“Kara bir Çarşamba günü her yeri bir sessizlik kapladığı o günde kuşlar ötmedi. O gün güneş sanki bir an durdu ve yer yüzünü yakmaya başladı, intikam alırmış gibi ateş kustu. Kainat haberini almış da evvelinden yasını tutarmış gibi. Hayatta olanlar için bir utanç.”
Bu satırlar oğlu askerde intihar ettiği iddia edilen Zübeyt Çitfçi’ye ait.(1)
Abdurrahman Çiftçi’nin, Muş’un Hasköy İlçesi’nde zorunlu askerliğini yaparken tezkeresine 2 ay kala intihar ettiği söylenmişti. 8’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı, ölüme neden olan kurşunun hazine malı olması nedeniyle zararın aileden tahsil edilmesini istemişti.(2)
Bu haberin çok da uzun süre geçmeden kurşun parasının kaldırılacağına dair haberler basında yer almaya başladı.(3) Kurşun parası utancı diye bitecek diye. Habere göre Askeri Ceza Kanunu’nda hizmete özel verilen eşyayı tahrip etmeyi düzenleyen 130. maddesindeki, “kaybedilen, kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip edilen veya harabolmasına sebebiyet verilen eşyanın ödettirilmesine de ayrıca hükmolunur” ifadesi yürürlükten kaldırılacaktı.
Ama Abdurrahman Çiftçi’nin ölümünün üzerinden 3 yıl geçti. Ailesi ise Abdurrahman Çiftçi’nin intihar etmiş olabileceğini hiçbir zaman kabul etmedi.
Kurşun düzenlemesine ilişkin madde hala yerli yerinde.
2015 yılından beri haber olmadığını düşünürsek kurşun parası istememenin bir yolunu buldular sanırım. Askerdeki ölümlerim soruşturulmasının bir yolunu buldular mı? Bakın ölümleri önlemenin demiyorum. İntihar ettiği söylenen askerler üzerine takipsizlik kararı vermekten vazgeçtiler mi diyorum.
Bir bilgi: Abdurrahman Çiftçi’nin kardeşi Ramazan Çiftçi, vicdani retçi.
Askerlik Kanunu’na göre askerde kardeşi ölene askerlikten muafiyet şansı tanınmış. Yani kardeşi askerden ölenin bir kardeşi varsa kendisi ya da birden fazla varsa kardeşlerden biri istemediği sürece asker olmayabilir.
Ramazan Çiftçi ise bu “hakkını” kullanmadı. Vicdani retçi oldu.
Kurşun parası düzenlemesi, hala duruyor.
Savaş haberlerinden dolayı pek duymuyoruz ama askerde intihar ettiği söylenen kişiler de hayatını kaybetmeye devam ediyor.
Militarist sistem kendini her gün yeniden üretiyor. Kışlada olsun, devlet büyüklerinin ağızlarında olsun.
Erkeklik yüceltilirken milliyetçilik söylemleri hiç olmadığı kadar devam ettiriliyor. Gencecik insanlar haritada yerlerini bilmedikleri yerde ölmeye, öldürmeye devam ediyor.
Geriye kalan ise Abdurrahman Çiftçi’nin mezar taşı.
Bir de bizim militarizme, erkekliğe ve milliyetçiliğe karşı olan anti-militarist kararlılığımız.
(1) http://vicdaniret.org/kislalardaki-supheli-olumler-icin-batmanda-da-dernek-kuruldu/
(2) http://vicdaniret.org/askeri-savci-intihardir-sorusturmaya-gerek-yok-dedi-aileden-11tl-kursun-parasi-istedi/
(3) http://www.milliyet.com.tr/-kursun-parasi-utanci-bitecek-gundem-1987590/
* Gökhan Soysal: Avukat, Vicdani Ret Derneği Eş Başkanı