Ordu ve monarşi: Tayland ziyareti raporu
19 Aralık 2016 — HBrock
İlgili barış aktivistleri:
Netiwit Chotiphatphaisal
Hannah Öldürmeyi Reddetme Hakkı Programı kapsamında, vicdani reddi ve askere almaya karşı hareketleri desteklemek amacıyla Tayland ziyareti gerçekleştirdi.
Fotoğraf: Tren istasyonlarında ve halka açık yerlerde görülen Bhumibol Adulyadej anıtları
Kasım ayında Bangkok’a vardığımda, birçok insan yetmiş yıl tahtta kaldıktan sonra 13 Ekim günü ölmüş olan Kral Bhumibol Adulyadej için yas tutuyordu. Oraya Savaşsız Dünya (WRI’nin Kore’deki çalışma ortaklarından) üyesi Jungmin Choi ve Yongsuk Lee ile beraber gitmiştim.
Yas tutulmakta olduğu, insanların evlerinde, halka açık alanlarda ve şehrin genel atmosferinde açıkça görülüyordu. Ölümünün üzerinden bir aydan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen festivaller iptal edilmiş veya yarıda kesilmişti, birçok insan hala siyah giyiniyordu ve otobüs duraklarından metro istasyonlarına, tapınaklara kadar her yerde anıtlar ve hatıra videoları bulunuyordu.
Monarşiye duyulan bu saygı baskıcı bir gelenekle beraber geliyordu: İfade özgürlüğünü kısıtlayan ve aktivistlere karşı bir silah olarak kullanılan, Tayland’ın katı lèse-majesté kanunları (kraliyet ailesini eleştirmeyi yasaklayan). Kraliyet ailesiyle görüş ayrılığı sosyal bir yasak ve Ceza kanunu Makale 112’ye göre yasa dışı. Lèse-majesté kanunları sadece kral, kraliçe, veliaht (şimdi Rama X) ve kral naibine karşı geçerli olduğu halde genel anlamda bir baskı aracı olarak kullanılıyordu. Öyle ki; kralın favori köpeği ile, ve prensin hava kuvvetleri generali rütbesi verilmiş olan ve üniforma giydirilen Fino köpeği FuFu ile alay ettiği için mahkemeye çıkarılanlar bile olmuştu. Birçok insan zararsız Facebook yorumları ve paylaşımları sebebiyle tutuklanmıştı.
Tayland’da 2014’deki darbeden beridir askeri bir hükümet var ve kendilerini monarşinin koruyucusu olarak tanımlıyorlar. Tayland’ı ilk defa ziyaret etmek için ilginç bir zamandı!
Vicdani retçilerle ilgili herhangi bir hüküm yok
Tayland’da belli bir yaşa gelen erkekler için askerlik uygulaması var ve vicdani retçiler ile ilgili bir düzenleme yok. Alternatif sivil hizmet seçeneği de yok ve şu anda vicdani retçilerin hakları için mücadele eden pek bir örgüt de yok.
Tayland’a ilk olarak Netiwit Chotiphatphaisal tarafından davet edildik. Netiwit birkaç yıl sonra askere çağrıldığında, askere gitmeyi reddetmeyi planlıyor. Buradan Netiwit’in askerlik hizmeti ve vicdani reddi ile ilgili açıklamalar yaptığı bir röportajı izleyebilirsiniz.
Her ne kadar Puey Ungphakorn (daha sonra sınır dışı edilmiş olan ve sosyalist damgası vurulan bir ekonomist) vicdani ret hakkının 1974 Anayasası’na girmesi için uğraşmış olsa da, tutucu kesimler tarafından komünist bir tehlikenin parçası olduğu söylendiği için bu isteğinde başarısız olmuş. Bugüne kadar vicdani ret Tayland’da pek bilinen bir kavram olmamış.
Netiwit vicdani ret hakkında farkındalık yaratmak için çalışıyor ve birkaç yıl içinde okulu bittiğinde kendi askere çağrılacağı gün için hazırlık yapıyor. (Facebook sayfasında WRI’nin 14 katı kadar, 61,950 tane! takipçisi var.) Gerçekte, bizim düşüncemize göre birçok insan askere gitmiyor; sadece kayboluyorlar ve genel olarak kimse de sormuyor. Ancak askerliğe karşı olduklarını toplumla paylaşmıyorlar veya diğerlerinin de askere gitmemesini önermiyorlar. Özellikle lèse-majesté kanunlarına karşı gelmekle suçlanırlarsa bunu yapmanın uzun süre tutukluluk şeklinde ağır cezaları olabiliyor. Yerel destek ve uluslararası dayanışma, yeni yeni oluşmaya başlayan pasifist vicdani retçiler grubuna destek vermek için çok önemli olacaktır.
Netiwit’in vicdani ret açıklamasını bu videoda izleyebilirsiniz.
Zorunlu askerlik hizmeti?
Birçok ülkede “zorunlu askerlik hizmeti” güç ve konuma bağlı bir şekilde gelişigüzel uygulanıyor. Tayland’lı aktivistlerin sıklıkla söylediğine göre: Askere alma sınıfa göre yapılıyor. İyi bağlantıları olan orta sınıf insanlar ve zenginler özellikle kırsal kesimlerde para ödeyerek oğullarının askere çağrılmamalarını sağlayabiliyorlar.
Bunu yapmak kura sistemi ile daha da kolaylaşıyor. 21 yaşına gelen her genç erkek askere alma merkezine çağrılıyor. Burada siyah veya kırmızı olan kartlardan çekiyor. Kırmızı kart askere gitmek demek, siyah kart ise muafiyet demek. Erkekler ve kadınlar 18 yaşından itibaren gönüllü asker de olabiliyorlar. Kuraya girmeden yapılan gönüllü askerlik 6 ay sürüyor, kurada kırmızı kart çekenler ise 2 yıl askerlik yapıyor. Kuraya katılanların üçte biri kırmızı kart çekiyor.
Genç erkeklere olduğu gibi, trans kadınlara da askere çağırma yazıları gönderiliyor ve onların da askere alma merkezlerinde olmaları bekleniyor. Tayland Transgender Birliği (TAHR) trans kadınlar için ve ordudaki subayların bu insanlara nasıl davranmaları gerektiği üzerine kılavuzlar hazırlıyor. Tayland’da trans kadınların askerlik gününde yaşadıklarını gösteren dokuz dakikalık bir videoyu buradan izleyebilirsiniz.
İki yıl süren askerlik boyunca, kışlalarda çok sayıda zorbalık ve şiddetli cezalandırma olayları rapor ediliyor. (bkz. yeni asker öldürülesiye dövüldü, 4 Nisan 2016)
Son zamanlarda, lisede üç yıllık askeri eğitim alarak askere gitmemek gibi bir olanak doğdu. Ancak bu konudaki yasa daha yeni değişti ve bu askeri eğitimi tercih edenlerin askere çağrılmayacağının garantisi yok.
‘Tavır ayarlaması’
Tayland ordusu 300,000’in üzerinde askerden ve bir o kadar da yedek askerden oluşuyor. Tayland’ın tehlikeli olarak veya düşman olarak tanımladığı ve askerlik hizmeti için motivasyon sağlayacak bir komşusu da yok.
Güney sınırlarında son 12 yıldır yoğunlaşan bir isyan söz konusu ve son 20 yıldır Doğu Timur, Sudan ve Afganistan’a Tayland birlikleri silahlı “barış koruma” görevleri için gönderiliyor. Bunların dışında Tayland birlikleri, Vietnam, Laos ve Kamboçya’da Amerika’ya yardım ettikleri 1960’lardan 1975’e kadarki dönem dışında çok az savaş yaptılar.
Birçok kişiye ordunun neden bu kadar yüksek bir seviyede tutulduğunu sordum ve genellikle iki cevap aldım. Birincisi çok basit: “Çok fazla general var!” yani ordunun gücünden kişisel fayda sağlayan çok fazla insan var. İkincisi ise erkekleri askere almanın toplumsal etkisi ile ilgili. Askeri hükümet şu anda “tavır ayarlama” cezaları veriyor. Sorgulama ve “tekrar eğitim” seansları yapılıyor. (Bkz. Tayland ordusunun muhaliflere uyguladığı “tavır ayarı”, 18 Nisan 2016). Aktivistlerden birisi askerliğin aslında ilkokuldan başlayan, muhalefeti sevmemeyi ve üniformaya saygı duymayı öğreten, uzun süren bir tavır ayarlama programı olduğunu söyledi. Başka bir aktivist de “askerlik itaat kültürü oluşturma yoludur” dedi.
Tayland’da 1932 yılında tam monarşinin kalkmasından bu yana 12 askeri darbe ve daha fazla da darbe girişimi oldu. Ordu etkisini monarşiyle yakınlığından alan son derece güçlü bir siyasi aktör; kralın koruyucusu olarak görülüyorlar ve bu işbirliği algısının devamlılığını sağlamaya çalışıyorlar.
Mayıs 2014’teki en son darbeden beridir yönetimi ele almış olan cunta orduyu yeni amaçlar için de kullanmaya başladı. Bu senenin Mart ayında subaylara polislik yetkisi ile birlikte, herhangi bir suçlama olmaksızın şüphelendikleri kişileri bir haftaya kadar alıkoyma yetkisi verildi. Bunu yazılı bir emir olmadan yapabiliyorlar. Bangkog Post Gazetesi bu olayı “adalet sistemine hakaret” olarak haber yaptı.
Her düzeydeki medya sansürlerine ek olarak, askeri rejim toplantı hakkına karşı katı kısıtlamalar da getirdi. Kraliyet ailesiyle yakınlığından dolayı ordu, kraliyet ailesine karşı olarak etiketlediği insanları ilgili yasalarla 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırabiliyor. Tayland’da askerlik karşıtı olduğunu söyleyen Netiwit gibi insanlar için bu risk var. Lèse-majesté kanunlarıyla karşı karşıya olmasalar da, Kore’deki vicdani ret hareketi aykırılığın hoş karşılanmadığı bir kültürde eleştiriyi desteklemenin yolları hakkında oldukça tecrübe sahibi. Bu yüzden Savaşsız Dünya bizim tanıştığımız aktivistler için oldukça ilgi çekici oldu.
Sivil toplum ve sosyal hareketler
Bu kısıtlamalar ve 2010 yılındaki seçim hükümeti tarafından getirilmiş olanlar yine de bütün sosyal hareketleri engelleyebilmiş değil.
Şiddetsizlik eğitmenleri ile topraklarında madencilik endüstrisine karşı mücadele eden toplumlarla beraber direnmeye çalışan Kuzey Aktivist Topluluğu’ndan üyeler ile buluştuk. Ayrıca yaratıcı ‘Kırmızı Pazar’ hareketinde rol alan aktivistlerle de buluştuk. (Bkz. Janjira Sombatpoonsiri’nin makalesi, ‘Oyunlarla Devrim: Tayland’da 2010 Sonrası Baskı Döneminde Kırmızı Pazar’ın Şiddetsiz Aktivizmi’) Yaratıcı yöntemlere başvurarak, halkın 90 kişinin katledilmesine kadar varan sivil toplum üzerindeki baskılar ile ilgili kendi eleştirisini yapmasını sağlıyorlar. Zaten bu harekette yer alan kişiler arasında o saldırılardan kurtulan kişiler de var.
Fotoğraf: Bangkok’da şiddetsizlik eğitmenleriyle buluşma
Ayrıca Şiddetsiz Çatışma Atölyesi üyeleri ile de görüştük, onlara Şiddetsiz Kampanyalar El Kitabı’nı verdik.
Kuzey Tayland’daki bir şehir olan Chiang Mai’de Barış ve Adalet için Uluslararası Kadın Ortaklığı’nı (IWP) da ziyaret ettim. ‘Sosyal değişim için sürdürülebilir stratejiler’ üzerine çalışıyorlar. Feminizm, şiddetsiz eylemler ve manevi uygulamaları birleştiriyorlar.
Fotoğraf: Chiang Dao’da aktivistler için bir alan oluşturuluyor, dağların eteğinde, Uluslararası Kadın Ortaklığı ile beraber
Şu andaki projeleri Chiang Dao’da aktivistlerin bireysel olarak dinlenmek, rahatlamak ve enerji toplamak için gelebilecekleri; destek veren insanlar arasında, doğada yalnız vakit geçirebilecekleri güvenli bir alan oluşturmak. Kerpicten bir ev inşa ettiler bile ve şu anda oturma ve yemek odası olarak kullanılabilecek yerler yapmaya çalışıyorlar.
Birlikte çalışmak
Bu seyahat, WRI ağı ile aktivsitlerinin Tayland’da sosyal değişim için gelecekte beraber yapacakları işleri planlamak için bir şans oldu. Bu işler başlıca şu şekilde:
* Netiwit ve gelecekteki diğer askerlik karşıtı aktivistlerle dayanışmayı planlamak.
* WRI ağını ve kaynaklarını kullanarak tanıştığımız aktivistlerin birçok diğer aktivistle bağlantı kurmasını sağlamak.
* Savaşsız Dünya ile bağlantılar kurmak ve belki de gelecekte WRI’nin Asya’daki bölgesel ağının ilk adımlarını atmak.
Fotoğraf: Soldan sağa: Yongsuk, Hannah, Sulak Sivaraksa
Bizimle buluşan, bizi ağırlayan ve Tayland’da militarizm üzerine görüşlerini bizimle paylaşan herkese çok teşekkür ediyorum. Hepinizle gelecekte militarizme alternatifler üretmek için beraber çalışmayı iple çekiyorum!
Hannah Brock, 8 Aralık 2016
Çeviri: VR
Kaynak: WRI