ABD’nin son dönemde Rusya sınırlarında askeri varlığını artırdığını ve NATO hareketliliğinin arttığını belirten Antonov, Washington’ın eş zamanlı olarak nükleer kapasitesini modernize etmesinin da anlamlı olduğuna dikkat çekti.
Deborah James, Rusya’nın son zamanlardaki eylemlerinin “endişe verici” olduğunu söyledi. James, ABD’nin Avrupa genelinde askeri varlığını artırması gerektiğini de savundu.
Ermenistan Parlamentosu tarafından geçen hafta onaylanan Rusya ile silah ticaretine ait 200 milyon dolarlık kredi anlaşması çerçevesinde, Ermenistan Rusya’dan savunma ve saldırı silahları satın alacak.
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey, uluslararası gelişmeler dikkate alınarak hazırlanan güvenlik ve savunma stratejisini dün Washington’da açıkladı. Belgede “ABD’nin bir büyük güç ile savaşa girme ihtimalinin giderek arttığı” belirtildi.
Putin, “Türkiye’nin DAIŞ ile nasıl bir ilişkisi var bilmiyorum, ama açık söylüyorum; eğer Türkiye, Suriye topraklarına girerse sadece Suriye ve Kürtleri değil bizi de karşısında bulur” dedi.
ABD Savunma Bakanlığı, 10 yılda toplam 355 milyar dolara mâl olacağı tahmin edilen kapsamlı bir nükleer silah, denizaltı, bombardıman uçağı modernizasyonu programı başlatacak. Pentagon’un yıllık bütçesi 500 milyar dolar seviyesinde.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksey Meşkov: “Şu anda Rusya ile NATO askeri ittifakı arasında hiçbir bağlantı noktası kalmadı. Bugün NATO karargâhıyla Rusya arasında kurulu özel telefonlar sökülerek teslim edildi. Yeniden ilişkiye geçmek isterlerse kapımızı onların çalması lazım”
Putin’in açıklamaları NATO’nun Doğu Avrupa’daki askeri varlığın artırılması adımı üzerine geldi. ABD, NATO aracılığıyla Doğu Avrupa ülkelerine tank ve ağır silah gönderme kararı almıştı.
Rusya’dan geçen yıl Çin 2,3 milyar dolar, Hindistan 1,7 milyar dolar, Vietnam ve Venezüella 1’er milyar dolarlık silah alımı yaptı. Ortadoğu ülkeleri ise 1,5 milyar dolarla Rusya’nın önemli pazarları arasında yer alıyor.
Uluslararası Silah Ticaret Anlaşması çok taraflı olarak konvansiyonel silah ticaretini düzenliyor. Anlaşma ilk olarak 2 Nisan 2013’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Uzun süre müzakerelerin sürdüğü anlaşmaya Rusya, Çin ve diğer 23 ülke çekimser oy verirken, Suriye, Kuzey Kore ve İran karşı yönde oy kullanmıştı. Anlaşma 24 Aralık 2014’te yürürlüğe girdi.
