BM: Suriye’de Alevilere yönelik etnik temizlik ve toplu infazlar var: “Sorumlular hesap vermeli”

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi (OHCHR) Sözcüsü, ihlallere ve insan hakları suistimallerine ilişkin çok sayıda tanıklık ve video kaydının belgelendiğini açıkladı.

BM: Suriye’de tüm aile fertlerinin katledildiği vakalar var

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Suriye’nin sahil bölgesindeki saldırılardan sorumlu olan herkesin adalet önüne çıkarılması çağrısında bulundu.

12 Mart 2025
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi (OHCHR), Suriye’nin sahil bölgesinde 6 Mart’tan bu yana Alevilere yönelik gerçekleştirilen etnik temizlik saldırıları ve toplu infazlarla ilgili bir açıklama yaptı.

OHCHR Sözcüsü Thameen Al-Kheetan, dün (11 Mart) yaptığı açıklamada, “Suriye’nin sahil bölgesinde yaşanan şiddetin endişe verici boyutlara ulaştığına dair raporlar gelmeye devam ediyor,” dedi.

111 sivilin öldürüldüğünü belgelediklerini belirten Al-Kheetan, doğrulama sürecinin devam ettiğini ve gerçek can kaybı sayısının çok daha yüksek olduğunu düşündüklerini söyledi.

“İnfazlar, mezhepsel temellere dayanıyor”
“Belgelendirilen vakaların büyük bir kısmı, yargısız infazlardan oluşmaktadır,” diyen Al-Kheetan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tartus, Lazkiye ve Hama vilayetlerinde meydana gelen bu infazların, büyük ölçüde mezhepsel temellere dayandığı görülmektedir. Bu eylemlerin, kimliği belirsiz silahlı kişiler, geçici hükümetin güvenlik güçlerine destek verdiği iddia edilen silahlı grupların üyeleri ve eski hükümetle bağlantılı unsurlar tarafından gerçekleştirildiği bildirilmiştir.”

Özellikle Alevi nüfusun yoğun olduğu şehir ve köylerin hedef alındığını belirten Al-Kheetan, bazı vakalarda, kadınlar, çocuklar ve çatışmaya doğrudan katılmayan kişiler de dahil olmak üzere tüm ailelerin katledildiğini belgelediklerini vurguladı.

“Alevi mi yoksa Sünni misin?”
Al-Kheetan, OHCHR tarafından toplanan tanıklıklara da değinerek, “Faillerin evlere baskın yaparak sakinlere ‘Alevi mi yoksa Sünni mi olduklarını’ sordukları ve buna göre ya öldürdükleri ya da bağışladıkları aktarılmaktadır. Bazı hayatta kalanlar, birçok erkeğin ailelerinin gözleri önünde vurularak öldürüldüğünü bildirdi,” diye konuştu. Belgelenen diğer ihlaller ve suistimaller arasında, evlerin ve dükkânların yaygın biçimde yağmalanmasının da yer aldığını belirtti.

OHCHR Sözcüsü, geçici hükümetin 10 Mart’ta sahil bölgesindeki güvenlik operasyonlarının sona erdiğini duyurmasına rağmen, yer yer çatışmaların devam ettiğine dikkat çekti.

“Nefret söylemi ve dezenformasyon yayılıyor”
Al-Kheetan, ihlallere ve insan hakları suistimallerine ilişkin çok sayıda tanıklık ve video kaydının belgelendiğini açıkladı. Ancak hem çevrimiçi hem de fiziksel ortamda giderek artan nefret söylemi ve dezenformasyonun, bölgede gerilimi daha da tırmandırdığına dikkat çekti.

“Bağlamından koparılan görüntülerin yaygın şekilde paylaşılması, toplumda korkuyu daha da derinleştirdi,” diyen Al-Kheetan, nefret söylemi ve dezenformasyondaki bu ciddi artışın, Suriye’deki gerilimi daha da körükleme ve toplumsal uyumu zedeleme riski taşıdığından endişe duyduklarını belirtti.

“Sorumlular hesap vermeli”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ün hızlı, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yapılması çağrısını hatırlatan Al-Kheetan, şunları kaydetti:

“Uluslararası hukuk normları ve standartları doğrultusunda, ihlallerden sorumlu olduğu tespit edilen herkes -hangi tarafa bağlı olduklarına bakılmaksızın- adalet önüne çıkarılmalıdır. Mağdurların ve ailelerinin hakikate, adalete ve tazminata erişim hakları vardır.

“Bu tür korkunç ihlallerin ve suiistimallerin bir daha yaşanmaması için, silahlı grupların Suriye’nin askeri yapısına dâhil edilme sürecinin uluslararası insan hakları ve insancıl hukuk kurallarına uygun olması ve geçmişte veya yakın zamanda insan hakları ihlallerine karışan herkesin sorumluluğunu tam olarak ele alması gerekmektedir.”

Kaynak: Bianet

PAYLAŞ.
VicdaniRet.org