UAÖ, PEN, HRW, RSF’nin de aralarında bulunduğu 26 kuruluş ‘OHAL kaldırılsın’ dedi

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de aralarında bulunduğu 26 uluslararası sivil toplum kuruluşu Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) kaldırılması için ortak bildiri yayınladı.

Uluslararası örgütlerden Türkiye’ye ‘OHAL’i kaldır’ çağrısı

Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve PEN Yazarlar Birliği’nin aralarında bulunduğu 26 uluslararası sivil toplum kuruluşu, OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin kaldırılması için bildiri yayınladı.
insan-haklari-uluslararasi-orgutlari
20 Ekim 2016 14:10
HABER MERKEZİ – İnsan Hakları İzleme Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün de aralarında bulunduğu 26 uluslararası sivil toplum kuruluşu Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) kaldırılması için ortak bildiri yayınladı.

Kurumların “Türkiye’de insan haklarını ihlal eden OHAL KHK hükümleri kaldırılmalıdır” başlıklı bildiride kurumlar hükümete insan hakları yükümlülüklerine uygun hareket etme çağrısında bulunuldu.

Bildiride, OHAL’in ilk üç ayı boyunca hükümetin sınırsız takdire bırakılmış yetkilerinin hukukun üstünlüğü ve insan haklarını koruyacak tedbirleri tehlikeye atması durumuna dikkat çekilerek, “Bizler, Türkiye Hükümeti’ni uygulamada Türkiye’nin insan hakları yükümlülükleriyle uyumsuz olan, OHAL kapsamındaki önlemleri kaldırmaya çağırıyoruz” denildi.

Bildiride şu ifadeler yer aldı:

“OHAL’in ilk üç ayında Türkiye makamları Olağanüstü Hal hükümlerini, gerek gerçekten hükümeti eleştiren gerekse eleştiriyor olarak algılanan kişilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin gözaltına alınması ve tutuklanması yoluyla, muhalif sesleri bastırmak için istismar etmiştir.

Adil yargılama tedbirlerinin ve işkence ile diğer kötü muameleye karşı hayati önlemlerin kaldırılması, müsaade edilebilir, meşru istisnaları aşmakta, işkence ve diğer acımasız, insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye karşı uluslararası hukukun mutlak yasağını ihlal etme riski taşımaktadır.

OHAL ve ona bağlı hükümlerin 19 Ekim’den başlayarak 90 gün daha uzatılması aşırı derecede endişe vericidir. Türkiye Hükümeti’nden insan hakları ihlallerine olanak veren ve uluslararası hukukta Türkiye’nin yükümlülükleriyle uyumsuz olan hükümleri yürürlükten kaldırarak, olağanüstü önlemlerin kapsamını daraltmasını talep ediyoruz.

Bizler, ayrıca Türkiye’nin uluslararası ortaklarını, bilhassa Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve ilgili tüm uluslararası insan hakları kurumlarını Türkiye’de OHAL kapsamında gerçekleşen insan hakları ihlallerini aleni ve kesin bir şekilde kınamaya çağırıyoruz.

Bu kurumlar ayrıca Türkiye hükümetini, insan hakları ihlallerine olanak veren tüm OHAL KHK hükümlerini kaldırmaya ve hükümeti, ülke içindeki durumun ulusun bekasını tehdit etmeye devam ettiğini kanıtlayamıyorsa, OHAL’i yürürlükten kaldırmaya çağırmalıdır.

İşkence ile diğer kötü muameleye karşı önlemlerin kaldırılması

Başarısız darbe teşebbüsünden bu yana, Türkiye makamları 34 bin asker, memur, polis memuru, yargıç, savcı, gazeteci, öğretmen ve diğer kişileri yargılamak üzere tutuklamıştır. 70 bin kişi hakkında ise cezai soruşturma yürütülmektedir. Türkiye’nin OHAL KHK’lerinde yer alan sayısız hüküm, gözaltındakileri işkenceden ve diğer kötü muameleden koruyan temel tedbirleri, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini ihlal edecek ve gözaltındakileri riske atacak biçimde askıya almıştır. Bunlar arasında:

*Terörle bağlantılı suçlar veya organize suçlar için yasal denetim olmaksızın uzatılmış gözaltı süreleri 4 günden 30 güne çıkarıldı. Gözaltına alınan kişilerin 5 güne dek avukatla görüşme haklarının engellenmesi ve gözaltı süreci boyunca avukat seçme hakkının ağır biçimde kısıtlanması,

*Avukatlarla gizli görüşme talebine, savcılık talebiyle görüşmelerin ses ve görüntü kaydının alınmasını da içerecek şekilde müdahalelerde bulunulması,

Uygulamada, kolluk kuvvetleri ve görevliler, OHAL KHK’leri altında kendilerine tanınan alanı dahi bir ölçüde aşarak bu tedbirlerin temelini sarsmıştır.

Aralarında Uluslararası Af Örgütü’nün de bulunduğu birkaç sivil toplum kuruluşu, Türkiye’de gözaltındakilerin tecavüz dahil, dayak ve işkenceye maruz kaldıklarına dair güvenilir deliller topladıklarını belirttiler.

Medyaya yönelik baskı

OHAL KHK’leri ifade özgürlüğü hakkının kullanımını etkilemiştir ve gazetecilerin, yazarların, medya çalışanlarının tutuklanması ve baskı uygulanması amacıyla kullanılmıştır. Bunların aralarında:

Üst düzey idarecilere herhangi bir medya kurumunun kapatılması için yetkiler verilmesi; Hükümetin sokağa çıkma yasakları uygulamasına, kamusal toplantıları, toplanmaları ve mitingleri yasaklamasına ve özel ile kamusal alanlara erişimi kısıtlamasına olanak tanınması; Yetkililerin soruşturma altındaki herhangi birinin pasaportunu iptal etmesine veya el koymasına olanak tanınması. 1 Eylül’de çıkarılan bir düzenlemeyle soruşturma altındaki kişilerin eşleri ve partnerlerinin de pasaportlarının iptal edilmesine veya bunlara el konmasına olanak verilerek bu yetki genişletilmiştir.

OHAL kapsamında uygulanan kısıtlamalar, medya özgürlüğü ve ifade özgürlüğü hakkına yönelik meşrulaştırılamaz. Engellemelerle uluslararası insan hakları hukukunun izin verdiğinin ötesine geçmiştir.

Olağanüstü Hal’in ilk 2 buçuk ayı sırasında, yukarıda özetlenen kararnameler uyarınca, yetkililer 150 medya organı ve yayın şirketini kapatmış, 2 bin 300 gazeteci ve medya çalışanı işini kaybetmiştir. 19 Ekim 2016 itibariyle, en az 99 gazeteci ve yazar tutuklanmış, ifade özgürlüğü hakkının kullanımıyla ilgili olduğuna inanılan suçlamalarla gözaltına alınan medya çalışanı sayısı 130’a yükselmiştir.

Bu rakamlar, polis gözaltı merkezlerinde hali hazırda gözaltında bulunan veya Olağanüstü Hal sırasında gözaltına alınıp suçlanmaksızın serbest bırakılan diğer gazetecileri kapsamamaktadır. Olağanüstü hükümler ayrıca yurtdışına kaçmış veya gizlenmiş gazetecilerin aile üyelerine, onların pasaportlarını iptal ederek veya suçlanan kişi yerine onları gözaltına alarak rahatsızlık vermek amacıyla da kullanılmıştır.

Türkiye Hükümeti, OHAL’in ve bununla bağlantılı KHK’lerin ciddi insan hakları ihlalleri ve muhalefeti sessizleştirmek için bir araç olarak kullanılmadığından emin olmalıdır. Bu arada, Türkiye’nin uluslararası partnerleri Olağanüstü Hal kapsamında gerçekleşmiş ciddi ihlalleri göz ardı etmemelidir, bu partnerler derhal Türkiye’yi, ülkenin uluslararası insan hakları yükümlülükleriyle uyuşmayan OHAL KHK hükümlerini kaldırmaya veya değiştirmeye çağırmalıdır.”

İmzacı kuruluşlar

Amnesty International, Human Rights Watch, PEN International, Association of European Journalists, Canadian Journalists for Free Expression, Committee to Protect Journalists, Danish PEN, English PEN, Ethical Journalism Network, European Centre for Press and Media Freedom, European Federation of Journalists, Fair Trials, German PEN, Global Editors Network, Index on Censorship, International Media Support, International Press Institute, IREX Europe, My Media, Norwegian PEN, Norwegian Press Association, PEN America, Reporters Without Borders, Swedish PEN, Wales PEN Cymru

Kaynak: Gazete Karınca

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org