İzmir’de zorunlu askerlik yaparken Kürtlerin katledilmesine dair bir Tv haberine gösterdiği tepki nedeniyle dövülüp, sürgün edilmesi üzerine HPG saflarına katılan Osman Karadeniz’in, Mardin Dargeçit’te yaşanan çatışmada yaşamını yitirmesi “Kürt gençleri neden dağa çıkar?” sorusunun yanıtlarından biri niteliğinde.
Şırnak Valiliği yeni geçici köy korucuları arıyor! Güçlükonak Belediyesi’nden yapılan anonsa göre korucu olmak isteyenlerin 6 Ocak 2016’ya kadar Güçlükonak Jandarma Komutanlığı’na başvuru yapılması istendi.
Bodrum’da, İzmir’den ve çevre illerden de katılımcıların olduğu 35 kişilik grup “silahların susması, diyalogun başlaması umuduyla” temsili yürüyüşü başlattı.
Ankara Kadın Platformu bölgede devam eden sokağa çıkma yasağı ve ölümlere karşı eylem yaptı. Kuğulu Park’tan Konur Sokak’a kadar barış zincir oluşturan kadınlar ‘Bir direniştir yaşamak; hayatı savunuyor barış istiyoruz” dedi.
Aralarında Vicdani Ret Derneği’nin de bulunduğu 81 örgüt “Çocuklar İçin Barış, Hemen Şimdi Barış” talebiyle Diyarbakır’a gitti.
Valinin talimatıyla sokağa çıkma yasağı öngörülmesi hem Anayasa’nın 19 maddesine, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5 maddesine aykırı. Hukuk devleti olmak savaşta bile hukuka uygun davranmayı gerektirir.
sadece beş aylık can kaybı bilançosu bile, çatışmaların yeni evresini kendi başına bir “iç savaş” saydıracak boyutta.
Vicdani ret tam da bu kişisel sorumluluk işte… Kürdistan’da şehirler yakılırken en azından askere gitmeyeceksin. Askerdeysen o tüfeği, ulaşabildiğin tankı, topu, arabayı ne varsa paramparça edip ayrılacaksın oradan.
127 aydın, entelektüel ve akademisyen tarafından imzalanan bildiride “Bu işin sonu çok karanlık. İki taraf da silahları acilen sustursun! Türkiye’ye bir nefes aldıracak müzakereler başlasın!” çağrısında bulunuldu.
Ama’lara sığınmadan bakmayı, siyasetin önüne insanı ve vicdanı koymayı, kendimizi o bölgede bir Kürt olarak düşünmeyi becerebilirsek ama’lara rağmen göreceğimiz şey ölçüsüz devlet terörüdür.
