18 örgüt, 9 Aralık’ta Haluk için eylem çağrısı yaptı
09/12/2014
Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi, 2011 yılında seferberliğe gitmemesi nedeniyle 4 Aralık 2014’ten itibaren 10 gün hapis cezasına çarptırılan ve Merkezi Cezaevi’nde bulunan Haluk Selam Tufanlı’ya destek için Merkezi Cezaevi önünde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına çeşitli sendika, siyasi parti ve örgüt temsilcileri de destek verdi.
YKP Yürütme Kurulu Üyesi ve Kıbrıs’ta Vicdani Ret İnisiyatifi aktivisti Murat Kanatlı, konuya dikkat çekmek amacıyla yarın saat 18.00’de Lefkoşa Kuğulu Park’tan başlayarak Lokmacıya yürüyeceklerini ve Kıbrıs’ın kuzeyinden 18 örgütün destek verdiğini belirtti.
Kanatlı, Küresel Eylem ismi ile Kıbrıs’ın kuzeyi ile eş zamanlı olarak İstanbul KKTC Başkonsolosluğu önü ve diğer bazı merkezlerde de eylem yapılacağını vurguladı. Kanatlı ortak metne destek verip yarın için eylem yapan örgütleri de açıkladı. Ortak metne imza atan örgütler; KTÖS, KTOEÖS, Türk-Sen, DAÜ-SEN, DAÜ-BİR-SEN, Basın-Sen, Çağ-Sen, HASDER, Devrimci Komünist Birlik, Baraka Kültür Merkezi, Mezopotamya Kültür Merkezi, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, EMAA, YKPfem, Feminist Atölye FEMA, TDP, BKP, YKP.
Daha sonra eylemin gerekçelerini içeren ortak bildiri örgütler adına Mine Kanol tarafından okundu.
Eyleme, Merkezi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Haluk Selam Tufanlı’nın anneannesi Gülten Sağlı da katıldı. Sağlı, tüm anneler ve neneleri destek olmaya çağırdı.
Eylem müzik dinletisi ile sona erdi.
**
18 örgüt imzalı okunan ortak açıklama şöyle:
Öldürmeyi reddeden bir kişi daha cezaevinde! – Haluk Selam Tufanlı yalnız değildir
Vicdani ret kişinin ahlaki, dini veya siyasi görüşleri nedeniyle silahaltına alınmayı reddetmesidir. Hukuki olarak, vicdani ret hakkı öncelikle Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin 18. maddesi, Birleşmiş Milletler Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin (Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi) 18. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 9. maddesinde belirtilen “düşünce, vicdan ve din özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmektedir.
Bu çerçevede Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin denetim organı olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin 22 numaralı Genel Yorumunun (1993) 11. paragrafında zorla silahaltına alınmanın kişilerin din, vicdan ve inançlarıyla ciddi şekilde çelişebileceği vurgulanmıştır.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu, 1987/46 ilke kararında devletleri vicdani ret hakkını tanımaya davet etmiş ve devletlerin bu hakkı kullananları cezalandırmaktan kaçınmaları gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca BM İnsan Hakları Komisyonu, devletleri kanunlarını ve uygulamalarını gözden geçirmeye, vicdani retçiler için af ve hakların iadesi uygulamalarını yürürlüğe koymaya çağırmıştır.
Özellikle belirtmek isteriz ki vicdani ret hakkı herhangi bir zamanda, profesyonel askerlik yaparken bile açıklanabilen ve kullanılabilen bir haktır. Bu kapsamda Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Tavsiye Kararı No. 1742 (2006) “her zaman, yani askerlik hizmeti öncesinde, sırasında ya da sonrasında vicdani retçi olarak kaydedilebilme ve profesyonel ordu üyesiyken bile vicdani ret statüsü kazanabilme hakkına” atıfta bulunmaktadır.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki Anayasa Mahkemesi’nin vicdani ret konusundaki kararında şöyle denmektedir:
(D.2/2013 – 13/2011) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesinde yer alan düşünce, vicdan ve din özgürlüğü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası’nın yukarıda verilen 23. maddesinde sıralanan özgürlükler arasında yer almaktadır; Anayasa’nın 24. maddesinde de kişinin düşünce ve kanaatlarını açıklama hakkı olduğu ifade edilmektedir. Büyük Daire olarak oturum yapan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, ilk kez 2011 yılında, Bayatyan ile Ermenistan arasındaki başvuruda verdiği kararla, daha önce Avrupa İnsan Hakları Komisyonunun konu hakkında verdiği kararlardan ayrıldı ve vicdani nedenle zorunlu askerlik hizmetine karşı olmanın, Sözleşme’nin 9. maddesi kapsamına giren bir hak/özgürlük olabileceğini karara bağladı.
Vicdani retçi statüsünün ve bu statüye kabulle ilgili esas ve usullerin Askerlik Yasası’nda veya başka bir yasada düzenlenmemiş olması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından bir eksiklik, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf devletin Sözleşme altındaki yükümlülüğünü ihmali olarak görülmekte ve bu eksiklik nedeniyle askerlik hizmetine karşı olan vicdani retçilerin cezalandırılmaları, kişilerin Sözleşme’nin 9. maddesinde yer alan özgürlüklerine müdahale olarak değerlendirilmektedir.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki idare, tüm bu uluslararası sözleşmelerde yazılanlara ve İnsan Hakları Sözleşmesi’ne kendi iç hukuğunda yapığı düzenlemelerle taraf olmasına rağmen, zorunlu askerliği süresince yaşadıkları ve gözlemledikleri sonucu her yıl gerçekleşen seferberlik hazırlıklarına katılmayı ve askerlik kurumuyla arasında herhangi zorunlu bir bağı reddeden Haluk Selam Tufanlı, 04 Aralık 2014 tarihinde 10 günlük hapis cezasına çarptırılmıştır.
Haluk Selam Tufanlı vicdani reddini 2011 yılında şu sözlerle açıklamıştı:
“Savaş oyunlarına, birilerinin ceplerini doldurmaya alet olmayacağımı, elime silah alıp bana düşman olduğu söylenen insanları öldürme hazırlıkları yapmayacağımı, ne ordularının, ne savaş hazırlıklarının parçası ne de emir kulları olmayacağımı beyan ederim. Buna ek olarak, militarizmin öğretilerini uygulamayı, şiddeti normalmiş gibi günlük hayatımda kullanmayı ve dayattığı adamlık tanımlarına uymayı da reddederim. Vicdanımı dinliyorum ve reddediyorum!”
Haluk, öldürmeyi reddettiği için 10 gün boyunca cezaevinde olacak, üstelik bu ceza sadece 2011 yılında seferberliğe gitmediğinden verildi; 2012, 2013 ve 2014 yıllarında da seferberliğe gitmediği için Haluk’a ayrı davaların açılması beklenmektedir.
Vicdanımız kararı reddediyor! Haluk, vicdani retçi olması sebebiyle son 10 ayda özgürlüğü kısıtlanan ikinci düşünce mahkumudur ve vicdani retçilerin sayısı giderek artmaktadır. Bu utanç tablosuna, düşüncelerimize, bedenlerimize ve kişiliklerimize yapılan saldırılara ve üzerimize kurulmaya çalışılan militarist, milliyetçi, cinsiyetçi tahakküme dur diyoruz.
Haluk’a dayanışma göstermek için 9 Aralık Salı saat 18:00’de Kuğulu Park’tan başlayarak dünyanın diğer yerlerinde de gerçekleşecek eylemlerle eş zamanlı olarak saat 19:00’da ara bölgede (Lokmacı) devam edecek olan çok toplumlu Küresel Eylem’e tüm halkımızı davet ederiz.
KTÖS, KTOEÖS, Türk-Sen, DAÜ-SEN, DAÜ-BİR-SEN, Basın-Sen, Çağ-Sen, HASDER, Devrimci Komünist Birlik, Baraka Kültür Merkezi, Mezopotamya Kültür Merkezi, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, EMAA, YKPfem, Feminist Atölye FEMA, TDP, BKP, YKP
http://www.yenicag.com.cy/yenicag/2014/12/18-orgut-9-aralikta-haluk-icin-eylem-cagrisi-yapti/
**
MHD: Vicdani Retçilerin hapsedilmesi ciddi insan hakkı ihlalidir!
06/12/2014
Mülteci, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen, iltica ettiği ülke tarafından endişeleri haklı bulunan kişidir. Vicdani ret hakkının tanınmadığı coğrafyalardaki vicdani retçilerin, siyasi düşünceleri nedeniyle özgürlükleri kısıtlanıp ciddi insan hakkı ihlallerine maruz kalan kişiler kapsamında diğer ülkelere sığınma başvurusu yapma hakkı doğmaktadır. İtalya’ya sığınma başvurusunda bulunan Uğur Bilkay ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ne sığınma başvurusunda bulunan Onur Erden’in mücadelerinde bunun örneklerini görebiliriz.
Vicdani retçilerin siyasi görüşleri ve düşünceleri kapsamında hapsedilmeleri ve kötü muameleye mağruz kalmaları, zulüm ve ciddi insan hakkı ihlali kapsamına girmektedir. Vicdani ret, vicdan ve düşünce özgürlüğü kapsamında bir çok ülke ve uluslararası hukuk tarafından korunan bir haktır. MHD’ye sayısız emeği geçen gönüllülerimizden vicdani retçi Haluk Selam Tufanlı’nın mahkumiyeti bu bağlamda endişe vericidir. Vicdani ret hakkı temel bir insan hakkı olup, tam da savaşların kronikleştiği bugünlerde öldürmeyi öğrenmenin reddinin suç olması kabul edilebilir değildir. Hiçbir hak veya hak ihlali, diğerinden bağımsız değildir. Coğrafyamızda insan onuru her yönüyle korunabilene kadar farklı kesimlerle dayanışmamız sürecektir.
MHD (Mülteci Hakları Derneği)