Türkiye silah kullanımının yaygın olduğu ülkeler arasında 14’üncü sırada

Sosyolog Neslihan Başak, “2015’ten 2018’e kadar bireysel silah kullanımında yüzde 88 artış söz konusu. Ülke genelinde 25 milyon silah kullanımı mevcut ve 25 milyonun yüzde 85’i ruhsatsız” dedi.

Bireysel silahlanma şiddeti arttırıyor

Son dört yılda bin 760 kadından bin 338’i ateşli silahla katledildi. Sosyolog Neslihan Başak, ‘Silaha ulaşım çok kolay, ruhsatsız silah kullanımı ise çok fazla. Yasaların silahlanmaya karşı yeniden düzenlenmesi gerekiyor’ dedi

İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de 2018 yılında 273 bin 447 kişiye silah ruhsatı verildi. 2016-2018 yılları arasında 25 bin 951 silah ele geçirilirken, ruhsatlı ve ruhsatsız silahlarla 3 bin 28 kişi yaşamını yitirdi. Umut Vakfı’nın sene başında açıkladığı rapora göre ise, Türkiye’de son 4 yılda silah kullanımı yüzde 69 arttı. Bireysel silah kullanımını değerlendiren Sosyolog Neslihan Başak, verileri şu şekilde sıraladı: “2015’ten 2018’e kadar bireysel silah kullanımında yüzde 88 artış söz konusu. Ülke genelinde 25 milyon silah kullanımı mevcut ve 25 milyonun yüzde 85’i ruhsatsız. Bununla birlikte 2018’de bin 478 kişi tüfek ile bin 429 kişi ise tabanca ile öldürülmüş. Türkiye silah kullanımının yaygın olduğu ülkeler arasında 14’üncü sırada. En fazla silah kullanılan şehir İstanbul olurken en az ise Şırnak.”

‘OHAL’de silahlanma arttı’

Bireysel silahlanmanın her geçen gün artarak sürmesinde belli sebeplerin olduğunu belirten Neslihan Başak, bireysel silahlanmanın sebeplerinden birinin de internetten ateşli silaha ulaşmanın kolay olması olduğunu kaydetti. “İsteyen herkes ruhsat alabiliyor” diyen Başak, “Ruhsatsız silah kullanımı çok fazla ancak ruhsatlı kullananların da çok sağlıklı bir şekilde kullandığını söylemek yanlış olur. Bireysel silahlanmanın temelinde erkek egemen bir toplumda yaşamamız bulunuyor. Silah taşıyan insanlar bunu bir ayrıcalık, imtiyaz olarak görüyor. Türkiye’de 15 Temmuz süreci ve Olağanüstü Hal’den (OHAL) sonra bireysel silah kullanımı çok ciddi bir şekilde arttı. Ülkede siyasal, politik ve ideolojik kutuplaşma mevcut ve insanlar maalesef şiddetle kendilerini var edip diyalog kurmadıkları için bu yönteme başvuruyor” ifadelerinde bulundu

Televizyon ve sinemaya bakıldığında sansürsüz bir şekilde silah kullanımının çok yoğun olduğunu ifade eden Başak dizi, film ve reklamlarda ciddi bir savaş dilinin hakim olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: “Türkiye’de televizyon izlenme oranı çok yüksek. Aileler ne yazık ki çocukları böyle ürünleri izlemeyecek şekilde yetiştirmiyorlar. Çocuklar aldıkları bayram harçlıklarını oyuncak silahlara yatırıyor. Biz yetişkinler de çocuklara aldığımız hediyelerde cinsiyetçi kodlarla hareket edip erkek çocuklarına silah hediye ediyoruz. Bu oyuncak silahlarının üretim ve reklamlarının sınırlandırılması gerekiyor.” Bireysel silahlanmanın önlenmesi için yapılması gerekenleri de aktaran Başak, “Öncelikle yasaların bireysel silahlanmaya ilişkin düzenlenmesi gerekiyor. Evde silah barındırma eş rızasına dayandırılmalı. Silah edinme sayısı sınırlandırılmalı ve 1’den fazla silah alma hakkının ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu konuya ilişkin kamu spotlarının oluşturulması ve reklamlarda ya da dizilerde bu şekilde önlemlerin alınması gerekiyor. Bir diğer yapılması gereken şey ise silah kullanımının önlenmesine yönelik eğitim ve projelerin hayata geçirilmesi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı erkeklere ve ailelere verilmek üzere projeler hazırlamalı. Silah taşıma ruhsatı verilirken hakim ve avukat referansı ve şartı konulmalı. Silah satış noktalarına güvenlik kameraları konulmalı. Yine televizyon ve sinemalarda şiddet içerikli görüntülerin olmaması lazım olacaksa dahi bir uyarı mesajının yer alması gerekmektedir” dedi.

Kadınlar en çok ateşli silahla katledildi

Bireysel silahlanmanın kadın üzerinde de doğrudan ve olumsuz etkileri olduğunu söyleyen Başak, şöyle dedi: “Son 4 yılda bin 760 kadın katledildi ve bin 338’i ateşli silahla katledildi. Bunun önüne geçmek için yapılması gereken en önemli şeylerden biri 6284 sayılı kanunun ve İstanbul Sözleşmesi’nin eksiksiz bir şekilde pratiğe geçirilmesi. Kadına yönelik şiddet kültürel bir ideolojidir. Bu toplumun her alanında karşımıza çıkıyor. Var olan siyasal atmosfer ve çatışma süreçleri bireysel silahlanmanın artmasına sebep olarak kadın katliamlarının önü açılıyor.”
Rengin Azizoğlu/Diyarbakır-Jinnews

Kaynak: Yeni Yaşam

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org