Bedelli Askerlik: Geçenden 18.000 Lira geçmeyenden… – Gökhan Soysal

Bedelini ödeyerek köprüden geçersek sorun yok. Bedelini para olarak ödememekte diretirsek Deli Dumrul’dan başka bir şey göremeyeceğimiz başımıza vura vura öğretilmeye çalışıyor.

Deli Dumrul’un kahramanı olduğu bir efsane vardır. Azrail’le olan oyununa hiç girmeden kısaca aktarırsak Deli Dumrul efsaneye göre yaptığı köprüden -rakamlar değişiyor- geçenden 30, geçmeyenden döve döve 40 akçe alırdı. Türkiye’deki bedelli askerliğe karşı vicdani reddin durumunu da Deli Dumrul’un efsanesine benzetebiliriz.
Geçen yıllarda çekilen bir filme de konu olmuştu bu efsane. Bazılarınız hangi filmden bahsettiğimi bilir: Deli Dumrul. Filmin tamamını izlemedim, vicdani retle ilgili video sitelerinde ne var diye bakarken rastladım. Cübbeli Ahmet’in vicdani retle ilgi açıklamalarından sonra. Filmdeki otobüste geçen bir sahnede iki genç bedelli askerlikten vicdani redden konuşurken komedi unsuru olarak “yeni kahramanımız” gençlerin muhabbetine osuruktan teyyare diye giriş yapar ve tahmin etmesi hiç de zor olmadığı gibi kuru sıkı bir şovenizmden sonra gençler otobüsten atılır. Otobüstekiler, “kahramanımıza” helal olsun sana diyerek alkış tutmayı ihmal etmez tabi filmde. Ne kadar tepkiyle karşılarsak karşılaşalım içinde olduğumuz durumun özeti maalesef bu(İlgili video için: http://www.youtube.com/watch?v=bXp5QvQ-SwQ).
Çok sayılmaz, 3 yıllık bir aradan sonra bedelli askerliğin meclisten geçmesi tekrar karara bağlandı. Son düzenlemede 30 yaş ve 30 bin türk lirası askere gitmemek için ödenmesi gereken bedel olarak saptanmış, daha sonra yetkili kişiler, beklenenden az kişinin bundan yararlandığını açıklamıştı. Şimdi yaş sınırı daha geriye çekilerek talep arttırılmaya çalışılmakla yetinilmedi, bu sefer ödenen bedelde hatırı sayılır bir indirime gidildi.
Ortadoğu’da -özellikle Mısır’da- devrimlerin pek de hayal edildiği gibi ilerlememesi, Suriye’de Esad’a karşı var olan muhalefetin yüzeye çıkması ve diğer ülkelerdeki örneklerine bakıldığında şaşılacak düzeyde şiddetiyle konuşulacak duruma gelmesiyle onbinlerce insanın ölümünden bahsetmekten başka elimizden bir şey gelmiyor. Ve Işid’den. Bu süreçte insanlar savaşın ne olduğunu kitaplardaki şovenizmiyle değil çırılçıplak gerçeğiyle karşı karşıya geldi. Türkiye’deki bedelli askerliğe yönelik taleplerin artmasında bu gelişmelerin yadsınamayacak ölçüdeki etkisini görmezden gelemeyiz.
Lafı çok daha fazla uzatmaya gerek görmüyorum. Direkt söyleyeyim; zorunlu askerlikten kurtulmak için vicdanınızın, düşüncelerinizin, politik görüşlerinizin ve egemenlerin elindeki oyuncak olan savaşa karşıtlığınızın hiçbir önemi olmadığı bedelli askerlikle yöneticiler tarafından bir kez daha tekrarlanıyor. Ödemeniz gereken bedel sadece para. Bedelli askerliğe sadece elinde para olanların başvurduğunu söylemek de yanlış olur. Bankaların pusuya yatıp bedelli askerlik kredisi reklamlarını yakında televizyonlardan izlediğimizde bunu daha net kavrayacağız.
Darbecilerin, işkencecilerin, faili meşhur cinayetlerin tetikçilerinin yargılanmayı bırakın isimlerinin ilkokullara, ortaokullara verildiği bir ülkede yaşıyoruz. Tezer Özlü’nün gayet güzel söylediği ve artık maalesef klişe halini almış sözü gayet güzel anlatıyor TC’yi: Burası bizim değil bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi. Ama artık ileri demokratikleştik. Artık bize bulduğu her fırsatta işkence eden, öldüren askere gitmeme özgürlüğümüz var, bedelini yani 18.000 Türk Lirası’nı ödeyerek tabi.
Bedelini ödeyerek köprüden geçersek sorun yok. Bedelini para olarak ödememekte diretirsek Deli Dumrul’dan başka bir şey göremeyeceğimiz başımıza vura vura öğretilmeye çalışıyor. 6 Kasım’larda söylediğimizi tekrar ve tekrar vurgulamak gerekir ki biz bu sistemin cahilleriyiz. Kadını kendi istedikleri anne figürü olmak dışında bir hiç olarak gören, homofobik bu errrkek iktidarında bu sistemin cahili olmaktan başka kurtuluş yolumuz da yok. Tek bildiğimiz hayalini kurduğumuz dünyanın başlangıcının askersiz bölgede olduğu. Bizi kendilerinin oyuncağı olarak görenlere söyleyeceğimiz bir şey var: Orduya ne bir saniye ne de bir kuruş!

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org