Ben Merwan Yüksel,
Emekçi, Yurtsever Kürt bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözümü açtım. Daha çocukluğumdan itibaren devletin bütün şiddet hallerini tanıdım. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürt halkını, onun değerlerini ve kültürünü yok saymasından kaynaklı bu zulme karşı bir mücadelenin de içinde doğmuş oldum. Ailem ülkede yaşanan savaşta köyleri yakıldığı için İstanbul’a göç etmek zorunda kalmış. Çocukluğumdan itibaren kendimi ve ailemi hep bu çatışma içinde öğrendim.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kürdistan’daki katliamları ile büyüdüm. Ve şimdi gelip bana “askere geleceksin” diyorlar. Böyle bir şeyi ne hakla benden isterler. Ailemden çok insanın hayatını çalan bir orduda benim ne işim olabilir.
Bütün şiddet ve çatışma, savaşa rağmen Türkiye’de barış mücadelesi içinde yer aldım. Ailem başta olmak üzere, yaşadıklarımızı bir yere bırakarak; “bari başka acılar yaşanmasın, barış olsun artık” diyerek bu mücadeleye elimden geldiğinde katkı sunmaya çalıştım. Ama bugün Türkiye’de barış kelimesini kullanmak suç, barış talep etmek ev baskınları demek, barış talep etmek, barış için sokaklara çıkmak nerede ise imkânsız.
Ben mazlum bir halkın ferdiyim, onurlu bir mücadelenin parçasıyım. Halkımın çocuklarının kanına bulanmış TSK’nın o kanlı üniformasını asla giymeyeceğim. Bu işgalci güç bugünde Kürt halkının özgürlük hayallerinin yeşerdiği Afrin’i işgal peşinde iken bir kez daha haykırıyorum; “ben sizin askeriniz olmayacağım, ben o üniformayı giymeyeceğim. Vicdani reddimi ilan ediyorum.
Merwan Yüksel – Fransa
