Askeri Mahkeme’de seferberlik ile ilgili davaları devam eden vicdani retçiler Halil Karapaşaoğlu ve Haluk Selam Tufanlı YENİDÜZEN’e konuştu
“Bugün Hükümetteki bütün partiler vicdani rettin insan hakkı olduğunu söylerken, biz hala yargılanıyoruz. Bu hafta davamız var ve durumumuz acildir.”
“Bu ülkede halen barış sağlanamaması güvenlik sorunu olarak hep önümüze sürülürdü ama bu vicdani ret hakkı hali hazırda güneyde var”
Didem MENTEŞ
Vicdani reddini açıklayarak seferberliğe gitmeyi reddeden Halil Karapaşaoğlu ve Haluk Selam Tufanlı, vicdani retle ilgili bir an önce yasal düzenleme yapılmasını istedi.
Karapaşaoğlu ve Haluk Selam Tufanlı, “Vicdani Ret insan hakkıysa biz niye yargılanıyoruz” diye sordu ve şu anda hükümeti oluşturan dört partinin de buyöndeki sözlerini anımsattı.
Askeri Mahkeme’de birçok davası bulunan Karapaşaoğlu ve Tufanlı, eğer gerekli yasal düzenlemeler yapılmazsa bu davaların hızla sonuçlanarak 10 gün ila 2 yıl arasında değişen cezalar alacaklarını, “düşünce özgürlüğü” nedeniyle hapse girmek istemediklerini dile getirdi.
Karapaşaoğlu ve Tufanlı, hapse girmeleri halinde, cezaevinde sivil itaatsizlik başlatacaklarını söyledi.
10 Mayıs Perşembe günü seferberlik davaları kaldığı yerden devam edecek olan Halil Karapaşaoğlu ve Haluk Selam Tufanlı, YENİDÜZEN’e konuştu.
Tufanlı: “Adım atılmazsa hapse gireceğiz”
Askeri Mahkeme’de 4 davasının olduğunu söyleyen Haluk Selam Tufanlı, görüşlerini şöyle paylaştı: “2011’deki seferberlik çağrısına gitmedim diye 2014 yılında 10 günlük hapis cezası aldım. Daha sonra 2012-2013 davalarım Anayasa Mahkemesi’nde ‘adil yargılama’ konusunun görüşülmesi için bekletildi. Anayasa Mahkemesi’nden ret cevabı çıkınca, bizi tekrar Askeri Mahkeme’ye sevk ettiler. Davalar yeniden başladı. 2018’e kadar olan seferberlik çağrılarına uymadığımız için 6 dava daha geldi. 4 davam 10 Mayıs’ta görülecek. UBP-YDP dışındaki diğer partiler ‘vicdani rettin’ insan hakkı olduğunu kabul ediyor. Bu hak seçim döneminde manifestolarda da yer aldı. Aslında bu duruma ümitlenmedim, çünkü işgal altında olduğumuzu düşünürüm. Ben sivil vatandaş olarak Askeri Mahkeme’de yargılanırım. Anayasa’ya göre
mahkemeler bağımsız olmalıdır, Askeri Mahkeme bağımsız değil. Anayasaya göre seferberlik olağanüstü halde Bakanlar Kurulu kararıyla Başbakanın açık çağrısı üzerine olur. Ama bizi seferberliğe doğrudan asker çağırır. Asker yoklama yapıyor, gitmediğimizde de devletin savcısı bize dava açıyor. Bu sürecin işleyişinde hiçbir Hükümet yetkilisinin haberi yok. Hükümetin tek pozisyonu Savcısının bize dava açmasıdır.”
“Durumumuz ciddidir”
Yargıçların yasa olmadığı için vicdani retti insan hakkı olarak kabul etmediğini belirten Tufanlı, şunları söyledi: “Beklentimiz en azından Meclis’ten bir yasa geçemese de bu davaların devam etmemesidir. Çünkü bu insan hakkı ihlalidir. Bu yasa bir yıl geçecek olsa da halihazırda biz yargılanıp hapse gireriz. Hükümetin bu konu hakkında ne kadar yetkisi olur emin değilim. Bugüne kadar yetkililerle yaptığımız görüşme taleplerimizi Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay ve Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay kabul etti. Durumumuz acildir. Hali hazırda benim ümitsizliğim; benim davamda yapmış olduğum savunmam, Yargıç tarafından değerlendirilmemesidir. Vicdani Ret İnisiyatifi olarak yola çıktık ama yalnızlaşarak bugünlere geldik. Şuan ben, Halil ve Murat’ı bu mücadelede yalnız gördüm. Hapse girdiğimiz günün ertesi günü siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri sadece açıklamalar yaptılar. Ama biz hapse girmeden önce yol belliydi şuanda da bellidir. Eğer hükümetin yetkisi varsa ve el koymazsa hapis yatacağız”
“Bizim artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadı”
“Bu ülkede halen barış sağlanamaması güvenlik sorunu olarak hep önümüze sürülürdü ama bu vicdani ret hakkı hali hazırda güneyde var” diyen Tufanlı, şöyle devam etti: “Aslında hükümetler askere müdahale edemez, öyle bir yetkileri yoktur. Askerin bireyi Askeri Mahkeme’ye çıkarıp yargılamasında, askere almasında veya seferberliğe çağırmasında hükümetin hiçbir yetkisi yoktur. Aslında bütün problem budur. Ben şuan 35 yaşındayım, 40 yaşına kadar seferberliğe çağıracaklar ve daha ne kadar hapis yatacağım?”
Karapaşaoğlu: “Hapis yatarsak sivil itaatsizlik yapacağız”
Hükümetten yasal düzenleme yapmasını beklediklerini anlatan Halil Karapaşaoğlu, hapis yatmak istemediklerini söyledi. Karapaşaoğlu şunları aktardı:
“10 Mayıs’ta davalar başlıyor. Benim ceza almam halinde 10 gün yatmam beklenir ama Haluk ile Murat’ın bu suçu iki kez işlemelerinden dolayı hukuki anlamda 10 günden fazla ceza almaları beklenir. Ben Haluk ile aynı fikirdeyim ama ben umutlu olmak isterim. Hükümetin bu yönde irade göstermesini görmek isterim. Bu tamamen Hükümetin göstereceği irade doğrultusunda gerçekleşecek bir süreçtir. Bizim ilk talebimiz yasal bir düzenleme yapılmasıdır. UBP-DP Hükümeti dönemde bir yasa tasarısı hazırlanmıştı. Bu tasarı hükümet değişince durdu. Bu yasa tasarısı yeniden Meclis’in gündemine getirilmesi ve bu yasa tasarısının tekrardan kamuoyunda tartışmaya açılmasını bekliyoruz. En azından Savcılık bu süreci bir şekilde görsün. Bu aşamada Savcılık, Hükümetin adım attığını görmediği için süreç dondurulmuş gibi görülmektedir. İyi niyet göstergesi olarak da bu noktada hiçbir şey yapamaz. Günün sonunda vicdani ret geçer mi vicdani ret bir insan hakkı olarak kabul görür mü bilmiyorum. Farklı farklı dinamikler var. 40 bin tane askerin olması, Türkiye’nin Kıbrıslı Türklerin iradesini görmezden gelmesi gibi birçok parametre var. Şu da açıktır, bu Hükümet düşürse ve UBP-YDP’nin kuracağı bir hükümet açığa çıkarsa biz kesinlikle hapis yatacağız. Ama bu Hükümet döneminde hapis yatmamamız ve gelecekte bizim hapis yatmamız bu Hükümeti aklamaz… Bizim gelecekte hapis yatmamız da bu Hükümetin sorumluluğu altındadır.”
“Partiler sözlerini tutmalıdır”
Partilerin seçim döneminde vicdani ret konusunda verdikleri sözleri tutmalarını isteyen Halil Karapaşaoğlu, şöyle konuştu: “Biz çok temel bir şey isteriz; Siz seçim dönemi söz verdiniz ve bunu yerine getirin. Bu, bu kadar basittir… Bunu zaten kamuoyuna deklere ettiniz. Biz hapis yatmak istemiyoruz… Bugün yolsuzluk yapan siyasiler var, bu ülkede mafya var, gazetelere saldıran gericiler var. Bu noktada bu insanlar hapis yatmazken bizim sicilimizde hiçbir suç yokken ve sadece düşündüğümüz için, sırf savaş karşıtı olduğumuz için sırf bir insanı öldürmek istemediğimiz için bizi hapse atmak istiyorlar. Bu aslında çelişkidir, yüzyılın da çelişkisidir. Çünkü özellikle Türkiye ile güçlü bağları olan bir ülkede ‘savaş’ diyemiyoruz, insan öldürmenin yanlış olduğunu söylediğimiz zaman suçlu durumuna düşüyoruz. Bu akıl almaz bir şeydir. Bu aslında partiler üstü bir taleptir. Bu ülkede askerlik yapamamak için yurt dışına kaçan yüzlerce insan var, askerlik yapamamak için akademiye sığınan yüzlerce genç var. Bu aslında gençliğin ve ülkenin büyük bir problemidir.
Ve Hükümet bu konuya duyarlı olmak zorundadır. Ayrıca böyle bir Hükümetin iktidar olduğu dönemde 3 tane insanın düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasından dolayı hapse girmesi bence büyük bir siyasi skandaldır.
‘Güvenlik’ problemi belki 20. yüzyılın bir problemiydi ama 21 yüzyılın başlarında bireyin silah tutarak sınıra gidip ‘vatan’ dedikleri kara parçasını koruması aslında saçma bir şeydir. Bugün özellikle ülkemizde kapılar açıktır.
Teknolojiyle birlikte bütün askeri yerler ve değişimler gözlemlenebilir, her şekilde denetim sağlanabilir. Ama şu da var; bugün GKK’nın ne bir uçağı ne tankı ne de modern ağır silahları vardır. Bize hangi güvenlikten bahsederler? Bunun pratikle alakası yok. Kendilerinin bahsettiği tezden yola çıkarsak KKTC Devlet olarak kendi güvenliğini sağlayamaz ki, böyle bir alt yapıya sahip değil ki, bunu kendileri de farkındadır”
“Partilerle görüşme başlatacağız”
Halil Karapaşoğlu, partilerle görüşme başlatacaklarını söyleyerek, şunları aktardı: “Kudret Özersay ile görüştüğümüz zaman konuyu Bakanlar Kurulu’nda açacağını söyledi.. Şuan CTP ile bir süreç başlatıyoruz. Bu hafta CTP Gençlik Kolları ve milletvekili Fazilet Özdenefe ile görüşeceğiz. TDP Gençlik Örgütü bize destek belirtip, dayanışma mesajı yayınladı. Aynı talebi CTP Gençlik Örgütü’nden isteyeceğiz. Özellikle CTP ve TDP gençlere bizimle dayanışma çağrısı yapıyoruz. Eğer hapis yatırsak da sivil itaatsizlik yapmayı planlıyoruz.”
Kaynak: Yeni Düzen