Militarizm Doğu’da da tırmanışta
19 Ekim 2016 Çarşamba
Postmodern yeniden paylaşım savaşı Ortadoğu’da giderek kızışırken, Asya’da da bu süreç kendisini silahlanma yarışı ve militarist rekabetin artışı olarak gösteriyor.
Kısaca bu çerçevedeki gelişmeleri gözden geçirelim. Milliyetçi Modi iktidarıyla birlikte Hindistan silahlanma yarışında atağa kalktı. Eylül ayı sonlarında Fransa ve Hindistan arasında, Fransa’nın Rafale tipi savaş uçaklarının satışına ilişkin anlaşma Yeni Delhi’de imzalandı. En az 8 milyar Euro değerinde 36 adet uçağın satışı gerçekleşti. Ardından Ekim ayı içinde 8. BRICS zirvesi öncesi Rusya ile S-400 füze savunma sistemleri alımına dair anlaşma yapıldı. BRICS toplantısı sırasında ise yine Rusya ile en az 200 adet Kamov tipi helikopterin Hindistan’da yapılması için anlaşmaya vardılar. Hindistan yine BRICS zirvesi ertesinde Keşmir meselesini gündeme getirerek Pakistan’ı terörizme yataklık yapmakla itham etti. Çin, Hindistan’ın Pakistan’a dönük suçlamalarını yanlış bulduğunu Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yoluyla Pazartesi günü dile getirdi. 18 Eylül’de Keşmir bölgesinde Hindistan bir saldırı sonucu 19 askerini kaybetmişti. O günden bu yana bölgede tansiyon düşmedi.
Pakistan ise Eylül ayında Rusya ile birlikte on beş günlük ortak askeri tatbikat yaptı. Bu durum ABD ile soğuyan ilişkiler ve Pakistan’ın Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)’ne aday üye kabul edilmesi sonrası gerçekleşti. Pakistan ayrıca Rusya’dan Mi-35M saldırı helikopterleri alımına başladı. Pakistan yakın zamanda İran’la da Karaçi yakınlarında bir deniz tatbikatına imza attı.
Azerbaycan’ın, Ermenistan ve İran’ın Rus füzeleriyle donanması sonrası İsrail’den Demir Kubbe adı verilen hava savunma sistemini alacağı açıklandı. Ayrıca silahlarının çoğunu Rusya ve İsrail’den ithal eden Azerbaycan’ın bu yıl iç üretimi de artırarak 260 yeni silah türünün üretimine başlandığı bilgisi veriliyor.
Yine bu ayın başında ABD’nin Güney Kore’ye THAAD füze savunma sistemi yerleştirme kararına karşı çıkan Çin, ABD ve Güney Kore’ye karşı eleştirilerini sertleştirdi. Bu meselede Rusya, Çin’in yanında duruyor. Ayrıca Güney Çin Denizi gerginliği nedeniyle Rusya ve Çin bölgede sık sık ortak tatbikatlar yapıyor. Uzun yıllardır ABD peyki olan Filipinler’in yeni Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin ABD karşıtı çıkışlarının bölgedeki güç dengelerini, Çin lehine değiştirmesi bir olasılık olarak gündemde.
Son bir haber de postmodern savaşın Ukrayna cephesinden. Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donetsk Halk Cumhuriyeti yetkilileri Pazartesi günü Donetskli milis kuvvetlerinin komutanı Arseniy Pavlov’un Ukrayna ordusu tarafından öldürüldüğünü, bunun savaş ilanı olduğunu açıkladı.
Tüm bu haberler, başta da belirttiğimiz gibi öncelikle silahlanma yarışının tırmanarak sürdüğünü belgeler nitelikte. Aynı zamanda Rus askeri sanayi ve ordusunun etkinlik alanını genişlettiğini gösteriyor. Rusya son olarak çeşitli Afrika ülkelerine silah satışlarını artırırken Mısır’da da bu ay ortak askeri bir tatbikata imza attı.
Postmodern savaşın karakteri gereği doğrudan büyük güçler arasında savaşlar yerine “vekalet savaşları” diye adlandırılan biçimde sürecin ilerleyeceği şimdiden ön görülebilir. Muhtemel sıcaklaşacak ilk cephelerden biri Ukrayna. Bunu Filipinler, Pakistan’da “iç meseleler”, Çin’de Uygur sorunu, Güney Çin Denizi’nde bölgesel çatışmalar olarak görebileceğimiz gibi dünyanın herhangi bir yerinde(özellikle Afrika) ve uzayda (Çin’in son dönem uzaya dönük hamlelerini düşünürsek) herhangi bir biçimde çatışma ve savaş olarak kendini gösterebilir. Bu kez geçmiş “soğuk savaş” konseptinden farklı olarak, ABD ve müttefiklerinin karşısında Sovyetler Birliği yerine asıl olarak odağını Çin’in doldurduğu, ama askeri ve politik planda Rusya’nın daha görünür olduğu bir zaman dilimine şahit olacağız.
Sürecin geleceği aynı zamanda ABD başkanlık seçimlerini yönlendiren savaş sanayinin tercihleriyle de doğrudan ilintili olacak.
Kaynak: Yeni Özgür Politika