Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna ‘koordinesiz’ müdahalesi ‘çok ciddi bir endişe’ – Pentagon Özel Açıklama
2019-10-03 – İlhan Tanır
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Carla Gleason, Türkiye’nin ABD ile koordine içinde bulunmadan Fırat’ın doğusuna yapacağı bir müdahalenin ABD için “çok ciddi endişe” demek olacağını kaydetti.
Sözcü Gleason ayrıca böyle bir müdahalenin ”iki ülkenin ortak çıkarı olan Suriye’nin kuzeydoğusunu güvenliğe kavuşturma ve IŞİD’i tümüyle yenilgiye uğratma hedeflerinin de zedeleneceğini” söyledi.
Bu, Pentagon’un önümüzdeki günlerde Türkiye’nin olası bir Suriye operasyonuna karşı verdiği ilk on-the-record açıklama oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TBMM’nin açılış günü Suriye’nin kuzeydoğusuna olası müdahale ile ilgili olarak ”Maalesef, özellikle Fırat’ın doğusunda bu yöntemle arzu ettiğimiz neticelerin hemen hiçbirine ulaşamadık. Türkiye’nin artık bu konuda kaybedecek tek bir günü dahi yoktur. Geldiğimiz noktada, kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır” çıkışı oldukça dikkat çekici olmuştu.
Erdoğan belki de ilk kez bu kadar açık bir şekilde yakında olabilecek bir müdahaleden bahseder gibi oldu.
Bu demeçten bir gün sonra perşembe günü ise ABD’nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal, bir Amerikan yetkilisinden alıntı ile, Türkiye’nin bir askeri müdahalesi olursa ABD’nin “Suriye’nin kuzeydoğusundan çekilmekten başka bir yolumuz kalmayabilir” şeklindeki sözleri de son derece hassas bir dönemde yayımlandı.
Hiç şüphesiz bu isimsiz Amerikan yetkilinin WSJ yoluyla gönderdiği mesaj, tam da Erdoğan’ın duymak isteyeceği türden bir mesajdı. Zira Erdoğan, ABD’nin bölgeden planlı bir şekilde ayrılarak kendisine devredilmesini ve bunun için de ABD’nin çok da acele etmesine gerek olmadığını düşündüğünü birçok kez sözleri ile belli etti. Erdoğan, bu isimsiz ABD yetkilisi aracılığı ile sınırlı bir müdahalenin tam da isteyebileceği bir sonuç çıkartabileceğini öğrenmiş oldu.
Pentagon ise Türkiye’nin olası müdahalesi hakkında ilk kez on-the-record konuştu ve Türkiye’nin “koordinesiz” bir müdahalesine bu şekilde ilk kez açıklıkla mesaj göndermiş oldu.
Sözcü Gleason, Ahval’e yaptığı özel açıklamada şunları da ekledi:
”Uzun süreli olarak sınır bölgesini güvenliğe ulaştırmanın yolu diyalog ve koordineli harekettir.”
Pentagon Sözcüsü, şu ana kadar iki ülkenin yaptıklarını şöyle sıraladı:
”Ortak Operasyon Merkezi kuruldu ve Türk ordusu ile ortaklaşa keşif uçuşları ve nöbetleri yapıldı. Askeri tahkimatların azaltılması ve YPG’nin güvenlik mekanizmasından çıkarılması gereken çerçevede sürüyor. Bu mekanizmayı koordineli ve ortaklaşa bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz.”
WSJ’nin bir Amerikalı yetkiliden alıntı ile ileri sürdüğü ve ”Türk operasyonu karşısında ABD askerleri çekilmekten başka yol bulamayabilir” sözüne ve ABD ordusunun bölgeden çekilme ihtimaline karşılık ise Pentagon Sözcüsü, ”Az sayıda bir ABD askeri varlığı Suriye’nin kuzeydoğusunda IŞİD’in yeniden gelişini engelleme ve kuzeydoğu Suriye’nin güvenlik ve istikrarını destek için kalacaktır” dedi. Sözcü, az sayıda ile ne demek istediğini ayrıntıları ile belirtmedi.
Erdoğan’ın şu ortamda bir sınırlı müdahaleyi seçebileceğini düşünenler Washington’da da az değil. Suriyeli Kürtler zaten sınırın beş kilometre gerisine çekildiklerini deklare etmişlerdi. Washington’daki önde gelen Türkiye uzmanlarından biri ise Ahval’e, ”sınırın tümünde olmasa bile Tel Abyad’a yakın bazı yerlerde beş kilometreye varan bir derinlikte müdahalenin Erdoğan’ın işine gelebileceği” şeklinde durumu özetledi. ABD yönetiminin bu tür bir ihtimali gözardı etmediği de biliniyor.
Erdoğan, bu tür sınırlı bir müdahale sonrasında da New York’ta görüşemediği ABD Başkanı Trump ile pazarlık yapmak üzere bir telefon görüşmesini beklemeye başlayabilir. Trump’ın Washington’da başı her zamankinden daha sıkıntılı. Kendisi için ilk kez azil süreci başladı ve sürekli skandallar sürüyor.
Erdoğan bu şekilde sınırın 5 km ötesine çıkmadan ve bütün sınırı kapsayacak uzunlukta da çok büyük bir projeye kalkışmadan da Trump’ı telefona getirerek, ABD askerlerini çıkartma yolunda ikna etme yolunu deneyebilir.
Böyle bir müdahale aynı zamanda Ekim ve Kasım aylarında şekillenmesi beklenen Davutoğlu ve Babacan’ın partileri için de dikkat bozucu bir gelişme olarak Erdoğan’ın hanesine yazılacak. Olası müdahale bir süre daha Türkiye’deki tartışmaları yeniden Suriye, Kürtler, ulusal güvenlik ve terör bağlamına çekmesi beklenecek, böylece demokrasi, özgürlük ve ekonomi şikayetlerini konuşmak isteyecek yeni partilere gidebilecek oksijeni de daraltacak.
Suriye Demokratik Güçleri’nin siyasi kolu olan Suriye Demokratik Konseyi’nin Eş Başkanı İlham Ahmed, geçen hafta Ahval’e verdiği mülakatta ”Türkiye’nin D.Fırat’a tek başına bir müdahalesi olamaz. Olursa ABD ve Koalisyonun kabulü ile olmuş kabul ederiz” demesi de Suriyeli Kürtlerin bakışını yansıtıyor.
Kaynak: Ahval
**