35 yıldır koruculara verilen “geçici” ve “köy” ibareleri kaldırıldı. Yani artık “geçici” korucular kalıcı oldu. Ve koruculuk sadece köy ile sınırlandırılan bir görevlendirme olmaktan çıktı. İsimleri Güvenlik Korucuları’na çevrildi.
Kesin olan şu ki Kürtler nerede olursa olsun bir sonraki hedef olacaklar. Ve bu da 3 senelik “Hilafet Devleti”nin bitişinden sonra başlayacak.
İHD Diyarbakır Şubesi, 2017 yılının ilk 9 ayında Kürt kentlerinde yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı. Silahlı çatışmalar sonucu 111 güvenlik görevlisi, 361 silahlı militan ve 10 sivil yaşamını yitirdi.
Sınırda Türkiye’nin Bağdat’la yaptığı askeri tatbikatın, Habur yerine Kürdistan’ı bypass edecek yeni bir gümrük kapısı arayışının, yandaş medya manşetlerinin tek bir anlamı var…
Türkiye’nin Suriye Kürtleriyle de, Irak Kürtleriyle de, kendi Kürtleriyle de çatışması, savaşması son derece yanlıştır. Çare, Kürtlerle çatışmak değil barıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından 19 Eylül’de yapılan açıklamada, Irak’ın kuzeyinde PKK’nin hedef alındığı ve hava harekatı ile kampların vurulduğu duyurulmuştu.
Eski Anavatan Partisi Genel Başkanı Nesrin Nas, tartışma konusu olan SİHA ile ilgili kendi sınırları içinde kullanan tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.
Yeni Türkiye’nin JİTEM’i SİHA değil de nedir? SİHA’ların JİTEM’den tek farkı, faili peşinen ve profesyonel bir biçimde meçhulleştirilmiş olmasıdır. Peki devlet bu profesyonel akla nerede kavuştu? Elbette Roboski’de!
Dersim coğrafyası, ‘güvenlik’ gerekçesiyle yapılan ve yapılması planlanan baraj HES projelerinin tehdidi yetmezmiş gibi bir de artık sistematik hal alan orman yangınlarıyla tahrip ediliyor.
Uluslararası Kriz Grubu’nun raporunda, müzakerelere yeniden dönülmesi çatışmanın sonlanması için tek yol olarak gösteriliyor. Ancak “Şiddetin yakın zamanda azalması pek mümkün gözükmüyor” deniyor.
