Zeliha Irmak
Ankara — Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, süreç komisyonunda dinlenmeyen vicdani retçilerilerin raporlarını TBMM Başkanlığına sundu. Bayhan, “Vicdani retçiler, Komisyonun Türkiye’de demokrasinin derinleşmesine katkı sağlayabilecek tarihî bir fırsatla karşı karşıya olduğunu vurguluyor. Yapılan çağrıda şu ifadeler öne çıkıyor: ‘Bu mesele teknik bir yasa değişikliği değil, vicdan özgürlüğünün tanınmasıyla ilgilidir. Komisyonun adını tarihe, Türkiye’de vicdan özgürlüğünün önündeki son engelleri kaldıran bir irade olarak yazdırın’” dedi.
Komisyon üyesi, İskender Bayhan, “25 Ağustos’ta Meclis Başkanlığına sunduğumuz ekli listede, vicdani retçilerin de Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna davet edilmesi için önerimiz yer alıyordu. Toplumsal yüzleşmenin derinleştirilmesi ve farklı kimlik ile inançlara yönelik hak ihlallerinin görünür kılınması amacıyla yürütülen çalışmalar sırasında, vicdani retçilerin de komisyonda dinlenmesini önemsemiştik. Dinleme için komisyona henüz davet edilmemiş olan vicdani ret hareketi temsilcilerinin süreçle ilgili yazılı raporları ektedir” dedi
Vicdani ret hareketinden Şendoğan Yazıcı ve Yavuz Atan’ın imzalarını taşıyan raporunu komisyona sunan Bayhan, “Rapor, Türkiye’de vicdani ret hakkının tanınmaması nedeniyle bireylerin ‘sivil ölüm’ olarak tanımlanan bir statüye mahkûm edildiğini vurguluyor. Bu kapsamda, retçiler şu üç temel ihlali öne çıkarıyor: Ekonomik imha: Banka hesaplarına el konulması, e-haciz uygulamaları ve çalışma yaşamının fiilen sonlanması. Sosyal tecrit: Sürekli gözaltı riskiyle yaşamak ve seyahat özgürlüğünün kısıtlanması. Siyasi hakların gaspı: Seçme ve seçilme haklarının fiilen ortadan kalkması. Bu durumun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Murat Ülke/Türkiye kararında tespit ettiği şekilde, insan hakları ihlali niteliği taşıdığı belirtiliyor. Temel talep: vicdani ret hakkının koşulsuz tanınması” dedi.
Raporun merkezinde, vicdani ret hakkının koşulsuz ve yasal güvence altına alınması talebinin yer aldığını vurgulayan Bayhan, “AİHM’nin Bayatyan/Ermenistan, Erçep/Türkiye ve Kanatlı/Türkiye kararlarına atıf yapılarak, bu hakkın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca düşünce, vicdan ve din özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğu hatırlatılıyor. Raporda ayrıca, ‘alternatif sivil hizmet’ önerisinin çözüm olmadığının altı çiziliyor: ‘Sorun, üniformanın rengi değil; zorunluluğun kendisidir. Vicdani ret, bir imtiyaz değil, insan onurunun ifadesidir’ Komisyona çağrı: cesur ve tarihi bir adım atın. Vicdani retçiler, Komisyon’un Türkiye’de demokrasinin derinleşmesine katkı sağlayabilecek tarihî bir fırsatla karşı karşıya olduğunu vurguluyor.Yapılan çağrıda şu ifadeler öne çıkıyor: ‘Bu mesele teknik bir yasa değişikliği değil, vicdan özgürlüğünün tanınmasıyla ilgilidir. Komisyonun adını tarihe, Türkiye’de vicdan özgürlüğünün önündeki son engelleri kaldıran bir irade olarak yazdırın’” dedi.
Kaynak: Evrensel


