yaşanmaz kılınmış, “silahlardan arındırılmış bölge” içerisinde gerçekleştirilen bu ölümcül saldırıya en sert şekilde yanıt verilmesi gerektiği açıktır.
Dönemin Dışişleri Bakanı Henry Kissinger hemen misillemede bulunulmasını ve Kuzey Koreli askerlerin kaldığı barakalara bir saldırı düzenlenmesini ister. Barakalarda kalan askerlerin hepsi öldürüldüğünde ölümcül saldırının sorumluları da cezalandırılmış olacaktır. Çünkü milli güvenlik bunu gerektirir. Bu konuda Güney Korelilere görüş sormak da gerekmez.
Verilecek en uygun tepkinin ne olduğu epeyce tartışılır ve sonuçta ağacın yarattığı sorunun ortadan kaldırılmasına karar verilir. Ağaca yapılacak saldırının ve gerçekleştirilecek büyük gövde gösterisinin adı, “Paul Bunyan Operasyonu” olacaktır. Operasyon 21 Ağustos tarihinde gerçekleştirilecektir.
Yüzlerce asker ve onları destekleyecek helikopterler, B-52 bombardıman uçakları ve bir uçak gemisi devreye sokulur. Operasyon büyük başarı ile gerçekleştirilir. Toplam 45 dakika içerisinde ağaçtan geriye yalnızca gövdesi kalır. Ağaca yapılan büyük budama operasyonuyla dünyanın bir ucunda, ABD için milli güvenlik sağlanmıştır.
Neredeyse bir savaşa yol açacak denli büyütülen bu gerginlik yıllar sonra daha iyi anlaşılır. Silahlardan arındırılmış bölge aslında sürekli gerilim yaşanan bir savaş alanıdır. ABD askerlerine komutanları korkutucu olma görevi vermiştir. Kuzey Koreli askerlerin barakalarına yaklaşıp, gürültü çıkarmak gibi yollar denerler. Askerlerin görüntülerinin bile korkutucu olması istenir. Kısa boylu askerler bölgeye sokulmaz. Bölgede gezecek askerler boyu 1.85 metre veya üzeri olanlardan seçilir. Gövde gösterisinin her türü bu bölgenin ayrılmaz parçasıdır.
Bütün bu ayrıntılar önemli. Milli güvenlik kavramının hemen arkasında işte böyle korkunç gerçekler var. İçi bitmek tükenmek bilmeyen militarizm ile dolu bir kavramla ancak düşmanlık üretilebilir. Günümüzde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi gerektiği söylenen sınır içi ve ötesi operasyonların ne güvenlik, ne de barışla bir ilişkisi var. Operasyonlar ve savaş rejimin sürmesi için gerekli. Çocukların gereksinimi ise milli güvenlik değil, barış ve adalettir!
Kaynak: Evrensel