CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve arkadaşları tarafından, bireysel silahlanmanın önüne geçilmesine ilişkin kanun teklifi TBMM Başkanlığına sunuldu.
Bir “dijital diktatörlük” olarak nitelendirilen bu sistemde, vatandaşlar her ihlalde bir ceza puanı alacak; bu durumdaysa, finansal cezalar ve hatta seyahat kısıtlamaları gibi şeylere maruz kalacaklar.
Peki nedir bu şiddetsizlik? Siz de şiddetsizliğin yaygınlaşmasını istiyorsanız işte yapabileceklerinizden bazıları:
Türkiye bu yılın Ocak ayında Afrin’de Zeytin Dalı harekâtını başlatmış ve operasyonda Alman yapımı Leopard 2 tanklarını kullanmıştı. Bu durum Almanya kamuoyunda Türkiye’ye silah ihracatına ilişkin tartışmalara neden olmuştu.
Göçmen bir ailenin, savaşın sonuçlarının bedelini halen daha ödeyen bir ailenin çocuğu olarak bu evrende kimseyi düşman olarak görmek istemiyorum dedim, memleketin bir yarısından vazgeçmek zorunda bıraktınız.
Ben bu yazıda, Türkiye’nin orman yangınlarına yaklaşımına ve her şeyin üstünde tutulan “güvenlik” politikalarına değinmek istiyorum.
Ucuz, pespaye numaralarla “ihanet” olarak lanse ettikleri bu duruşun yani hakta direnmenin inananlar için ibadet olduğunu hatırlatmak isterim. Ve ibadetler birlikte yani cemaatle gerçekleştirildiklerinde çok daha kıymetlidir!
Belli ki ne geçmiş hükümetler ne de vicdani reddi yasallaştırma isteğini ortaya koyan ve özellikle son seçim programlarında buna yer veren şimdiki hükümet, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmekten kaçınıyor.
BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, ”Yemen’de insanlar yiyecek hiçbir şey bulamadıkları için ot ve yaprak yiyor, kıtlığa karşı mücadeleyi kaybediyoruz” dedi. BM’ye göre iç savaşın devam ettiği Yemen’de ülke nüfusunun % 75’i yani 22 milyondan fazla insan yardıma ve korumaya ihtiyaç duyuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türk ordusunun kuzey Irak’ta bir yıl öncesine kadar uzanan süreçte PKK’ya karşı dört operasyonunda savaş hukukunu delmiş olabileceğini belirtti.
