BASINA VE KAMUOYUNA
Hepimiz; otoritenin, hiyerarşinin, şiddetin egemen olduğu bir dünyada yaşamak zorunda bırakılmışız. Bu kavramların hepsi de özünde militarizme içkin kavramlardır. Militarizmin bu kavramları, yaşamın her alanında çeşitli şiddet biçimleri olarak karşımıza çıkıyor. Oysa başka bir dünya mümkün!
Üzerinde yaşadığımız coğrafyada egemen devlet TC, kurulduğu ilk günden itibaren bir militarist yapılanmadır. Bu nedenle militarizmin hayatlarımızda sızmadığı alan kalmamıştır. En küçük hücrelerimize/toplumun en küçük hücrelerine kadar militarizm hâkimdir. TC, Kemalistlerce bu coğrafyada yaşayan diğer halklar yok sayılarak Türklük ve Sünnilik anlayışı üzerine inşa edilmiştir. Bu yapılırken toplumun militarizasyonunu sağlayacak birçok ırkçı sembol ve propaganda hayata geçirilmiştir.
Aynı militarist sistemle yüzyıldır bu coğrafyada yaşayan birçok halkın katledilmesi gerçekleştirilmiştir. Başta Ermeni, Rum, Süryani ve Aleviler olmak üzere çeşitli inançları ve halkları katletmiş, zorla Türkleştirmeye çalışmıştır. Militarizmin hedefinde şimdi ise esas olarak Kürt halkı bulunmaktadır.
Onlarca yıldır, halkımız yok sayılarak sistematik bir şekilde baskı altına alınmış, linç ve tehdit edilmiş, yüzlerce köy boşaltılıp zorla göç ettirilmiş, katliamlar yapılmış, anadili yok sayılmış, asimilasyon ve entegrasyon sürdürülmüş, sürdürülmeye devam ediyor. Halkımıza karşı yapılan katliamların son halkası Roboski’dir. Askeri savcının Roboski kararı ise Kürdün dahası insanlığın bir kez daha katledilmesidir.
Ayrıca militarizmin üzerinde yükseldiği kapitalist sömürü düzeninin, insanları, halkları egemenler için sadece bir araç haline getirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Sömürü, tahakküm, eşitsizlik ve bütün bunların doğal bir uzantısı olan şiddet her yerde egemen olmuş durumda. İşte militarist doku bütün bunların sürdürücüsü ve koruyucusu durumundadır.
Kürdistanlı komünistler olarak; sömürünün, egemenlik ilişkilerinin ve bunların sonucu olan sınırların ve devletlerin olmadığı, itaat ve tahakkümün son bulduğu, ırk, din ve cinsiyet ayrımının olmadığı, eşitliğin, özgürlüğün, dayanışmanın olduğu bir dünyada yaşamak istiyor ve bunun için mücadele ediyoruz. Şimdiki mevcut durum bunun tam tersi olsa bile biz “başka bir dünya mümkün” düşüncesinden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Ve bu nedenle, bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da var olan egemen sistemin militarist yapısına hizmet etmeyeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz.
Evet, bugünkünden farklı bir dünya mümkündür. Militarizmin ortadan kaldırılması mümkündür. Komünist, onun da ötesinde insan olarak her alanda anti-militarist olunması gerektiğine inanıyoruz. Buna inandığımız için ölmenin-öldürmenin ve şiddetin kutsandığı hiçbir yapıda yer almayacağız. Militarist kurum ve yapıların ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyoruz. Ve bunun için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz.
Kürdistanlı komünistler olarak; militarizme ve onun var olan kurumlarına asla hizmet etmeyeceğiz. Bu nedenle VİCDANİ REDDİMİZİ açıklıyoruz.
Kamuoyuna duyurulur! Saygılarımızla. 18.01.2014
Tuncay Atmaca – Yasin Yetişgen