HDP Eş Genel Başkanı Temelli, MGK bildirisinde vurgulanan ‘barış koridoru’ ifadesine tepki göstererek, “Bu ülkede barış ve barış koridoru dediğiniz meseleler tankla, topla, tüfekle, İHA ve SİHA ile olmaz. Barış, bu ülkede Kürtlerle barışmakla olur” dedi.
Kritik Milli Güvenlik Kurulu toplantısından üç ay olağanüstü hal kararı çıktı. CHP, kararı, ‘sivil darbe’ olarak niteledi.
HDP Grup Başkanvekilleri Çağlar Demirel ve İdris Baluken, Milli Güvenlik Kurulu’nun uygulamalarının açığa çıkarılması ve MGK’nın lağvedilmesi için Meclis araştırma önergesi verdi.
26 Mayıs’ta, Milli Güvenlik Kurulu’nda, “Kamu düzenini sağlamak amacıyla yerleşim yerlerinde itina ile icra edilen operasyonlarla vatandaşlarımızın en kısa sürede huzurlu ve güvenli bir ortama kavuşturulması, sıkıntıların giderilmesi gerektiği(nin) teyit” edildiğini öğrendik.
MGK Genel Sekreteri Hukuk Müşaviri, 16 Mayıs 2013’te “devlet sırrı niteliğindeki” iki evrakı Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerine dair soruşturmayı yürüten İstanbul 2 No’lu Hakimliği’ne sundu.
Başbakanlık Koordinasyon Merkezi ve Başbakanlık Takip Merkezi adlı iki yeni oluşumun hayata geçirilmesi devletin kendi iç organizasyonunda güvenlik rejimini esas alan dönüşümün yeni bir aşamaya geldiğinin kanıtı.
Eymür, “1994 yılının Nisan ayında çok sayıda failli meçhul cinayet işlendi” dedi. Yapılan bütün eylemelerin MİT’e MGK’dan çıkan kararlar ile geldiğini belirten Eymür, öldürme olaylarının bu çerçevede oluştuğunun altını çizdi.
İmroz’da 1960 yılından sonra uygulanan politikalar adalı Rumların İmroz’dan göç etmesine neden oldu. Adadan göçen Rumlar yerine Karadeniz’den getirilen topraksız köylüler yerleştirildi Adadaki tüm yer isimleri de Türkçeleştirildi. Tüm bu politikalar sonucunda adada 1960’larda 5 bin olan Rum nüfus 200’e kadar geriledi. Bugün Gökçeada’da yalnızca yaşlı 200 Rum kalıyor.
Millî Güvenlik Genel Sekreterliği Yönetmeliği ne denli değişmiş olursa olsun, kodlanmış bir zihniyet varlığını korumaktadır.
