Dün gibi aklımda…
“Halıya basmak istiyorum artık” demiştin…
Postallar…
Artık postalsız olmak istemiştin. Altı aydır postalla yürüyordun çünkü.
Ağlamıştın o gün sonra… Bense telefondaki bir ses olabilmiştim sadece…
‘Askere gitmeyin’ kitabı…
“Askere gitmeyin çünkü” cümlesini 381 kişi* tamamlamış. Sonra bu cümleler kitap** olmuş.
Ondan sonra da Genelkurmay Başkanlığı şikâyette bulunmuş ve soruşturma açılmış.
Cümlelerin bulunduğu siteyi avukat Mehmet Ali Başaran kurmuş. İfadesini almışlar.
‘Hesabı bir kişiye kesmek…’
Mehmet Ali Başaran’dan:
Hep birlikte hareket ettiğimiz için hepimize birden dava açılmalıydı yasaya göre. Buna ihtimal vermiyorduk, zira 381 cümle sahibine ayrı ayrı dava açılmasıyla (381 dava eder bu) kamuoyuna bu suçun akıl mantık dışı bir suç olduğunu gösterecektik.
Diğer ihtimalde, dava açılmayacaktı ve biz yine bu suçun saçmalığını kanıtlamış ve bir sivil itaatsizlik ortaya koymuş olacaktık.
Bir diğer ihtimal; belki arada en zayıf halkayı bütün adına mahkûm etmeye çalışmak -hesabı bir kişiye kesmek- taktiği olacaktı ki, bu yasaya uymaz ama daha kullanışlı olabilirdi devlet adına. Şu an bu son ihtimal devrede.
Genelkurmay Başkanlığı’nın suç duyurusu üzerine sadece bana açılmış bir soruşturma var. İfade verdik. Ben ve katılan avukatlar bunun yaklaşık 400 kişinin bir arada ama ayrı muhalefeti, itaatsizliği olduğunu belirttik. Kamuoyunda oluşturulabilecek algıya göre dava açılması gündeme gelebilir. Devlet aklı nasıl işleyecek, göreceğiz.
Düşünce Suçuna Karşı Girişim’i kuran Şanar Yurdatapan… Sivil itaatsizlik eylemi önermiş. Yani diğer yazarların da kendilerini ihbar etmelerini…
“Bu bir suçsa ben de bu suçu işledim” demelerini…
Önsöz’den…
Öğrendim ki askeri uçağın*** kalkış maliyetiyle orta ölçekli bir kadın sığınma evi açılabiliyormuş.
Vergilerimiz barınma, beslenme, sağlık gibi temel ihtiyaçlar yerine savaş helikopterlerine harcanıyormuş.
Ve bu helikopterlerin 6 tanesi 400 milyon dolarmış.****
Kitapta kim, ne diyor?
Adnan Saraçoğlu: Askere gitmeyin, şayet giderseniz, sırf başka bir coğrafyada doğup büyüdü ve sizin gibi askere gitti diye, tanısanız can ciğer dost olacağınız birini öldürmek zorunda kalabilirsiniz ve bunu da kahramanca yaptığınıza kendinizi inandırabilirsiniz.
Ali Erol: Askere gitmeyin çünkü cinsiyetçilik ve homofobinin eksik olmadığı Türkiye toplumunda kurumsal militarizmin kalesi olarak bilinen ordu, eşcinselliği “ibnelik”ten ibaret gördüğünden eşcinsel erkeğe pervasızca yaklaşır, onu damgalar ve hayatını zehreder; insan yerine koymayıp aşağılar, ruhuna ve kişiliğine saldırır, değersizleştirir ve tabii ki süründürmekle yetinmez, “gerekirse” öldürür.
Ayhan Bilgen: Askere gitmeyin çünkü zorunlu askerlik bir insan hakları ihlalidir.
Celal Bayraktar: Askere gitmeyin çünkü pimi çekilmiş el bombasını elinize verebilecek kadar kafayı yemiş bir komutanın emrine girebilirsiniz.
Doğan Özgüden: Askere gitmeyin çünkü ben tam 56 yıl önce zorunlu olarak gittim ve 1,5 yılımı yitirdim.
Efe Özikiz: Askere gitmeyin çünkü sizi seviyorum!
Emre Berber: Askere gitmeyin çünkü Allah’tan başkası adına ölüme yürünemez ve kimse öldürülemez.
Gün Zileli: Askere gitmeyin… Gelemeyebilirsiniz…
Hakan Akçura: Askere gitmeyin çünkü askerlik sizi siz yapan her şeyi kurutmayı hedefler, icabında sizi bir cezalandırma yöntemi olarak bir kayanın üzerine çıkartır, tüm kışlanın, arkadaşlarınızın önünde “ben uzayda kaybolmuş yapayalnız yeşil bir otum!” diye bağırttırır, yıllar önce Manisa’da zavallı bir erin başına geldiği gibi.
Nil Özcansen: Askere gitmeyin çünkü gönüllülük esası veya kişinin rızası olmaksızın zorla yaptırılan her şey insan haklarına aykırıdır.
Sadık Ahmet Aysal: Askere gitmeyin çünkü Allah’ın verdiği canı Allah alır.
Sennur Sezer: Askere gitme, intihar edersin.
Şeyda Can Yılmaz: Askere gitmeyin çünkü “herkes bebek doğar!”
Umut Maral: Askere gitmeyin çünkü neden bir kuş veya kaplumbağa sınırdan özgürce geçiyorken birileri istediği için insanlar geçemesin?
Veysel Vesek: Askere gitmeyin çünkü ben askerlik yaptım ve pişmanım.
Zafer Ürgüp: Askere gitmeyin çünkü sadece bir rakam olabilirsiniz!
Zuhal Özden: Askere gitmeyin çünkü hiçkimse size ölmeyi, öldürmeyi emredemez.
________________________________________________
* Öğrenci, hukukçu, gazeteci, sanatçı vb.
** 68 sayfalık kitap basılmamış. Online hali şurada
*** Eskişehir’de bu uçaklar hep uçar. O kadar çok uçar ki telefonla bile konuşulamaz bazen sesten…
**** Bu rakamlar kitapta var. Önsözü Mehmet Atak yazmış.
Not 1: “Herkes bebek doğar” davasındaki şahitler narkozsuz doğum yapan annelermiş. Bebeklerinin, asker değil, bebek olarak doğduklarını söylemişler. Ve kayda geçmiş…
Not 2: “Halkı Askerlikten Soğutma” suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 318. maddesinin ve zorunlu askerliğin kaldırılması ve düşünce ile ifade özgürlüğü hakkı için 13 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul’da Çağlayan Adliyesi önünde bir sivil itaatsizlik eylemi düzenlenmişti. Mehmet Ali Başaran’ın Türkçe ve Ali Fikri Işık’ın Kürtçe sunumları akabinde tiyatro oyuncuları Ayşe Lebriz Berkem ve Mehmet Atak; aralarında aşağıdaki isimlerin de bulunduğu farklı dünya görüşlerine sahip 381 kişinin “Askere gitmeyin çünkü…” ile başlayan cümlelerini okumuştu:
Adnan Saraçoğlu, Ahmet Dindar, Akın Birdal, Ali Akay, Ali Barış Kurt, Ali Erol, Ali Fikri Işık, Ammar Kılıç, Anjel Dikme, Arzu Başaran, Aslı Erdoğan, Aydın Engin, Aygül Erce, Ayhan Bilgen, Ayşe Batumlu, Ayşe Gökhan, Ayşe Kilimci, Ayşe Lebriz, Ayşegül Sönmez, Ayşegül Şora, Azad Barış, Bahadır Yıldız, Balam Kenter, Banu Vardar, Barış Sulu, Berat Günçıkan, Berfin Zenderlioğlu, Bora Akıncıtürk, Cafer Solgun, Coşkun Üsterci, Davut Erkan, Defne Gürsoy, Dilek Hattatoğlu, Doğan Özgüden, Doğan Tarkan, Doğu Eroğlu, Elif Ergezen, Emre Senan, Emrullah Beytar, Ercan Jan Aktaş, Erden Kosova, Erol Özkoray, Ersin Salman, Esen Çamurdan, Esmeray Yoğun, Esra Çiftçi, Esra Mungan, Fatma Nevin Vargün, Ferhat Kentel, Feza Şişman, Filiz Işıker, Filiz Karakuş, Gökhan Kaya, Gönül Dinçer, Gülizar Tuncer, Gülsen Feroğlu, Gülsüm Ekinci, Gülsüm Soydan, Gün Zileli, Hakan Akçura, Hakan Tahmaz, Hale Akay, Halil Savda, Haluk Gerger, Handan Öztürk, Hüda Kaya, Hülya Gülbahar, Hülya Tarman, Hüsniye Parpar, İnan Suver, İnan Temelkuran, İrfan Sarı, İsak Mızraklı, İsmail Beşikçi, İzzet Yasar, Jale Parla, Jülide Kural, K. Deniz Pireci, Keje Bemal, Kemal Ördek, Kızılca Yürür, Lara Aysal, Levent Pişkin, Lorenc Jasharillari, Mahmut Alınak, Mehmet Ali Başaran, Mehmet Atak, Mehmet Bal, Mehmet Günyeli, Melek Özman, Melis Tantan, Meral Candan, Meral Geylani, Meryem Rabia Taşbilek, Mualla Gülnaz Kavuncu, Murat Germen, Murat Tosyalı, Mustafa Elveren, Mustafa Sütlaş, Müjgan Halis, Naim Dilmener, Nazan Üstündağ, Nebahat Akkoç, Nebiye Arı, Necip Fazıl Kocaoğlu, Neşe Yasin, Nil Mutluer, Nilgün Toker, Nur Sürer, Oğuz Sönmez, Ohannes Kılıçdağı, Ohannes Şaşkal, Osman Elbek, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Özlem Dalkıran, Ragıp Duran, Reha Ruhavioğlu, Rojin Ülker, Roni Margulies, Sadık Yalsızuçanlar, Seçil Türkkan, Seçkin Yasar, Selda Aksoy, Selim Kocagöncü, Sema Kaygusuz, Sennur Sezer, Serap Güre, Sevahir Bayındır, Sevim Korkmaz Dinç, Sevin Okyay, Sibel Özbudun, Suzan Samancı, Şanar Yurdatapan, Şebnem Korur Fincancı, Şeyhmus Diken, Tamay Semerci, Tan Oral, Tayfun İşçi, Tennur Koyuncuoğlu, Turan Eser, Uğur Bilkay, Üstün Bol, Vahap Coşkun, Veysel Vesek, Yannis Vasilis Yaylalı, Yaprak Zihnioğlu, Zeynep Tozduman, Zozan Özgökçe, Zuhal Özden, Zübeyde Kılıç.
17 Nisan 2015
http://t24.com.tr/yazarlar/hande-cayir/her-turk-bebek-dogar,11699