Slavoj Zizek: Öcalan’a yönelik tecrit kalkmalıdır
Güven’in tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi devam ederken aralarında Slavoj Zizek’in de olduğu dünyaca ünlü isimler, tecridin kaldırılması talebinde bulundu.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemi başta cezaevleri olmak üzere dünyanın bir çok yerinde devam ediyor. Güven’in eylemi 141. gününe girerken ardından 66 cezaevinde 300’ün üzerinde tutuklunun başlattığı açlık grevi eylemi 103. gününde. Hükümetin sessizliği karşısında 1 Mart itibariyle süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi de devam ederken şimdiye kadar 4’ü tutuklu olmak üzere 5 eylemci tecridi protesto etmek amacıyla yaşamına son verdi. Cezaevlerinde yaşanan ölümlerin ardından bir çok kurum-kuruluş ve Yeni Özgür Politika’dan Gazeteci Derviş Çimen‘e konuşan aralarında ünlü düşünür Zizek’inde olduğu bir çok isim hükümete “Tecridi kaldırın” çağrısı yaptı.
‘Tecridin kalkması barışı getirir’
Lubjiana Üniversitesi Sosyoloji ve Felsefe Enstitülerinde profesör ve Londra Üniversitesi Birkbeck Enstitüsü Beşeri Bilimler Fakültesinin Uluslararası Direktörü dünyaca ünlü Sloven düşünür Slavoj Zizek Türkiye’de demokrasinin varlığından söz etmenin mümkün olmadığına vurgu yaparak şunları söyledi: “Rejim yalnızca gaddar ve baskıcı olarak betimlenebilir. Türkiye’de barış, eşitlik ve özgürlük isteyenler için Kürtlerle diyalog kurmaktan başka bir alternatifi yok.
Böyle bir diyaloğa engel olmanınsa yıkımdan ve daha çok acıdan başka bir getirisi olmaz. Bundan dolayı açlık grevindeki Leyla Güven’in ve dünya çapındaki binlerce insanın Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kalkması ve özgürlüğüne kavuşması taleplerini destekliyorum. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kalkması ve yeni bir barış diyalogunun başlaması Türkiye’ye bir bütün olarak demokrasi getirecektir.”
‘Tüm kalbim bu cesur insanlarla’
Uluslararası alanda tanınmış dilbilimci, pedagog ve araştırmacı-yazar Dr. Tove Skutnabb Kangas Göçmen oldukları ülkelerde çift dilli çocukların uğradığı ayrımcılığa karşı mücadelesiyle tanınıyor. Abdullah Öcalan’ın siyasal sorunlar karşısında çözüm öneren misyonunun olduğuna vurgu yaparak şöyle devam etti: “Şimdiye kadar Abdullah Öcalan’ın ingilizceye çevrilmiş 3 kitabını okudum. En önemli figür, çözümleriyle, Türkiye’nin Nelson Mandelası. Abdullah Öcalan halen mutlak tecrit altında tutuluyor. Türkiye hapishanelerindeki geniş çaplı açlık grevi eylemi ile Türkiye’nin bu tecridi kaldırması talep ediliyor. Bütün kalbim bu cesur insanların yanında. Dünyanın geri kalanı ne yapıyor? HİÇBİR ŞEY! Türkiye ordusuna silah satmaktan başka hiçbir şey. Türkiye’ye sesleniyorum mantıklı olun ve çözüm önerileri olan kişiyi serbest bırakın!”
‘Müzakere olmak zorunda’
Alman film yapımcısı ve prodüktör Prof. Peter Ott 2007 yılından bu yana ülkenin önde gelen sinema akademilerinden biri olan Merz Akademie’de profesör olarak ders veriyor. Sorunların müzakereyle çözülebileceğine dikkat çeken Peter Ott ise şöyle konuştu: “İngilizce ‘yoldaş’, Almanca’da ‘Genosse’ anlamına gelirken, Kürtçe ‘heval’ anlamına gelir. Bu kelimenin anlamı da çok sadedir: Arkadaş. Bu dünyanın kurtuluşu da ancak arkadaşlık temelinde yeniden kurulmasıyla mümkün olacak. Konuşmak zorundayız. Müzakere etmek zorundayız. Öcalan ve tüm siyasi tutuklular mutlak tecridi derhal sonlandırılmalıdır.”
‘Öcalan uluslararası semboldür’
2012-2015 arası Katalonya Bölgesel Parlamentosu üyesi ve Halk Birliği Adaylığı Partisi (CUP) Ulusal Sekreterliği yapmış ünlü aktivist Joaquim Arrufat i Ibáñez Katalanlar olarak Kürtlerin verdiği hak mücadelesini anladıklarını söylereyerek şunları aktardı: “Her gün yasaların nasıl insan haklarına aykırı bir şekilde kullanıldığına ve adaletsizliğin yeni iktidar gücü olduğuna tanık oluyoruz. Öcalan’ın tutsaklığı ve tecridi nasıl ki Kürtlerin maruz bırakıldığı tecrit ve tutsaklığın uluslararası bir sembolü haline gelmişse, iç savaş sonrası 40 yıllık faşist iktidarın kurduğu zayıf demokratik yapının 1 Ekim 2017 tarihinde seçim sandıklarımızı vahşice paralaması, intiharının sembolü olmuştur.”
‘Mücadelenizi destekliyorum’
Danimarka Aalborg Üniversitesi’nde akademisyen olan ve aşırı sağ, sağ popülizm ve İslam bağlantıları üzerine çalışmalarıyla bilinen Dr. Susi Meret de “Sayın Öcalan’ı serbest bırakın” diyerek şöyle devam etti: “Açlık grevindekileri ve onların Türkiye’deki ve komşu ülkelerindeki krize uzun ömürlü ve barışçıl çözüm getirme kararlılıklarını destekliyorum.”
Kaynak: Yeni Yaşam
**