Nazım Arslan

2012 12 Eylül Nazım Arslan – SK sitesine Dersim’den email gönderdi.   VİCDANİ REDDİMDİR… 1979 yılında Dersim’de doğdum. 1. yaşındayken 12 Eylül faşist askeri darbesi nedeniyle babamın sürgün edilmesi nedeniyle Artvin’de başladığım hayatımın en önemli dönüm noktaları arasında Erzincan Otlukbeli beldesine sürgün olarak gittiğimizde yaşadığım Kürt, Komünist, Kızılbaş olarak çocuklar arasında ötekileştirilmem oldu. O yıllardan sonra hiçbir

2012 12 Eylül Nazım Arslan – SK sitesine Dersim’den email gönderdi.

 

VİCDANİ REDDİMDİR…

1979 yılında Dersim’de doğdum. 1. yaşındayken 12 Eylül faşist askeri darbesi nedeniyle babamın sürgün edilmesi nedeniyle Artvin’de başladığım hayatımın en önemli dönüm noktaları arasında Erzincan Otlukbeli beldesine sürgün olarak gittiğimizde yaşadığım Kürt, Komünist, Kızılbaş olarak çocuklar arasında ötekileştirilmem oldu. O yıllardan sonra hiçbir zaman “iyi bir yurttaş” olmayacağıma karar verdim. Madem “her türk asker doğar” ise ve bende türk değil isem askerde dahil olmak üzere bu ülke hiçbir şey olmamayı kafama koydum.

Ve 33 yıl boyunca bu ülkenin memuriyetini dahi düşünmedim. Olmadım. Sosyal güvence peşinde koşmadım.

Bugün 12 Eylül 2012.

Ve ben Vicdani Reddimi deklere ederek faşizme karşı hala yapabileceğimiz bir şeylerin olduğuna vurgu yapmak istiyorum.

1938 Dersim harekatında halkımı katleden, mağaralarda gazlarla boğan, çocukları süngüye takan bir orduya, hizmet etmemin beklenmesini ordu açısından bile ahlaki bulmuyorum.

12 Eylül faşist askeri cuntasıyla halkıma işkence yapan, cezaevlerinde dışkı yediren bir orduya hizmet ederek önümdeki engelleri kaldırmamı bekleyen bir ailenin yaklaşımını ahlaki bulmuyorum.

Afyonkarahisar ’da 25 tane gencini toprağa verip, 30 yıldır devam eden yoksul halk çocuklarının savaşında sayısı artık yüzbinleri bulan asker cenazelerinde hala “vatan sağolsun” diyen anne ve babaların gözyaşlarını samimi, davranışlarını vicdani bulmuyorum.

33 yaşına kadar Kürt gerillası olarak bu savaşa dahil olmadıysam Türk askeride olmayacağım. Her türden asimilasyona, imhaya ve inkara rağmen savaşı değil barış’ı savunmaya devam edeceğim.

30 yıldan uzun bir süredir Kürt-Türk savaşı adı altında ölüme gönderilen askerler için TSK’ya soruyorum: siz kimin çocuklarına ölümü reva görüyorsunuz?

Benim annem beni çok seviyor, babamda öyle… Benim annem ölmemi istemiyor. Ve benim annem öldürmemi de istemiyor.

33 yıldır sürdürdüğüm hayatımı onurumla tamamlamak için tekrar söylüyorum;

Askere gitmeyeceğim, kardeş kanı dökmeyeceğim. Kimsenin askeri olmayacağım.

Ben çocuklarıma güzel bir dünya bırakmak istiyorum. Savaşların olmadığı, mutlu bir dünya…

Nazım ARSLAN

DERSİM

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org